'IMF politikaları yoksulluk, kriz, fakirlik demek' - ANKARA

"IMF politikaları yoksulluk, kriz, fakirlik demek" - ANKARA - Hak - İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ile röportaj"IMF politikaları yoksulluk, kriz, fakirlik demek" - Hak - İş Genel Başkanı Mahmut Arslan: - "Cumhurbaşkanı ve hükümetin IMF politikalarına karşı durduğu yeri son derece önemli buluyoruz ve destekliyoruz. IMF'nin kapısına bir daha asla gidilmemeli. Çünkü IMF politikaları yoksulluk, kriz, fakirlik ve aynı zamanda sosyal haklarda geriye gidiş demektir" - "1999'dan önce IMF, emeklilik yaşının yükseltilmesi, daha fazla prim ödenmesi, emekli aylıklarının daha düşük olması yönünde adımlar atılmasını istedi. O zaman atılan adımlar bugün emeklilikte yaşa takılanlar sorununu ortaya çıkardı"ANKARA (AA) - ÖZCAN YILDIRIM - Hak - İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin Uluslararası Para Fonu (IMF) politikalarına karşı durduğu yeri önemli bulduklarını ve desteklediklerini belirterek, "IMF'nin kapısına bir daha asla gidilmemeli. Çünkü IMF politikaları yoksulluk, kriz, fakirlik ve aynı zamanda sosyal haklarda geriye gidiş demektir." dedi.
Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, IMF ile ilişkileri 11 Kasım 1947'de başlayan Türkiye'nin, bugüne kadar 19 stand - by anlaşması imzaladığına dikkati çekti.Türkiye'nin IMF ile son anlaşmayı 2005'te imzaladığını ve borcunu 2013'te bitirdiğini vurgulayan Arslan, "2005'ten bugüne kadar kamuoyunda belli çevreler, IMF ile anlaşılmaması halinde kriz yaşanacağını empoze ediyor. Sayın Cumhurbaşkanının IMF ile bir daha masaya oturmama kararının ardından bile bu çevreler hükümete baskı kurmaya çalıştı, hala da çalışıyor. Bu bizi ciddi şekilde endişelendiriyor." ifadelerini kullandı.IMF ile masaya oturmama kararının, ana muhalefet başta olmak üzere muhalefetin geneli tarafından desteklenmediğini belirten Arslan, "Bu kesimler, hükümeti bu konuda desteklemedikleri gibi 'Türkiye eninde sonunda IMF'ye gidecek.' gibi açıklamaları dilendiriyor. Buradaki beklentiyi anlamakta güçlük çekiyorum. IMF politikalarının ülkeler değişse de değişmediğini bildiğimiz için IMF ile yapılacak bir anlaşmayla faturanın çalışanlara ve dar gelirlilere çıkacağı biliyoruz." dedi.
- "Muhalefetin ilgisini anlamakta zorluk çekiyoruz"Arslan, CHP ve İYİ Parti yetkililerinin IMF heyetiyle geçen günlerde yaptığı görüşmenin zihinlerde soru işareti yarattığını ifade ederek, "Hükümetler genelde IMF ile anlaşmak isterler, muhalefet ise buna karşı çıkar. Bizde ise muhalefet IMF'ye oldukça ilgili. Bu ilgiyi anlamakta zorluk çekiyoruz. İki parti yetkilisinin aynı anda IMF heyetiyle görüşmesi de ayrıca dikkat çekici." değerlendirmesinde bulundu.Türkiye'nin IMF defterini kapattığını ama bazı çevrelerin bunu tekrar açmak istediğini dile getiren Arslan, "Cumhurbaşkanı ve hükümetin, IMF politikalarına karşı durduğu yeri son derece önemli buluyoruz ve destekliyoruz. IMF'nin kapısına bir daha asla gidilmemeli. Çünkü IMF politikaları yoksulluk, kriz, fakirlik ve aynı zamanda sosyal haklarda geriye gidiş demektir." şeklinde konuştu.
- "Ülke olarak yolumuza IMF'siz devam etmeliyiz"IMF ile anlaşma yapılması halinde faizlerin yükseleceğini, vergilerin ve işsizliğin artacağını, büyümenin duracağını ve kamunun küçüleceğini belirten Arslan, şunları kaydetti:"IMF ülkelerin şartlarını dikkate almıyor. Kredi verdiği tüm ülkelere benzer reçeteler sunuyor. 1999'dan önce IMF, emeklilik yaşının yükseltilmesi, daha fazla prim ödenmesi, emekli aylıklarının daha düşük olması yönünde adımlar atılmasını istedi. O zaman atılan adımlar bugün emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) sorununu ortaya çıkardı. Emeklilikte yaşa takılanlar, IMF politikalarının uzun vadede çalışanlara ağır faturalar ödettiğinin en somut örneğidir. Bugün IMF ile olası bir stand - by anlaşması, emeklilikte yaşa takılanlar sorununun ebediyen çözülmemesi demektir. Ülke olarak yolumuza IMF'siz devam etmeliyiz."
Politika Emeklilik Yaşı Emeklilik Hükümet Muhalefet 

1 Ekim 2019 Salı günü yayınlandı