Coşkun Aral, etkileyici fotoğrafın sırrını anlattı

röportaj
Televizyon Anne Adayları Dünya Basını Teknoloji Uluslararası 

-arşiv görüntü

( İSTANBUL ) İSTANBUL

- Fotoğrafları, belgeselleri ve uluslararası projeleri ile tanınan duayen Foto Muhabiri Coşkun Aral, etkileyici bir fotoğraf çekmenin sırrını anlattı. Aral, “Bir anlatıcı olarak anlattığınız olayın nereye ait olduğunu, nasıl yaşandığını ve içindeki öğeleri anlatmanız lazım. Bir de birkaç tane öğenin aynı kare içinde bulunması için çaba göstermek lazım” dedi.
Duayen Foto Muhabiri Coşkun Aral, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin “Yılın Basın Fotoğrafları” jüri üyeleri arasında yer aldı. Türkiye’nin farkı illerinden gelen fotoğrafları değerlendiren Aral, foto muhabirliğinin sadece önüne çıkan olayı çekmek demek olmadığını vurguladı. Aral, foto muhabirinin sayfalarca metne eşdeğer hikayeyi tek bir karede anlatabilen kişi olduğunu ifade etti.
Etkileyici bir fotoğraf çekmenin sırrını anlatan Aral, foto muhabirlere değerli bilgiler verdi. “Bizim amacımız etkilemek ” Halka açık kategorideki fotoğrafların sanatsal yönlerinin gereği kadar olmadığından bahseden Coşkun Aral, “Şuan jürisinde bulunduğum Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nde önümüze yakın coğrafyalardan çok malzeme geldi. Gördüğüm kadarıyla kafa yorup iş yapmaktan ziyade önlerine çıkanı çekiyorlar ve bu yetersiz oluyor. Biz 9 yıldan beri bu savaşa tanık oluyoruz, hep aynı fotoğraflar geliyor önümüze. Bu savaşın niye, niçin, nasıl olduğunu okuyucuya, izleyiciye ve televizyoncuya aktaracak sorular var, bu soruları sormak gerekir. Foto muhabir olmanın koşulları bellidir bir takım estetik bilgiler gerekir. Bir anlatıcı olarak anlattığınız olayın nereye ait olduğunu, nasıl yaşandığını ve içindeki öğeleri anlatmanız lazım. Bir de birkaç tane öğenin aynı kare içinde bulunması için çaba göstermek lazım. Bizim amacımız etkilemek, bugün Türk basın tarihinde, dünya basınına giren çok fazla fotoğraf var. Mesela Aylan bebek onunla ilgili çok fotoğraf vardı ama onun o uyuyormuş görüntüsünü verdikten sona dünyadaki bütün anneleri ve anne adaylarının yürek burkan bir görüntü olduğunu ve sahilde o deniz kumlarının ıslaklığı, denizden geldiğini belli eden öğeler vardı” şeklinde konuştu.
“Şimdi bir telefonla röportajı geçtim, 1 yıllık çalışmayı yapabiliyorsunuz” Savaş fotoğrafçılığının teknoloji ile birlikte uğradığı değişimlere değinen Aral, “Geçmişte biz kendi bedenimizin dışında, 15-20 kiloluk bir yükle yolculuk yapıyorduk. Örneğin Afganistan’da Sovyet işgali altındaki bir bölgede bir direnişi belgelemek üzere yapmış olduğum yolculuk 1 yılımı aldı. O ağırlıkla çekebildiğim elimde bir film kalmıştı. Şimdi bir telefonla röportajı geçtim, 1 yıllık çalışmayı yapabiliyorsunuz. Avantajları çok fazla ama bir o kadar da dezavantajları var. Çok kişi çekebiliyor artık ve 80’lerde, 90’larda bizden önceki kuşakta çok az kişi böyle yerler gidip habere ulaşabiliyor ve fotoğrafı çekebiliyordu. Şimdi hem teknoloji hem de ulaşımın kolay olması nedeniyle ve çok kişi gittiğinde de fazladan bir foto muhabir bulundurma gereği duyulmuyor. Sınırlı kadrolarla işlerini takip ediyorlar. Savaş bölgelerine sadece televizyonlar muhabirlerini gönderiyor. Dediğim gibi yeni nesil arkadaşların hem avantajları, hem de dezavantajları var. Çok fazla kişi olduğu için daha farklı habercilik yapmaları gerekiyor” dedi.

7 Mart 2020 Cumartesi günü yayınlandı