Taksim'de 1915 Olaylarında Ölenler İçin Anma Töreni

Beyoğlu'nda toplanan bir grup, 24 Nisan 1915'te çıkan olaylarda hayatını kaybeden Ermenileri, mum ve karanfillerle anarken karşıt görüşlü bir grupta eylemcileri protesto etti. Polis her iki grubun karşı karşıya gelmemesi için güvenlik önlemlerini üst seviyeye çıkarttı.
Hilal Kaplan Çevik Kuvvet Ermeni Hatemi 


Taksim Meydanı'nda bir araya gelen ' Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi ' üyesi kalabalık bir grup, 24 Nisan 1915'te çıkan olaylarda hayatını kaybeden Ermeniler için anma programı düzenledi. Grup, beraberlerinde getirdikleri mum ve karanfillerle oturma eylemi yaptı. Eylem sırasında meydanda toplanan Halkın Kurtuluş Partisi ve bir grup ülkücü ise töreni düzenleyen grubun oturma eylemini protesto etti. İki grubun birbirlerine yaklaşmamı için yoğun çaba harcayan polis, grupların karşı karşıya gelmemesi için alınan güvenlik tedbirlerini arttırdığı gözlendi. Çevik Kuvvet ekipleri oturma eylemi yapan grubun çevresinde çember oluşturarak protestocu grubun yanaşmasına izin vermedi. Protestocu grup, iddiaların asılsız olduğunu belirterek oturma eylemi yapan gruba tepki gösterdi. Kendilerini milliyetçi olarak adlandıran bir grup ise tekbir getirerek, ' Kahrolsun Ermeni diasporası ' sloganları attı.

Bu sırada anma programına devam eden grup üyeleri üzerinde ' Bu acı hepimizin ' , ' Bazı yaralar zamanla silinmez ' yazılı pankart açtı ve ardından beraberlerinde getirdikleri karanfil ve mumları koyarak sessizce oturdu.

Grup adına basın açıklaması yapan Zişan Tokaç, ' 1915 yılının o gününde Anadolu'nun en eski halklarından Ermenilerin, 250 kadar ayını apar topar evlerinden alınıp Çankırı ve Ayaş'a, dönüşü olmayan bir yola sürüldü. Mebusu, doktoru, çevirmeni, öğretmeni, gazetecisi, yazarı, sanatçısı bütün bu insanlar bir halkın sesiydi. Meşrutiyet sonrasının özgür ve eşit günlerine inanmıştı. Düşleri, dönüşsüz yollarda kendileriyle birlikte kayboldu gitti. Sesini yitiren bir toplumun başka neyi kalır ki geriye? Çoluk çocuk, genç yaşlı kafilelerle ermeni halkı Anadolu'nun dört bir bucağından çöllere sürüldü. Evin erkekleri öldürüldü. Kiliseler, okullar harabeye döndü.Mal mülk e değiştirdi. O korkunç soykırımın sonunda Ermenilerin varlığından geriye sadece yasaklı fısıltılar kaldı ' dedi.

Anma törenine gazeteci Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, BDP İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder,Sebahat Tuncel, gazeteci yazar Oral Çalışlar, Ufuk Uras, Hüseyin Hatemi, Hilal Kaplan ile çok sayıda kişi katıldı.

Burada söz alan Ufuk Uras ' Bir tarafta İttihat ve Terakki cinayetleri, bir tarafta kurbanlar bu bizim ortak acımız diyorum. Biz bu yüzleşmeyi sağlayarak 21.yüzyılın demokrasisini kuracağız. Dikkat ederseniz burada her renk vardı.Yani aslında siyaset üstü insani ve vicdani İttihat ve Terakkiyle yüzleşmeden bu ülkede demokrasi olmayacak ' diye konuştu.
Ardından söz alan Rakel Dink ise ' Okumaya dayanamadığım şeyleri insanlarımız yaşamışlar ve bugün hala yaşıyorlar. Bunu idrak edipte acıyı paylaşmıyorsa insanoğlu vay buna diyorum ' şeklinde konuştu.

Her iki grup burada yapılan açıklamaların ardından olaysız bir şekilde dağıldı.

Hilal Kaplan Hakkında
Anadolu lisesinden mezun olduktan sonra girdiği Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümünden 2004 yılında mezun oldu, 2006 yılında Boğaziçi üniversitesi sosyoloji bölümünde yüksek lisansına başladı. Burada öğrenimi devam ederken hem okulunda hem de sivil toplum örgütlerinde siyasi faaliyetlerde bulundu. 27 Şubat 2008 tarihinde başörtüsü yasağının üniversitelerde kaldırılmasının arifesinde iki başörtülü arkadaşı ile birlikte Söz konusu özgürlükse hiçbi...
devamı
25 Nisan 2012 Çarşamba günü yayınlandı