ALMANYA’YA GÜLE GÜLE AMA...

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

Almanya, İncirlik`teki askerlerini Ürdün`e kaydırma kararı aldı.

Bu, bizim için çok önemli değil. Zaten, Cumhurbaşkanı'ndan, Başbakan'a kadar tüm devlet erkanı, “Güle güle” diyor. Almanya'nın bu kararını, Hıristiyan Kulübü AB'nin tüm üyeleri desteklerken, Müslüman bir ülke olan Ürdün, “Kardeşim Türkiye'yi terk ediyorsanız benim topraklarımda da barınamazsınız” diyemiyor. İşte işin can sıkıcı yanı bu. Yoksa, Türkiye'nin bir NATO ülkesi olarak Almanya'ya ihtiyacı yok. Aksine, Almanya'nın ve Avrupa'nın NATO'da en çok Türkiye'ye ihtiyaçları var. Onlar zaten fıtratlarının gereğini yapıyorlar. Ama ya Ürdün?

Almanya, askerlerini İncirlik'ten çekme kararı almadan önce, Ürdün ile görüştü. Ürdün, “hay hay” dedikten sonra, kesin kararlarını açıkladılar. Ürdün “tamam” demese, Almanya, İncirlik'teki askerlerini çekemeyecek ve tükürdüğünü yalayacaktı. Ama gelin görün ki, bir İslam ülkesi böyle bir konuda bile iradesini kullanamıyor.

Bizim sorunumuz, İslam Dünyası'nın birinci savaştan sonra, bir daha toparlanamayacak kadar darmadağın edilmesi. Osmanlı'yı 44 Parça'ya bölüp, Arapları Türklere, Türkleri Araplara düşman etmelerinin üzerinden yüz yıl geçti. Birbirimize sırtımızı döndük ve bir daha ardımıza bakmadık. Ama hem Arap aleminin hem de bizim yüzümüzü batıya dönmemiz ilginçti. Öyle ya birbirimizin yüzüne bakmazken, onlar da biz de batıya yönelmiştik. Orta Doğu'nun bütün zenginliklerini batı sömürürken biz küs kardeşler olmaya mecbur edilmiştik. Edilmiştik diyorum, çünkü Batı, Türkiye ile Arap dünyası arasına demir duvarlar ördü. Birinci Dünya Savaşı'nda Arapları, Osmanlı'ya karşı isyana teşvik edip örgütlerken, savaş sonrası kurdukları şirketler ve yaptıkları anlaşmalarla, yüz yıl kendilerine bağımlı hale getirdiler.

Şimdi Orta Doğu'yu tarihin en büyük savaşına hazırlıyorlar.

Ama o savaş başlamadan önce, Katar'ın elindeki zengin doğalgaz rezervlerine el koymayı planlıyorlar.

Haçlı dünyasının Orta Doğu'da çıkarmayı düşündüğü en son ve en büyük savaşın adı: Armagedon'dur.

Armagedon, incil'de “İnsan yönetimleriyle Tanrı arasında gerçekleşecek son savaş” olarak tanımlanır. İşte bu büyük savaşın çıkması durumunda İsa Mesih'in, meleklerden oluşan bir ordu ile bu savaşı kazanacağını var sayıyorlar. Bu savaşın sonunda, Hıristiyanlar kazanacak ve sadece Hıristiyanlardan oluşan dindar bir kesim sağ kalacaktır. Hıristiyanlık öğretisinde Armagedon Savaşı, 1914 yılından itibaren beklenmektedir. Kimi felsefeciler, Haçlı Dünyası'nın çıkaracağı bu büyük savaşın, Tanrı'yı Armagedon'a zorlamak olduğunu yazarlar.

Orta Doğu'da çıkaracakları büyük savaş, Armagedon'a giden yolu açar mı bilmem ama Müslümanları büyük ve sonu gelmez acılara sürükleyeceği kesin. Çünkü, yakın dönemde çıkacak bir savaşta, teknoloji devrede olacak. Akdeniz'e, Körfeze, Kızıldeniz'e demirleyen savaş gemileri tüm Orta Doğu'yu ablukaya alacak, kıpırdama fırsatı bile vermeyecektir. Şimdi Suudi Arabistan'ın ABD'den 300 milyar dolarlık silah satın almasına bakmayın. O silahların mekanizmalarını uydu aracılığıyla kilitlemek ABD için çocuk oyuncağıdır.
İslam Dünyası'nın yok olmamak için takip edeceği iki yol var.

Birincisi, Kıyamet Savaşı başlamadan, nükleer silahlar da dahil, kendi yerli savunma sanayilerini, dünya güçleri ile baş edebilecek kadar geliştirmektir. İkincisi, bu güce ulaşıncaya kadar siyasi manevralarla, haçlı ordularının saldırısını geciktirmektir.

İşte Türkiye bu yolda yürümeye başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzde yüz yerli savunma sistemlerinin, bizim için ekmekten ve sudan daha önemli olduğunun farkında. Geleceğin de bir gün geleceğinin farkında. Bizim barıştan yana olmamızın, demokrasimizi ileri seviyelere yükseltmemizin, en ideal insan haklarıyla donanmamızın inanın bana hiç ama hiç önemi yok. Biz Müslüman olmaya devam ettiğimiz sürece, onlar durmayacaklar.

Bakara Suresi 120'de, Allah-u Teala, “Biz onların dinine girmedikçe, Yahudiler ve Hıristiyanlar sizden memnun olmazlar” diyor. İşte mesele bu kadar basit. Şu anda, Yahudiler ve Hıristiyanlar el ele vermiş, Müslümanlara kefen biçmeye hazırlanıyor.

Ya uyanık ve hazır olup savaşacağız, ya da gelecek zulümlere hazır olacağız.