Erdoğan'dan iki özür bekliyorum

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu. Sinop olaylarından sonra CHP'yi suçlayıp sonra özür dileyen BDP'li vekili örnek göstererek Başbakan Erdoğan'dan iki özür beklediğini söyledi.
Pkk Chp Grup Toplantısı 2b Arazisi Özelleştirme Kemal Kılıçdaroğlu 


İşte o konuşmadan satır başları...

2B arazilerinin fiyatlarını Antalya'da CHP'li bürokratlar belirledi diyorlar. Allah aşkına CHP'li bürokrat mı bıraktınız kamuda. Direnin kazanacaksınız 2B mağdurları. Biz de sizin yanınızdayız.

10 yıl önce domates 1 lira 10 yıl sonra aynı fiyat. Elektrik ilaç gübreye zam üstüne zam.

Bugün Erdoğan konuşmasının büyük bir kısmında milliyetçilikten bahsetti. Kıvıracak ya tam bir saat konuştu. Ama kıvırma bunun sorumlusu ben değilim. İnsanın insan olduğundan kaynaklı hakları vardır.

'AKP'NİN ŞÖYLE BİR ÖZELLİĞİ VAR:'

Biz insana değer veririz ve onun değerlerine de değer veririz. İnançlarına kimliğine düşüncelerine değer veririz. Biz insana böyle bakarız. İnsan kendi kimliğini belirleme özgürlüğüne sahip değil. Anne ve babasını seçme hakkına sahip değil. Bütün demokrasilerin kabul edildiği haklar var. İnsanlar milliyetiyle gurur duyar. Vatanımı seviyorum, bayrağımı seviyorum diyen insanlar milliyetçilikten bunları anlıyorsa ben de CHP lideri olarak bunu anlıyorum. Hiç kimsenin milliyeti ya da ırkını aşağılayan ifade kullanmaması çok önemlidir. Herkesin kimliği herkesin şerefidir. AKP'nin şöyle bir özelliği var; gerek AKP hükümetinin gerek partisinin bir misyonu var. Recep Tayyip Erdoğan'ın devirdiği çamları düzeltme görevi. Efendim o bunu demek istedi şunu dedi falan. Ve artık alay konusu olmaya başladı. Efendim sayın Başbakan böyle demek istemedi diyen kimse kalmadı. Sözün başı da belli sonu da belli.

Adamın biri müthiş yalancı. Toplumda itibar kaybetmeye başlamış. Gitmiş birine demiş ki sen gel benim yanıma da beni düzeltirsin demiş. Olur demiş. Bir ok attım kuş oldu demiş. Sonra bir ok attım helva olmuş. Yanındaki adam da demiş ki tamam oku bulduk, kuşu bulduk da dağın başında unu şekeri nerede bulacağız.

Antropolojiyle ilgili dergiler gösteriyor. Geçmiş olsun sen ancak bu milletten özür dilersen bu sözler unutulur. Antropoloji bölümü var. Elinde bir dergi var. Dil Tarihi Coğrafya Fakültesi var. Etnik kimlik üzerinden siyasete hayır. Ama ben her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum diyorsan orada dur kardeşim sen bunu yapamazsın. Bunun milliyetçilik anlayışı da bu. Bugün de kıvırmya çalışıyor. Neymiş kapsayıcı milliyetçilik. Sevsinler kapsayıcı milliyetçiliği. Sen her türlü derken bunu da kattın. Rize'de de aynı şeyi söyleyeceğim dedi. Sen eğilip kıvırmadan bu sözleri söyleyeceksin. Rizeliler seni dinler kararını verirler. Bir şeyi unutmamamız gerekiyor. Ya göründüğümüz gibi olacağız ya da olduğumuz gibi görüneceğiz. Bu işin kuralı bu.

Sayın Koç buna konjektür milliyetçisi demişti. Bir laf ettin artık geri almak imkansız adam gibi özür dileyeceksin. Türkiye Cumhuriyeti topraklarını NATO toprağı olarak tanımlamıştı. Sen nasıl bu toprakları NATO toprağı olarak ifade edersin.

'ŞEREFLİ İNSANLAR ÖYLE YAPAR'

BDP heyeti Sinop'a gitti. Orada olaylar çıktı. Grup toplantısına gelince ilk iş CHP'li belediye başkanını eleştirdi. Daha önce söyledim yalan söyleyen adamdan Başbakan olmaz. Sen Başbakan'sın. Vali emrinde. Açar sorarsın. İçişleri Bakanı emrinde. Onları hiç aramıyorsun sormuyorsun. Bizim belediye başkanımız Sinop'ta değil bizim belediye başkanımızı suçluyorsun. Bizim Sinop Belediye Başkanı CHP'den seçildi ama bütün Sinoplulara hizmet veriyor.

