BATI’NIN TEZGAHLARI VE ERKEN SEÇİM

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

Son yüzyılda, Batı (Haçlı Dünyası) çeşitli bahanelerle dünya üzerinde 100 milyon müslümanı öldürdü ya da öldürttü. Bu rakama, birbiriyle savaştırdığı Müslüman ülkelerde ölenleri, iç savaş çıkardıkları topluluklarda katledilenleri, kendi kurdukları terör örgütleri aracılığıyla yok ettikleri Müslümanlar da dahil.
Onların gözünde, Müslümanlar zaten ölmesi gereken yaratıklar.
Kıyamet Savaşı başladığında zaten Müslümanları öldüreceklerini düşünüyorlar. Kıyamet Savaşı`nın çok yaklaştığına da inanıyorlar ve zulümleri bu yüzden gittikçe keskinleşiyor. Yahudi Başbahamı yıllar önce, Netenyahu`ya, “Kral Maşiyah`ın (Mesih) gelmesi için bir şeyler yapmak lazım” diyor. O da, “Yapıyoruz, yapıyoruz” diye karşılık veriyor. Yaptıkları şey, sadece Müslüman öldürmek. Müslüman öldürerek, Müslümanları birbirlerine öldürterek, “Armagedon” a yol açıyorlar. Sonunda Evangelistlerle el ele verip. Kıyamet Savaşı`nı başlatacaklar ve kendilerince Müslümanları yok edecekler. Özet bu.
Sadece Cezayir`de 5 milyon Müslümanı katlettiler.
Libya`da kaç milyon insanın öldüğü tam olarak bilinmiyor.
Daha son çeyrek asır içinde Ruanda`da onbirlerce Müslüman öldürüldü.
Afganistan`da 1979`dan bu yana ölen Müslüman sayısı 2 milyondan az değil.
Körfez Savaşı`nda İran ve Irak`ı karşı karşıya getirerek yüzbinlerce Müslüman`ın birbirini öldürmesini seyrettiler.
Kimyasal bahanesiyle Irak`a girdiler. Bir milyon Iraklı yaşamını yitirdi. İki milyon Iraklı ülkesinden göç etmek zorunda kaldı.
Filipinlerde, sonrasında Arakan`da, Filistin`de, Yemen`de yüzbinlerce Müslüman, Batılı silah tüccarlarının pazarladığı silahları birbirine doğrultarak can aldılar, can verdiler.
Şimdi Suriye`yi kan gölüne çeviriyorlar. Katil Esed de yönetimde kalma ısrarıyla, Batının saldırılarına fırsat veriyor, adeta çanak tutuyor. İnsan, “ESED acaba ABD`nin adamı mi” diye düşünmekten kendini alamıyor. Çünkü Esed gitse, Batının bahanesi kalmayacak.
Söz konusu, Suriye olunca, hele hele işin içinde bir de İran varsa, bütün bu olayları İsrail`den ayrı düşünmek saflık olur. ABD, İngiltere ve Fransa, Suriye`yi vurunca, İsrail`den beklenen açıklama gecikmeden gelmişti: “İran`ı da vurmalılar”. Acaba Batı, Suriye`yi bombalayarak, İsrail`in gazını mı aldı. İsrail (Siyonistler), “Aferin” desin diye mi yaptılar bu saldırıyı?
İnsan Suriye konusunda ister istemez ikilem içinde kalıyor.
Bir yandan, “Katil Esed`e haddi bildirildi” diye düşünüyor, öte yandan, “Bu bir provokasyon mu?” demekten kendini alamıyor.
Orta Doğu`da boy gösteren, Müslüman kanı akıtan bütün terör örgütlerinin, batının birer projesi olduğunu kendileri itiraf ediyor.
Trump, ABD Başkanlık seçimleri kampanyası sırasında, DEAŞ`ı Obama ve Hilary Cilinton`un kurduğunu açık açık söylemişti. El Kaide`yi ise Afganistan`da Ruslara karşı kullanmak için yine ABD`nin kurduğunu sağır sultan biliyor.
PKK, PYD, YPG, Boko Haram, Eş Şebab, Fetö… Ve Müslüman ülkelerde kan akıtan daha onlarca örgüt. Hepsi Gladio mahsulü, hepsi Evangelist Siyonizme hizmet ediyor.
Ve Türkiye tüm bu terörizmin hedefinde.
Bazen tek tek, bazen topluca saldırıyorlar Türkiye`ye. NATO Başkanı, “Türkiye terörden en çok çeken ülke” diyor ama Türkiye`nin terörlü mücadelesine NATO zerre kadar destek olmuyor. Destek olmak bir yana, Türkiye`nin Suriye``de sınırını tehdit eden teröristlere karşı verdiği mücadeleyi erezyona uğratmaya çalışıyor.
Türkiye yine de yoluna devam ediyor.
Devlet, ordu, hükümet Millet`ten aldığı güçle ayakta kalıyor.
Şimdi MHP Lideri Bahçeli, Ağustos 2018`de erken seçim istedi. Bahçeli erken seçime işaret ederken, Türkiye`nin iç ve dış tehditlere karşı daha güçlü bir şekilde yoluna devam etmesine vurgu yaptı. 2019`da Orta Doğu`da suların daha çok ısınacağı bir dönemde, Türkiye`nin seçimlerle meşgul olmaması gerektiğini de düşünmüş olmalı.
Hadi hayırlısı.