Başbakan Erdoğanın Grup Konuşması -3

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin haftalık olağan Meclis Grup Toplantısı'nda partililere seslendi...
Başbakan Adalet ve Kalkınma Partisi Ak Parti Recep Tayyip Erdoğan Genelkurmay 


Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Türkiye ' ye ve dünyaya dar bir penceren bakanların gelişmeleri takdir etmesini beklemiyoruz. Ama biliyoruz ki milletimiz bizi anlıyor. Türkiye artık Ak Parti ' nin hayata geçirdiği çok boyutlu politika sonucu bölgesine ve dünyaya daha geniş bir vizyonla bakıyor.

Sığ denizde yüzmekte zorlananlar engin denizlere açılmaya cesaret edemezler. Türkiye Cumhuriyeti, bölgesinden korkanlardan değil yedi düvele meydan okuyanların omuzlarında yükselmiştir. AK Parti iktidarı ülkemizin çıkarlarını elbette ki gözetir. Zarar görmesine izin vermez. Ülkemizin egemenlik haklarını her şeyin sütünde tutar. Buna kasteden hiçbir mihraka da izin vermez. Türkiye ' nin onurunu, saygınlığını aynı kararlılıkta korumayı da sürdüreceğiz.

“BU NASIL BİR ŞUURSUZLUKTUR”

Tezkere ile TSK ' nın ihtiyaç duyulması halinde yurtdışına gönderilmesi için izin verildi. Görüşmeler sırasında bazı muhalefet partilerinden esef verici tavırlar sergilendi. CHP ' nin tezkereyi değerlendirme biçimlerinin çarpıklığı zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır. Zamanı gelip açıklandığında ana muhalefet partisi ne kadar maharetliymiş göreceksiniz.

Komşu ülkeden silah doğrultuluyor, ana muhalefet partisi çıkmış saldırganın ağzıyla konuşuyor. Bu nasıl bir şuursuzluktur. CHP zihniyetinin dünyasında Şanlıurfa, Hatay gibi Esed yönetiminin saldırısına maruz kalan yerler acaba vatan topraklarından sayılmıyor mu? Burada hayatını kaybedenler bizim canımız değil mi?

“SESSİZ Mİ KALACAKTIK”

Bir çok kez boş alana atıldı, cevap vermedik. Can kaybı yok diye nota verdik. 7. ' nde 5 canımız gitti. Biz buna da artık sessiz mi kalacaktık. Senin canın kanın buna müsaade edebilir ama bizim canımız buna müsaade etmez.

Biz bu tezkere ile dünyaya savaş açabilirmişiz. O işin perde arkası. Açılır açılmaz. Onu yeri ve zamanı geldiğinde konuşuruz. O gece gereken adımlar atılmıştır. Misliyle hakkı verilerek gereken yapılmıştır.

' ABD ' YE CANI CEHENNEME DİYEBİLİYOR MUSUNUZ '

Hadi siz de ABD ' ye canı cehenneme diyebiliyor musunuz? Sokak ağzı bu. Siz ABD ' nin karşısında el pençe divan duran adamlarsınız ya. Ortada somut bir sorun var. Sizin toprağınıza top ateşi açıldığında siz ne yaparsınız? Görmezden mi gelirsiniz, alttan mı alırsınız?

Egemenlik, bayrak, vatan, onur sizin kitabınızda bir şey ifade etmiyor mu? Hiç mi İstiklal Marşı okumuyorsunuz? Biz milli marşımızdan aldığımız ilhamla hareket ediyoruz.

“SAATLERCE ALKIŞLANARAK GEÇTİ”

Ey CHP, ey CHP ' nin genel başkanı milli marş sadece geçmişi anlatmıyor, geleceğe de ışık tutuyor. O yüzden bu parlamentoda saatlerce alkışlanarak geçti. Siz destek verin ya da vermeyin toprağımıza yönelik her türlü tehdit karşısında bizi bulacaktır.

