Bitlis Kalesi’nde Osmanlı padişahlarının sikkeleri bulundu

Kale kazılarının drone çekimleri
Minyatür Muhabir Medeniyetler Padişah Nitelik 

-Kazı çalışmalarından görüntüler
-Röp
-Kazıda bulunan bulgulardan görüntüler

( BİTLİS - ÖZEL)- Dr. Öğretim Üyesi ve Bilimsel Kazı Koordinatörü Korkmaz Şen:“Yaptığımız çalışmalar içinde ulaştığımız mekanların özellikle Osmanlıya ait mekanlar olduğunu düşünüyoruz”- “Bitlis Kalesi’nde cam fırınının olma olasılığının yüksek olduğunu gösterir bulgular var elimizde”- “Evliye Çelebi Seyahatnamesinde Mısır hazinesinden nice paraların harcanarak inşa edildiği bir saray olduğunu belirtiyor” BİTLİS

- Bitlis Kalesi’nde yürütülen kazı çalışmalarında Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerine ait paralar bulundu. Yaklaşık 7 bin yıllık geçmişi ile birçok medeniyete ev sahipliği yapan Bitlis'teki kalede başlatılan kazı çalışmaları devam ediyor. Ahlat Müze Müdürlüğü Başkanlığı ile Fırat Üniversitesi İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi ve Bilimsel Kazı Koordinatörü Korkmaz Şen'in öncülüğünde yürütülen çalışmalarda, birçok tarihi bulgular bulundu. Kazı çalışmaları hakkında İHA muhabirine konuşan Korkmaz Şen, Osmanlı ve Bizans dönemine ait paraların bulunduğunu ifade etti.
Şen, “2019 Bitlis Kale kazısına yaklaşık 18 kişi ile başlanıldı. İki ayrı alanda kazılarımız sürmekte. Birinci alanımız kalenin güney kısmında bulunan hamam ile surların olduğu mekandır. İkinci alanımız ise hamamın kuzey tarafındaki mekanda devam etmektedir. Toplamda beş ayrı mekanda açmamız söz konusu. Bunlardan bir tanesi sondaj, sondajda ise kültür katmanlarının hangi dönemde hangi medeniyetlerin yaşamış olduğuna dair yaptığımız çalışmalar son derece önemlidir. Yaptığımız çalışmalar içinde ulaştığımız mekanların özellikle Osmanlıya ait mekanlar olduğunu düşünüyoruz. Ancak sondajda daha önceki dönemlere ait özellikle ele geçen kalıp baskı tekniğindeki sırlı sırsız seramikler ve ele geçen sikkeler ise 12 ve 13. yüzyıla kadar geriye gitmekte. Tabii yine aynı seviyelerde ise Bizans dönemine ait 3 adet sikke çıktı” diye konuştu.
“Şu an itibariyle sikke sayımız 160’ı geçmiş bulunmakta” Şen, ellerinde Bitlis Kalesi’nde cam fırınının olma olasılığının yüksek olduğunu gösterir bulguların da olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle yaptığımız sondaj kazısı bizlere son derece önemli bilgiler vermekte. Sondajdaki veriler, özellikle Bizans döneminden itibaren Osmanlı son dönemine kadar kültür verilerini kesintisiz bir şekilde ulaşabilmemiz açısından önemli. Kazı çalışmalarımızın genelinde sırlı sırsız seramikler, metal objeler, kemik objeler ve yoğun bir şekilde cam buluntular ele geçti. Tabii cam buluntularda bizim için son derece önemli. Özellikle iki avuç camın hammaddesi kuarz sağlam bir şekilde ele geçti. Bu da burada bir cam fırınının olabileceğini akla getirmekte. Şu an itibari ile sikke sayımız 160’ı geçmiş bulunmakta. Bunlardan 15 adedi gümüş, geri kalanı ise bronzdan yapılan sikkeler. Şu ana kadar okunabilenler içerisinde Bizans, daha sonra 1519 tarihinde tarihlenen Yavuz Sultan Selim’e ait bir sikke. Sonra Kanuni Sultan Süleyman’a ait bir sikke ele geçti. Diğerleri ise Osmanlı son dönemlerine ait 17, 18 ve 19. yüzyıla ait Osmanlı dönemine ait sikkeler ele geçti.” “Bu kazılar sonucunda nitelikli bir sarayın ortaya çıkmasını bekliyoruz” Kalede Mısır hazinelerinden nitelikli bir sarayın yapıldığını da belirten Korkmaz Şen, “Kaledeki kazı sonrasında ortaya çıkacak eserlerden beklentimiz son derece yüksek. Özellikle Evliya Çelebinin seyahatnamesinde geçen bilgiler ve Matrakçı Nasuhun minyatüründe yer alan eserler görülmekte, birde bununla birlikte 1540 ve öncesindeki defterler incelendiğinde önemli eserlerin yer aldığını öğrenmekteyiz. Daha önceki kazı sezonunda ortaya çıkarılan bir hamam vardı ve bu hamamın Sinan Bey tarafından inşa edildiğini daha önce belirtmiştik. Sinan Beyin hamamı yapmasındaki neden ise kendisine ait bir mescidin olmasıdır. Çünkü bu hamam mescide gelir getiriyordu. Belgelerden bir hamamın bu hamama ilintili iki mahsenin Sinan Beye ait bir mektep ve camiye dönüştürülmüş bir mescidin olduğu kayıtları var elimizde. İkinci önemli husus ise daha önce ortaya çıkarılan bir su sarnıcı vardı. Bundan yine Evliya Çelebi, Babil su kuyuları olarak bahsetmiştir. Bunlardan üç adet olduğunu biliyoruz. Şu ana kadar birini çıkardık. İki tanenin daha ortaya çıkmasını bekliyoruz. Yine bunlarla ilintili Abdalhan Sarayının olduğunu biliyoruz. Evliye Çelebi Seyahatnamesinde Mısır hazinesinden nice paraların harcanarak inşa edildiği bir saray olduğunu belirtiyor. Bu sarayın güzel bir avlusunun olduğu özellikle saray içinde gümüşte tabakların kaşıkların ve sırlı seramiklerin olduğunu biliyoruz. Bu kazılar sonucunda nitelikli bir sarayın ortaya çıkmasını bekliyoruz” diye konuştu.
(VO-MSA-Y)
22 Ağustos 2019 Perşembe günü yayınlandı