Bir suçlama daha yapmıştı. CHP'li belediyeler yaptıkları ihalelerde PKK'ya para aktarıyorlar. Çıkıp açıkla demiştim. Senin CHP'den iki kere özür dilemeni bekliyorum. Bir Sinop olayları iddiası, biri de CHP'li belediyeler PKK'ya para aktarıyor iddiaları için... Özür dilemek şerefli insanların işidir. Bakın BDP'li belediye başkanı çıktı bizim CHP'li başkanımızdan özür diledi.

BDP milletvekilleri gittiler İmralı'da Abdullah Öcalan'la görüştüler. Devletin elinde de tutsaklar ve PKK'nın da elinde tutsaklar var denildi. PKK'nın elindeki tutsakları biliyoruz.

Sayın Başbakan'a soruyorum; Türkiye Cumhuriyeti'nin hapishanesinde tutsaklar var mı yok mu? Kim bunlar çık söyle. Milletin bilgi almaya ihtiyacı var. Öyle bir yetkisi de yoktur. İster 50 dere ister 150 dere. Ağzından çıkan sözlerden sen sorumlusun.

'BURADA VATANA İHANET VAR MI YOK MU'

Özelleştirmeyle ilgili bir çalışma yaptık diyor. Eğer ben bunu verirsen vatanda ihanet ederim diyor. Özelleştirme bedeli düşük olursa ben vatanıma ihanet ederim diyor. Soruyorum, Tekel'in içki bölümünü 2004 yılında 292 milyon dolara özelleştirdin. 2 yıl sonra 292 milyon dolara satın alan şirket bunun yüzde 90'ını 810 milyon dolara sattı. 810 milyon dolara alan da bunu 2011 yılında 3.3 milyar dolara sattılar. Burada vatana ihanet var mı yok mu?

Vatana ihanet sözü ona ait. SEKA, Değeri 51.2 milyon dolar. AKP döneminde kendi döneminde yandaşlarına 1.1 milyon dolara satıldı. Bu satışta vatana ihanet var mıdır yok mudur?

Telekom üç yıllık karına satıldı. Hala telekom sözleşmelere aykırı olarak gayrimenkulleri satıyor. Türkiye'nin en değerli şirketini özelleştirdin. Satın alanlardan birisi de Suudi Arabistan'da bir posta kutusunu adres göstermişti. Burada vatana ihanet var mıdır yok mudur.

Seydişehir Alümineyum tesisleri. Bu özelleştirmeden ihanet var mıdır yok mudur? TÜPRAŞ'ın yüzde 65'lik hissesi satışa çıktı. 1.3 milyar dolara tabela şirketine satıldı. TÜPRAŞ ihalesinde düzgün fiyat oluşmadı açıklaması yaptı. Petrol İş yargıya gitti yargı ihaleyi iptal etti. 9 Şubat 2004 ihalesi iptal edildi. 1 yıl sonra yüzde 51'lik hisse satışa çıktı 4.1 milyar dolara özelleştirildi. Devletin 3 milyar doları kurtarılıyor. Burada kim vatana ihanet ediyor. Ettiği lafı kulakları duymuyor. Bir tesis özelleştirilirken önce bir değer tesbiti yapılıyor o değer gizli tutuluyor özelleştirme sonrası bu değer açıklanıyor. Bu güne kadar değer tespit rakamları kamuoyuna açıklanmamıştır. Şimdi soruoyrum o vatana ihanet sözcüğünü nerede kullandın kendini o cümlenin neresinde buluyorsun.

Hiç kimse hayatından memnun değil. Türkiye'nin değişime, halktan yana özgürlükçü bir halk partisine ihtiyacı var.
Kemal Kılıçdaroğlu Hakkında
Kemal Kılıçdaroğlu, 1948 yılında Tunceli'nin Nazımiye İlçesi'nde dünyaya geldi.ilk ve ortaöğrenimini Erciş, Tunceli, Genç, Elazığ gibi Anadolu'nun çeşitli yerlerinde tamamladı.1971 yılında ise Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nden (Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi)mezun oldu. Lisans öğrenimini tamamladığı 1971 yılında, girdiği hesap uzman yardımcılığı sınavının ardından Maliye Bakanlığı'nda göreve başladı. Daha s...
devamı
26 Şubat 2013 Salı günü yayınlandı