'Hiçbir Zaman Boyunduruk Altına Girmedik, Mukaddesatımızı Çiğnetmedik'

Bakan Ersoy’un mesajı şöyle:

“Özgürlüğümüzü elimizden almak, değerlerimizi ortadan kaldırmak, kimliğimizi ve karakterimizi değiştirmek için asırlar boyu niceleri şansını denedi. Sayılarına güvendiler, silahlarına güvendiler, kibirleriyle konuşup, hareket ettiler. Savaşın aslında iki zaferle kazanılacağını asla göremediler. Bunlardan ilkini ve en önemlisini milletler savaşa girmeden önce kazanmak zorundadır. Bu zafer ne için savaştığınla ilgilidir. Bağımsızlık, hak, adalet, hoş görü ve merhamet ile meydana çıkan yürekler; işgal, sömürü, talan, ırki üstünlük gibi duygularla savaş çığırtkanlığı yapanlara karşı daha kılıçlar çekilmeden, tek kurşun atılmadan ilk zaferi kazanmışlardır. Çünkü fiziki savaşı kaybetseler bile biliriz ki kimse onların elinden değerlerini alamaz, kimliğini ve karakterini hiçbir zorbalık değiştiremez. Ne mutlu bize ki tarih sahnesine çıktığımız günden bugüne, fikirde de fiilde de zafer hep bizim oldu. Hiçbir zaman boyunduruk altına girmedik, mukaddesatımızı kimseye asla çiğnetmedik.

“30 Ağustos Zafer Bayramı” içindeki zafer ifadesini de bu şekilde idrak etmek gerekir. Dumlupınar Savaşı kazanıldıktan sonra mahşer yerini andıran meydandaki binlerce cansız bedene bakan Atatürk’ün ‘Bu feci manzara, bütün insanlık için utanç verici bir olaydır. Ama biz vatanımızı korumak için gerekli savunmamızı yaptık. Buna bizi zorladılar.’ ifadesi, Türk milletinin ruhundaki zaferin cephedeki zaferi yorumlama şeklidir. Bu asil ruha meydan okuyan herkes geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de iki kere hezimete uğramaya mahkûmdur.

Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tarifsiz bir gururla kutluyor, başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere istiklal ve istikbalimiz uğruna kanlarını döken tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle, minnetle, saygıyla anıyorum.”