2050'de Türk Ve Müslüman Nüfusu Ne Olacak?

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

Batı'nın iki korkusu var;
Birincisi İslam Birliği, ikincisi Türk Birliği.
Önce İslam Birliği'nden bahsedelim. Dünyada 62 Müslüman ülke var ve bunların toplam nüfusu bir buçuk milyar. Hıristiyanların nüfusu ise 2 milyar.
Ancak 1900 yılında, dünyadaki tüm Müslümanların nüfusu sadece 200 milyon iken Hıristiyanların nüfusu bunun iki katından fazlaydı. Şimdi ise aradaki fark sadece dörtte bire düşmüş.
Hıristiyan ve Müslüman dünyasında nüfus artışı bu düzeyde seyrederse, 2050 yılında Müslümanların sayısı 2 milyarı geçerken, Hıristiyanların toplam nüfusu 2 milyarın altına düşecek. Denge tersine dönecek ve 2100 yılında belki de Müslümanların sayısı, Hristiyanların iki katı olacak. Bunu söylerken, şu anki nüfus artış/eksiliş endeksinden hareket ediyorum.
Diyebilirsiniz ki, nüfusun çokluğu değil, nitelik önemlidir.
Mesela 9 milyon İsrail, Ortadoğu'da terör estiriyor, at koşturuyor. Elbette haklısınız.
Ama Müslüman nüfusu artarken, aynı zamanda Müslümanların niteliklerinin de yükseleceğini hesaba katın. Çünkü Haçlı dünyası bunu hesaba kattığı için, Müslümanların toparlanmasına bir türlü izin vermiyor. Türkiye, Pakistan, iran, Malezya, Endonezya, Azarbeycan, Irak, gelecekte yer altı ve yer üstü kaynaklarını yerli teknoloji ile değerlendirdiğinde dünyanın korkulu rüyası haline gelecek. Bunu biliyorlar. Çünkü sonsuza kadar, teknolojiyi ve silah tekelini ellerinde tutamayacaklar. Yakın bir gelecekte, Türkiye başta olmak üzere, İslam ülkeleri, yerli savunma sanayilerini kuracak ve batıya bağımlı olmaktan kurtulacak. İşte o zaman Haçlılar, yüz-yüz elli yıl boyunca bizim coğrafyamızda akıttıkları ve akıtacakları kanın hesabını vereceklerini iyi biliyorlar. İşte o zaman İsrail denen terör devleti kaçacak delik arayacağının farkında. Korkuları bu yüzden.
Şu anda İslam Konferansı Örgütü, İslam İş Birliği Teşkilatı, Arap Ligi gibi etkisiz ve korkak teşkilatlar, AB'den, NATO'dan daha etkin ve samimi bir birlikteliğe gittiğinde, Haçlı dünyasının işi iyice zorlaşacak. Çünkü Müslümanların işbirliğinin içine “Allah Rızası” ve “İlay-ı Kelimetullah” girecek.
Gelelim Türk Birliği'ne.
Aslında Türk Birliği, ağırlıklı olarak İslam Birliği içindeki yerini de alacak.
Ama İslam Birliği'nin kurulamaması durumunda, Türk-İslam Birliği adı altında, Türklerin güç birliğine yönelebilme ihtimali de batının uykularını kaçırıyor.
Şu an yeryüzünde yedi bağımsız Türk Devleti var.
Özerk statüde ise on üç Türk birliği var, farklı ülkelerin sınırları içinde.
Bunun dışında özerk statüde olmayıp da, farklı ülkelerin sınırlarında yaşamını sürdüren Türkler var. Mesela, İran'da 30 milyon Azeri Türkü yaşıyor (Tebriz bölgesinde. Bu bölgeye İran azerbaycan'ı deniliyor). Yine Afganistan'da dokuz milyon Türk var.
Toplamda bakıldığında yeryüzünde 500 milyon soydaşımız nefes alıyor.
Gelecek yıllarda olası bir Türk Birliği de Hans'ın ve Georges'un uykularını kaçırıyor.
Gel gör ki, Türklerin ve Müslümanların yaşadığı tüm bölgelerde, kardeş kanı akıyor, mezhep savaşları körükleniyor. Ve kimse bu kargaşadan başını kaldırıp da, kalkınmayı, sanayileşmeyi, refahı düşünemiyor. Düşündürmüyorlar. Provokasyon ve kışkırtmalarla, tarafları silahlandırıp, kardeş kanı akıtıyorlar.
İşte bir gün anka kuşu uyanacak.
Müslümanlar ve Türkler, Haçlı dünyasının tezgahını görecek. Göremeyenler, görenlerin sesine kulak kabartacak.
Bir yiğit çıkıp, “One Minute” diyecek.
Belki bir başkası “Stop” diyecek.
Onlar, Allah'ın adaletinin tecelli etmesinden korkuyorlar.
Ama bilmiyorlar ki; “Onlar istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.”