Mersin'de Seralar Arasında Eğitim

Mersin ' de mevsimlik tarım işçilerinin çocukları için seraların arasında anaokulu açıldı. Kiminin çıplak ayak, kiminin terlikle geldiği, aralarında Suriyeli çocukların da bulunduğu okulun tüm ihtiyaçları hayırseverler tarafından karşılanıyor.
Milli Eğitim Müdürü Mersin Milli Eğitim Müdürlüğü Adanalıoğlu Birleşmiş Milletler 


Mersin ' in merkez Akdeniz ilçesine bağlı Adanalıoğlu Mahallesi ' nde bir ay önce Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ' nun (UNICEF) önerisiyle Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen anaokulu, kapılarını İHA ' ya açtı. Tarımın yoğun olarak yapıldığı mahallede, seraların arasında hayırsever bir vatandaşın verdiği baraka tipi, kapıları bile olmayan bir evde açılan okulun öğrencilerinin tamamı, naylonlardan yapılmış çadır kentte kalan mevsimlik tarım işçileri ve Suriyeli ailelerin çocuklarından oluşuyor. Dört bir tarafı seralarla çevrilmiş, tavanı bezlerle kapatılmış anaokuluna 3 yaşından 12 yaşına kadar her çocuk geliyor. Bir müdür ve bir öğretmenin görev yaptığı okulun tüm ihtiyaçları hayırseverler tarafından karşılanıyor. Akdeniz Kaymakamlığı tarafından sağlanan bir seyyar tuvaleti bulunan okula gelen çocukların bazılarının ayaklarına giyecek terliklerinin bile olmaması dikkat çekiyor.

Çadır kentin karşısındaki anaokulu ile ilgili bilgi veren Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan, Okul Müdürü Mustafa Aldıç ' ın, mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının eğitim alamadığını tespit ederek, kendilerine ilettiğini, bunun üzerine harekete geçtiklerini söyledi. En büyük sıkıntılarının okul için bir yer bulmak olduğunu ifade eden Arslan, “Bir hayırsever vatandaşımız baraka dediğimiz ama bizim için çok önemli olan bu yeri bize verdi. Burada diğer okullarımızdan topladığımız eşyalarla eğitime başladık. Çocuklarımıza anasınıfı eğitimi verdiriyoruz. En büyük sıkıntımız ise birkaç ay kalıp gidiyorlar. Yakaladığımız çocuğu burada eğitime alıyoruz. Okul öncesi çok önemli olduğu için bu çocuklarımızın küçük yaşta bu eğitimleri almaları gerekiyor. Okul kültürünü, birlikte yaşama kültürünü burada kazandırmaya çalışıyoruz” dedi.

Bunun yeni bir uygulama olduğunu aktaran Arslan, “Ailelerimiz çok mutlu oldular, biz de mutlu olduk. Özellikle tarım işçileri ve Suriye ' den gelen aileler yevmiyeye gittikleri için gündüzleri çocuklarımız sahipsiz kalıyorlar. Biz hem sahipleniyoruz hem eğitim veriyoruz. İlk defa okula gelen, ilk defa böyle bir okul ortamını teneffüs eden çocuklarımız var. Yaş sınırı koymadık, normalde anasınıfında 4-5 yaş gelmesi lazım ama 3 yaşında çocuklarımız da var. İhtiyaçlarını karşılıyoruz, süt veya diğer gıda maddelerini de diğer okullarımızdan takviye edip getiriyoruz” diye konuştu.

Toz toprak içindeki çocukları elleriyle temizleyen Anaokulu Müdürü Mustafa Aldıç ise öğrencilerin tamamının çadırlarda yaşayan ve annesi babası yevmiyeye giden çocuklar olduğunu kaydederek, şunları söyledi: “UNICEF ' in bize teklifiyle burayı açtık. Aslında UNICEF çadırda açmamızı istemişti, tesadüfen bu evi bulduk. Fakat evin kapıları, boyası yoktu, tavanında demirler gözüküyordu. Biz demirleri göstermemek için tavana bez kapladık. Kendi çabamızla okulumuzdaki hizmetlilerle birlikte kapılarını taktık, tavanını yaptık, suyunu bağladık, lavabolarını öğrencilerin boyuna indirdik, Kaymakam Bey ' in destekleriyle seyyar tuvalet getirdik. Tamamı da çadırdan geldiği için eğitimin olması gereken en baştaki yerlerden birisiydi. Buradaki çocuklara eğitim vermemiz gerektiği için gece-gündüz, cumartesi-pazar demedik çalıştık, elbirliğiyle UNICEF ' in manevi desteği, İlçe Milli Eğitim ve Kaymakamın desteğiyle burayı açtık.”

Okulda 4 haftadır eğitim verdiklerini dile getiren Aldıç, “Gerçekten de çok isabetli bir noktada eğitim verdiğimizin farkına vardık. Etrafında hiçbir yerleşim yeri yok, tamamı mevsimlik tarım işçisi çocuklarının, Suriye ' den göç eden çocukların eğitim aldığı bir yer. Biz buraya gönüllü geldik ve memnunuz. Burada eğitim yapmaktan gurur duyuyoruz, severek çalışıyoruz. Zorluklarla da olsa yardımseverlerden yardım toplayarak vermeye çalışıyoruz. Sağ olsunlar birçok da yardım alıyoruz ama yeterli değil. Çünkü tamamı çadırdan gelen çocuklar; ayakkabıları, çorapları, iç çamaşırları, hiçbir şeyleri yok. Terlikle gelip gidiyorlar ya da buldukları kışlık çizmelerle okula gelmeye çalışıyorlar. Şu anda 23 öğrencimiz eğitim görüyor fakat çadırlarda yaşayan 60-70 civarında küçük çocuk var. Tamamı ihtiyacı olan öğrencilerimiz, hayırseverlerin desteklerini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Anaokulunun tek öğretmeni olan Didem Doğrul da sınıfta Şanlıurfa ve Suriye ' den gelen çocuklar olduğunu, birkaçının Türkçe bilmediğini ama anlaştıklarını vurguladı. Göreve başladığında sınıfta hiçbir şey olmadığını belirten Doğrul, “Ben ücretli öğretmenim. Her şeyi kendim yaptım ve Milli Eğitim ' in yardımıyla birazcık sınıfımızı yaptık ancak tam anlamıyla olmadı. Sınıfın kahvaltısı karşılanmıyor, biz kendi olanaklarımızla kahvaltı getiriyoruz” şeklinde konuştu.
14 Nisan 2013 Pazar günü yayınlandı