ABD BİR ADIM ATMAK ZORUNDA

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

Erdoğan “Güvenli Bölge” oluşturulması için ABD`ye iki hafta süre verdi. Peki iki hafta sonra ne olacak?

Büyük bir ihtimalle ABD yine güvenli bölge sürecini zamana yaymaya çalışacak.

Nerdeyse bir yıldır ABD Türkiye`yi oyalıyor.

Türkiye-ABD ortak devriye programı mutlaka bir anlam taşıyor. Ancak ABD`nin PKK/PYD`yi müttefik gördüğü sürece bu anlam somut neticelere götürmez. ABD, Türkiye`ye güvenlikli bölge için söz verdiği günlerde bile PYD`ye silah sevkiyatını sürdürdü.

Erdoğan-Ruhani-Putin üçlüsünün Ankara Zirvesi`nde kapalı kapılar ardında neler konuştuğunu bilmiyoruz. Ancak, Suriye`de ABD ve Avrupa ülkelerinin ne işinin olduğu sorusunun masaya konulduğu bir gerçek. Zirve sonrası üç liderin yaptığı açıklamalarda da bu konu açık açık dile getirildi.

Suriye`nin toprak bütünlüğü içerisinde çözüm üretilebilmesi için Esad`ın da gerçekleri görmesi gerekiyor. Esad bir yandan Rusya ve İran ile iş pişirirken, diğer yandan ABD ve İsrail`e kayıtsız kalıyor.

Trump 2019`un başlarında ABD`nin Suriye`den çekileceğini açıkladığında belki niyet açısından ciddi idi ama kimse buna inanmadı. Nitekim, göstermelik, komuta kademesinden birkaç unsuru çekti ama hala fiili olarak ABD Suriye`de. ABD`nin Suriye`den çekilmesini en başta İsrail istemiyor ve ABD`deki lobileri ve etkili adamları vasıtasıyla Trump üzerinde baskı kuruyor. Irak`tan büyük oranda çekilen ABD`nin, iran`a karşı israil`in güvenliğini sağlamak gibi adı konulmamış bir görevi var. Aslında İran`ın İsrail için tehdit oluşturduğu falan yok. İsrail, bölgede elini kolunu sallaya sallaya terör estirebilmek için ABD`nin Akdeniz`deki varlığından cesaret alıyor. Suriye`deki ABD varlığı da bir anlamda İran ile İsrail arasında bariyer konumunda.

ABD, özellikle 1990`ların başında SSCB`nin dağılmasıyla OrtaDoğu`daki askeri varlığını artırdı. Rusya`nın boşalttığı bölgeler de ABD için hazır yemek konumundaydı. Bu gün itibariyle, ABD`nin Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır başta olmak üzere bütün Ortadoğu ülkelerinde askeri üsleri var. Bunun adı konulmamış bir işgal olduğunu söylemek çok fazla reddiye almasa gerekir.

Dünya sürekli değişiyor.

ABD de değişiyor, Türkiye de…

Gün itibari ile ortadoğu`daki hangi ülke için Rusya ya da Çin bir tehdittir? Öyleyse ABD`nin ortadoğu`daki üsleri hangi tehdide karşı muhafaza ediliyor. Nerdeyse yüz yıldır Müslüman ülkeler birbiriyle savaşıyor. Öyleyse tehdit Müslüman ülkeler arasında birbirlerinden geliyor. ABD, Müslüman ülkeleri birbirlerine karşı mı koruyor?

Aslında ABD`nin bölgede koruduğu kendi çıkarlarından başka şey değil. Örnek mi? Süveyş Kanalı`nın güvenliğini, Mısır`ın en önemli limanlarının güvenliğini ABD sağlıyor. Suudi Arabistan`daki ABD üslerinin varlığının, Suudi Petrolleri üzerinden sağladıkları çıkardan başka bir nedeni olabilir mi? Türkiye`deki varlıklarının tek sebebi de Rusya`ya karşı tampon bölge oluşturma amacıydı.

Şimdi yeniden baştaki soruya gelelim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenli bölge konusunda hem ABD`ye hem Avrupa`ya restini çekti. Suriye`den yeni bir göç dalgası olursa, Avrupa kapıları mültecilere açılacak. ABD güvenli bölge konusunda somut adım atmazsa Türkiye tek başına, ya da Rusya ve İran`ın desteğiyle güvenli bölgeyi oluşturup, Suriyelileri yavaş yavaş o bölgeye yerleştirecek.

ABD, Suriye`de Türkiye`nin iran ve Rusya ile birlikte inisiyatif almasını pek istemez. O yüzden iki haftalık süre dolmadan ABD`nin bir adım atması mümkün. Ama bu kez somut bir adım olması gerekiyor. Çünkü Türkiye`nin sabrı kalmadı.