Artık karşılıksız bırakmak asla yok. Her türlü ihtimal dahilinde her türlü hazırlığı yapıyoruz. Devlet olmanın gereği her türlü tedbiri almaktır. İnandırıcılığını kaybedersiniz devletinizin hukukunu ve milletinizin haklarını koruyamazsınız.

Hükümetin böyle bir yetkiye sahip olması gerekiyordu. Bizim yaptığımız bu yetkiyi alarak bundan sonraki gelişmelere hazırlıklı olmaktır. Suriye yönetimi fiili saldırıyı gerçekleştirince karşılık vermek zorunda oldu. Genelkurmay Başkanı, ekibiyle bölgede ve çalışmalarını sürdürüyor.

“CHP, BDP ' NİN KUYRUĞUNA TAKILDI”

Böyle büyük bir milleti CHP yönetiminin kaprislerine terk edemeyiz. Böyle bir milli meselede ortaya milli bir duruş koyamayacak kadar CHP farklı bir yerdedir.

Türkiye ' nin kaderini tezkereye karşı çıkma adı altında Suriye yönetiminin çıkarına bırakamayız. CHP bir kez daha BDP ' nin kuyruğuna takılmıştır. BDP ' nin hangi amaca hizmet ettiğini zaten herkes anlayabiliyor. Ama Esed aşkının CHP ' nin gözünü neden kör ettiğini anlamak mümkün değil.

“BARİ SUS”

Tezkereyi desteklemeyi AK Parti ' ye destek olarak düşünüp gururunuza yediremiyorsanız bari susun. TV ' lerde çıkıp konuşuyor. Çırpındıkça daha da batacaksın.

“MHP ' YE TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Tezkereyi destekleyerek bu milli meselede ortaya koyduğu ilkeli tutum için MHP ve genel başkanına teşekkür ediyorum. Bize her şeyi söyleyebilirsin ayrı mesele ama bu işe destek vermek ayrı mesele.

“YANIBAŞIMIZDAKİ YANGINA SEYİRCİ KALAMAYIZ”

Suriye ' deki gelişmeleri tüm devletler takip ediyor, gizli ya da açık müdahil olmaya çalışıyor. O gece attığımız adımı herkes destekliyor. Türkiye ' nin ana muhalefet partisi karşımıza dikliyor. Suriye konusunda ekonomik veya siyasi hesaplarla hareket etmiyoruz.

Türkiye ' nin yanı başındaki yangına seyirci kalması mümkün değildir. Komşusundaki yangına kulağını kapatanlar sadece kendisini kandırır. On binlerce insan sınırı geçerek Türkiye ' ye sığınıyor. Şu andaki rakam 100 bini buldu.

“KAPILARI KAPATMAK TÜRKİYE ' YE YAKIŞIR MI”

Hükümetin Suriye politikasını eleştirenler bu insanlık dramı karşısında ne yapmamızı öneriyor. Kapıları kapatalım, çoluk çocuk kadın herkesi o zalimin ellerine bırakalım. Bu, Türkiye ' ye yakışır mı? Türkiye gerekirse sıkıntı çeker ama kendisine sığınan mazlum insanlara sırtını dönmez.Hint Yarımadası ' na bir kişi için donanma gönderen milletin torunlarıyız biz. Türkiye bu meseleye insani hassasiyetle yaklaşmıştır.

Suriye halkının tamamıyla tarih, kültür ve gönül birliğimiz var. Suriye halkı bizim kardeşimiz. Aralarında ayrım mümkün değil. Suriye politikamızı onlara göre asla belirlemedik, belirleyemeyiz. 1990 ' da Saddam ' ın zulmünden kaçanlara tereddüt etmeden kollarımızı açmıştık. O zaman sığınanların sayısı 750 bin civarındaydı. Sınırın bu tarafındakiler huzur içinde yaşıyor diye sınırın diğer tarafındakilerin katledilmesine göz mü yumacağız?

