Bakan Kurtulmuş: 'Başgil Cumhurbaşkanlığı adaylığını denemeseydi, 2010'da referandum belki olmazdı'

Bakan Numan Kurtulmuş konuşması

( ANKARA ) Bakan Kurtulmuş: "Başgil Cumhurbaşkanlığı adaylığını denemeseydi, 2010'da referandum belki olmazdı" ANKARA
Bilim Adamı Yurt Dışı Etnik Köken Tek Parti Dönemi Referandum 


- Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, "Ali Fuad Başgil, o zor şartlarda Cumhurbaşkanlığı adaylığını denememiş olsaydı, 2010'daki referandum belki gerçekleşmeyecek, 16 Nisan'daki referandum da bu sonuçla ortaya çıkmayacaktı" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Muhafazakar Düşünce Dergisi tarafından Ankara Grand Otel'de düzenlenen, "Vefatının 50. Yılında Ali Fuad Başgil'i Anma Sempozyumu"na katıldı.
Ali Fuad Başgil'in Cumhurbaşkanı adayı olmasına o dönemde müsaade edecek bir fikri olgunluk içinde olunsaydı, Türkiye'de darbelerin olmayacağını ifade eden, Kurtulmuş, "Ali Fuad Başgil, dönemin paşalarınca yapılan tehditler karşısında korktuğu ya da geri adım attığı için değil, milletin bir daha o darbe günlerine ve o tek parti dönemine geri dönmemesi için adaylıktan vazgeçerek, biraz da küskün bir şekilde yurt dışına gitmiştir. Onun Cumhurbaşkanı adayı olması nasıl yıllar içinde geliştirdiği vatanseverlik fikrinin bir sonucu ise Cumhurbaşkanlığı adaylığından bu baskı karşısında vazgeçmesi de aynı şekilde vatanseverliğinin, millete karşı olan merhametinin bir sonucudur. Ali Fuad Başgil, o zor şartlarda Cumhurbaşkanlığı adaylığını denememiş olsaydı, hiç şüpheniz olmasın ki, 2010'daki referandum belki gerçekleşmeyecek, 16 Nisan'daki referandum da bu sonuçla ortaya çıkmayacaktı" dedi.
şeklinde konuştu.
"Asla kendi medeniyetinden taviz vermedi" Ali Fuad Başgil'in milli, yerli, fikri kültürel mücadele denilen halkanın ya da fikri siyasi izlerin en önemli isimlerinden birisi olduğunu aktaran Bakan Kurtulmuş, "Başgil, yaşadığı dönem itibariyle bütün bu söylediğimiz fikri değişimleri bunların pratik hayata, siyasete ve toplumsal alana yansımalarını ilk çocukluk yıllarından itibaren yaşamış olan bir aydınımızdır. Meşrutiyeti, Balkan Savaşı'nı ve hemen arkasından gelen etnik köken üzerinden çözülmenin yaşandığı Osmanlı cihan devletinin 20 yıl gibi kısa bir süre içinde diz çöktürülmesine şahit olmuş birisidir. Kafkas Cephesinde 4 yıl cephede savaşmış olan birisi, aynı zamanda savaş meydanlarında da siyasi fikirlerin gelişmesini ve vatanseverlik duygularının kökleşmesini sağlamış olan birisidir. Bir taraftan yaşadığı dönemin şartları Ali Fuad Başgil'i yoğurmuş, onun vatanseverliğinin, fikirlerinin oluşmasını sağlamış, diğer taraftan da kendi kişiliği ve kimliğini oluşturmuştur. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde yıkılmış, dağılmış olan bir Osmanlı'nın kendi üzerinde yeniden yükselmesi mücadelesi verilirken Ali Fuad Başgil her halde o savaş meydanlarındaki mücadele ruhunun nasıl ileriye taşınacağını zihninde yoğuruyordu. Öğretmeninin savaş meydanlarında silah tutacak adamlara olduğu kadar fikir dünyasında kalem tutacak adamlara da ihtiyacımız var tavsiyesiyle Ali Fuad'ın önünde yeni bir kapı açıldı. Bundan sonraki dönemde Ali Fuad Başgil'in kendi hayatını şekillendiren belki de en zorlu ama en çok fikirlerin yeşermesine vesile olan dönemdir. Kendi çağdaşları ve kendisinden öncekilerin düştüğü hataya düşmeden batıdaki bilimsel nitelikli bütün gelişmeleri birinci derecede özümseyip asla kendi değerlerinden, kendi medeniyetinden taviz vermeden oradaki gelişmeleri öğrenmesi kendi fikir, ilim hayatına bu dönemin yapmış olduğu büyük katkılardır. Sadece büyük bir bilim adamı olarak ortaya çıkmıyor Ali Fuad Başgil, bu dönemdeki yeşermesi aynı zamanda onun mili, yerli fikirlerinin mayalanma dönemi olarak da kabul edilebilir. Akranlarının birçoğu Fransa'nın sokaklarında görmüş oldukları bir takım yenilikler ve güzellikler karşısında zihnini ve gönlünü kamaştırıp, fiilen tutsak hale gelirken Ali Fuad Başgil Fransa'daki tahsili sırasında öğrendiği her şeyde fikren daha fazla özgür, milli ve yerli bir hale geliyor" diye konuştu.

19 Aralık 2017 Salı günü yayınlandı