223 yıllık Demirciler Çarşısı'nda 4 usta kaldı

Dükkan detaylar
Çilingir Demircilik Parmak İzi Asgari Ücret Araştırmacı 

-Yapılan ürünlerden detaylar
-Çalışan işçiden detay
-Aytekin Kuş'un açıklaması
-Demirci dükkanından detaylar
-Hüseyin Özdemir'in açıklaması
-Hüseyin Özdemir'in çalışması

( KARABÜK -ÖZEL)- UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Safranbolu ilçesinde tarihi Demirciler Çarşısı'nda aradan geçen 223 yılda 4 demirci ustası kaldı KARABÜK

- UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan, Osmanlı mimarisi, şehir hayatı ve kültürünü yansıtması dolayısıyla "Osmanlı'nın parmak izi" olarak adlandırılan Karabük'ün Safranbolu ilçesinde, 3. Selim'in sadrazamlarından İzzet Mehmet Paşa tarafından 1796'da yaptırılan tarihi Demirciler Çarşısı'nda aradan geçen 223 yılda sadece 4 demirci ustası kaldı. Osmanlı döneminde kalma han, hamam, cami, konak, çeşme ve köprüleriyle adeta "açık hava müzesi"ni andıran Safranbolu'da, "Demirciler Çarşısı", aradan geçen sürede demirci ustalarının iş yerlerini tek tek kapatmasıyla 4 aktif usta kaldı. Anadolu'nun kuzeyinden geçen Asya-Avrupa ana ticaret yolunu Karadeniz'e bağlayan en önemli bağlantılardan biri olan Gerede-Sinop kervan yolu üzerinde yer alan tarihi ilçede, Osmanlı döneminde demircilik, bakırcılık, semercilik, saraçlık, yemenicilik gibi zanaat kollarında "lonca" düzenine uygun çarşılar kuruldu. 223 yıl önce kurulduğunda 40 demirci dükkanın yer aldığı, 1924'te 105 dükkana çıkan Demirciler Çarşısı'ndaki ustalar, yetiştirecek ve mesleği sürdürecek eleman bulamıyor. Dünyaca ünlü Safranbolu konakları başta olmak üzere kırsaldaki geleneksel evlerin kapı tokmaklar, kilitleri ve demir süslemelerinin yanı sıra son yıllarda Osmanlı tarihini anlatan filmlerde kullanılan, kılıç, kalkan, miğfer gibi değişik malzemeleri de yapan ustalar, modern zamanın teknolojilerine karşı da mücadele veriyor. "Şuanda can çekişiyor" Kent üzerinde araştırmalar yapan ve kitapları bulunan araştırmacı yazar Aytekin Kuş, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, Safranbolu'nun yaşayan en eski 'Lonca Çarşısı'nın Demirciler Çarşısı olduğunu söyledi.

1796'da İzzet Mehmet Paşa'nın kendi adını taşıyan camiyi yaptırdıktan sonra demircilerin burada örgütlü daha verimli çalışmalarına olanak sağladığını ifade eden Kuş, "Sıcak ve soğuk demirci, 1831 yılındaki sayımlarda 40 demircinin burada çalıştığını biliyoruz. 1924 yılında sayı 105'e çıkmış, bunun dışında 20 tanede sobacı var. Günümüzde sadece 5'e düştü. Şuanda can çekişiyor. Burası Safranbolu'nun belleği, geleneksel evlerinde kırsal kesimlerde hem sıcak hem soğuk demir işçiliğinin en özgün örnekleri burada üretilebiliyor. Ancak metal dışı ürünlerin piyasa egemen olması, bu mesleğe meraklı gençlerin bulunamayışı Demirciler Çarşısı için bir handikap" dedi.
Tarihi dükkanların restore edilerek, sağlıklı bir ortam kazandırıldığını aktaran Kuş, şunları kaydetti: "Temennimiz buradaki çırak ve mesleğin sürmesinde zorlukların aşılması konusunda yerel ve mülki idarenin katkı sağlaması olmalı. Safranbolu'ya gelen konuklar eski yaşamın, en güzel örnekleri altın bilezikli hemşehrilerimizi görmek için Demirciler Çarşısı'na gelirler. Şuanda 4 tane aktif dükkan var." Demircisi ve çilingir ustası Hüseyin Özdemir: "Kıymetli ve değerli bir arastaydı" 41 yıl önce demircilik mesleğine başlayan Hüseyin Özdemir, aşama aşama, kalfalık, ustalık ve sonrasında kendi işini kurduğunu belirtti.
1978'de tüm Demirciler Çarşısı'ndaki tüm dükkanların dolu olduğunu vurgulayan Özdemir, "Akşam satılığa çıksa sabah satılmış vaziyette kıymetli ve değerli bir arastaydı. Şuanda bence ondan daha fazla değerli. Çünkü o zamanlar diğer il ve ilçelerde de bu mesleği yapanlar vardı. Fakat şuan il ve ilçelere yakın olan bir yerde bunlar kalmadı. Sadece merkezi burası oldu. Orijinalliğini koruyan Safranbolu'daki tek çarşı. Amacına uygun olarak yaşayan bir yer. Buralar eskidiği zaman restore yapılıyor" değerlendirmesinde bulundu. 4 dükkan ve 4 usta kaldıklarını anlatan Özdemir, "Burada ileriye yönelik sıkıntı çekeceğiz. Herkesin belirli bir ömrü var. Bu ömür hak baki bulduğu zaman herkes dükkanı teker teker kapatacak. Halbuki bizim işimiz zor bir iş değil. Şuanda bir delikanlı gelip ‘Ustam bana bu işi öğret, ben bu işe meraklıyım’ derse 3-5 yıl içerisinde kendi işinin patronu olacak ve kendi kendini yönetecek. Bir delikanlı ömrü boyunca başkalarının yanında asgari ücrete talim edeceği yerine böyle bir zanaatkar yanında çalışsa kendi işinin patronu olup kendini yönetecek. Ümit kesilmez inşallah delikanlılar gelir de ‘Ustam bize de bunu öğret de bu eserleri yaşatalım' der" diye konuştu.

1 Aralık 2019 Pazar günü yayınlandı