“OĞUL ESED, BABASININ İNSAN KATLETME REKORUNU KIRMA DERDİNDE”

Biz Suriye ' de yönetim değiştiğinde, milletçe önce Suriye ' ye koştuk. Suriye ' yi ve kardeşlerimizi bağrımıza bastık, hasret giderdik. Bölge ülkelerinde insanlar sokağa döküldüğünde biz iyi niyetle Esed yönetimine tavsiyede bulunduk. Fakat Esed yönetimi bize kulak vermek yerine bizi oyalamaya başladı. Baba Esed Humus ' ta 30 bin insanı katletti. Evlat Esed babasının rekorunu kırma derdinde.

CHP, SURİYE YÖNETİMİYLE BARIŞIK, HALKIYLA KARŞI KARŞIYA

Ülkemdeki bazı mahfillere de sesleniyorum: Suriye halkı bizim canımız. Bizim Suriye ' nin başındaki yönetimle derdimiz var. Bunu ayıralım. Şu andaki ana muhalefetin mevcut yönetimle barışık olduğu, halkla karşı karşıya olduğu tezkere ile ortaya çıkmıştır.

Topraklarımıza atılan bombalara cevap veriyorsak Suriye ' deki kardeşlerimize zarar vermekten kaçınmamızdandır. Bizde zulmü alkışlamak, zalimi sevmek yoktur.

“KILIÇDAROĞLU, DIŞ POLİTİKADA MEZHEP ETKİLİ DEĞİL”

Kılıçdaroğlu ' na hatırlatmak isterim: Türk dış politikasının belirlenmesinde mezhep konusu etkili olmamıştır. Arap baharında yönetimden düşenlerin çoğu Sünni idi. Anı okumaktan bile uzaksın Kılıçdaroğlu. Sünniden de diktatör çıkar. Nereden çıkarsa çıksın karşısındayız.

ABD ' YE RAĞMEN İRAN ' I DESTEKLEDİK

Nükleer enerji konusunda ABD ' ye rağmen İran ' ı destekledik. İran, Şii. Sen AK Parti iktidarını ne zannediyorsun. Önce aynaya bak. Kimsin, nesin? Kılıçdaroğlu ve avanesini bu saplantıdan kurtulmaya çağırıyorum. Diyarbakır ' da CHP, terör örgütünün uzantısıyla el ele kol kola miting yaptı. BDP birinci, AK Parti ikinci, CHP üçüncü, MHP dördüncü parti oldu. Kiminle el ele verdiğiniz ve aldığınız netice ortada.

“ESED BİTMİŞTİR”

Öyle komik şeyler söylüyorlar ki: ' ' Biz dün Esed ' le kol kolaymışız da bugün düşmanlık yapıyormuşuz. ' '
Biz Suriye halkı ile dün de kol kolaydık, bugün de. Bunu niye söylemiyorsun. Dün kol kola olduğumuz bugün ihanet ediyorsa onu hemen orada bırakırız.

Esed yanlış yaptıkça bizi kaybetti. Esed bitmiştir. Esed şu anda koltuk değnekleriyle ayakta durmaktadır. O koltuk değneklerinin markasını da biliyorsunuz. Koltuk değnekleri düşünce kendisi de düşecek.
Recep Tayyip Erdoğan Hakkında
Üniversiteyi Marmara Üniversitesi İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi'nde okuyan Erdoğan, bu okuldan 1981 yılında mezun oldu. Gençlik yıllarından itibaren sosyal hayat ve siyasetle içice bir yaşamı tercih eden Erdoğan, disiplinli ekip çalışmasının ve takım ruhunun önemini kendisine çok genç yaşlarda öğreten futbolla 1969-1982 yılları arasında amatör olarak ilgilendi. Aynı zamanda bu yıllar, genç bir idealist olarak memleket meseleleri ve toplu...
devamı
9 Ekim 2012 Salı günü yayınlandı