'Yeniden canlanıyor' demişti Haliç 1990'lara döndü!

Geçen ay CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haliç için 'Yeniden canlanıyor' demiş ve bu sözleriyle tepki toplamıştı.Vatandaşın çektiği Haliç'in son hali ise 'Haliç 1990'lı yıllara dönmüş' dedirttti.

'Yeniden canlanıyor' demişti Haliç 1990'lara döndü!
'Yeniden canlanıyor' demişti Haliç 1990'lara döndü!
CHP'li  İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'Haliç yeniden canlanıyor' şeklinde bir paylaşım yapması sonrası sosyal medyada tepkiler üst üste gelmişti. Bu paylaşım sonrası vatandaşlar tarafından Haliç'i İstanbul Büyükşehir Başkanı olduğu dönemde bizzat ilgilenerek temizleten Erdoğan'ın 'Haliç Çevre Projesi' hatırlatılmıştı. Bugün ise sosyal medyada Haliç'in pisliğine dair paylaşımlar görüldü. Bir kullanıcı Haliç sahilinin görüntüsünü çekerek 'Haliç 1990'lara döndü' dedi. İşte tartışmaları alevlendiren görüntüler ve Haliç hakkındaki gerçekler...

Peki Haliç ile ilgili gerçekler neler? 

Haliç'in imdadına dönemin Başkanı Sayın ERDOĞAN yetişmişti. İstanbul Büyükşehir Başkanı olunca ilk iş olarak Haliç'i masaya yatırmış ve Dünyanın da önde gelen sayılı projelerinden biri olan 'Haliç Çevre Projesi'ni başlatmıştı. Çok aşamalı çalışmada; Akabinde çevre düzenleme çalışmaları yürütülmüş, Son olarak da bölgenin turizm, kültür, sanat ve rekreasyon vadisine dönüşümüne yönelik adımlar hayata geçirilmişti.

Çalışmalara birçok değişik üniversiteden 32 akademisyen katılım sağlamıştı. Islah Projesi 10 Ocak 1997'de başlamış; ancak, Dönemin tüm ZORLUKLARINA, Teknolojik imkanların YETERSİZLİKLERİNE rağmen 1,5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmıştı.

Haliç'in derinliği kimi yerlerde sadece 10 cm kadar düşmüş, Sütlüce-Eyüp arası derinlik 0-50 cm arasında değişen bir seviyeye dönüşmüştü. Tarama yapılırken gemiler üzerindeki pompalar yardımı ile çıkartılan çamurlar boru hatlarına iletiliyordu. 4 adet boru hattı vardı.

4 boru hattı ile toplamda 4.000 m3/saat çalışma kapasitesine ulaşıldı. Çamurlar, Haliç'e 7 km mesafedeki taş ocaklarında depolandı. Koku için de önlemler alındı. Kireç ve klorlama işlemi yapıldı. Benzetmek gerekirse her saatte 1,5 olimpik havuz suyu 7 KM öteye taşınıyordu.

Haliç'te yapılan çalışma; - 4,5 km uzunluk, - 200 m genişlik, - Ortalama 5 m derinlik olmak üzere toplamda yaklaşık 5 milyon m3 çamur. Bu iş boru hatları ile değil de hafriyat kamyonları ile yapılsaydı; Günde en az 400, toplamda en az 200.000 sefer yapmak gerekirdi.

O zamanın şartlarında günde en az 400 sefer kamyon hareketinin oluşturabileceği hengameyi düşünebiliyor musunuz? Ama Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki ekip bu işi başarmıştı. Taşınan çamur kendi haline bırakılmadı. Uygun şekilde bertarafı için ocaklarda 2 baraj yapıldı.

Barajların inşasında 850.000 m3 kaya, kil ve filtre dolgu malzemesi kullanıldı. Depolama sonrası günümüz Maçka Demokrasi Parkı alanından da büyük olan 180.000 m2 dolgu alanı oluştu. Bu alanın üzeri kapatılarak bölge ağaçlandırıldı.

Islah çalışmaları sadece Haliç ile sınırlı kalmadı. Sadabad, Eyüp ve diğer kollektör (Kuzey ve Güney Haliç) çalışmalarının da tamamlanmasıyla bölge bir cazibe merkezi haline geldi. Eyüp'de ziyaretçi akınına uğrayan Pierre Loti tepesinden seyri doyumsuz bir manzara oluştu.

Haliç'in suları temizlenince, su canlıları da bölgeye akın etmeye başladı. Bölgede artık çöpler yerine balıklar yüzüyordu. Hatta balık tutma yarışması dahi yapıldı. İlk yarışmayı 1,5 saatte 128 balık tutan bir vatandaşımız kazandı.

Mevcut kirlilik giderildikten sonra sıra Haliç'in tekrar kirlenmesini önlemeye gelmişti. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) ardı ardına projeler geliştirmiş; Haliç'e doğrudan akan atıksuları kontrol altına almak için hamlelere başlamıştı.

Kolektörler vasıtasıyla bu atıksular arıtma ünitelerine sevk edilerek bölgeden uzaklaştırılarak Haliç'in yeniden kirlenmesi önlendi. Kuzey ve Güney Haliç Projeleri olarak anılan çalışmalarda; 120 km uzunluğu aşan birçok atıksu kolektörü, tüneli ve deşarj hattı inşa edildi.

Kuzey Haliç Projesinin İSKİ'ye maliyeti 2000 yılı rayiç değerleriyle 118 trilyon, Güney Haliç Projesi ise 92 trilyon Liraya mal olmuştu. Dünyanın en büyük çevre projelerinden biri olan Haliç için yapılan yatırım tutarı, dönemin rayiç değerleriyle 520 Milyon Doları bulmuştu.

Bölge ayrıca tam bir sanat, kültür ve kongre merkezi haline geldi; Feshane, Haliç Kültür ve Kongre Merkezi, Miniatürk…

Yıllarca İstanbul'un gözbebeği olan Haliç; Yanlış bir şehir planlamasının kurbanı olmuş, Sanayiye açılmasıyla da zehirli atıkların yuvasına dönmüş; ancak, bir İstanbul Sevdalısının girişimiyle; “Dolduralım gitsin” denilen yerden cennet misali alana dönüşüm yaşamıştı...

Sonrasında bayrağı devralanlar da aynı azim ve cehd ile hareket etmiş, Haliç başta olmak üzere İstanbul'un dereleri ve diğer doğal güzellikleri korunmaya çalışılmıştır. Her yıl 90.000 m3 dip tarama malzemesi çıkarılarak aynı zamanda ekosistemin devamına katkı sunulmuştur.

Zamanla Alibeyköy ve Kağıthane derelerinden gelen çamur sebebiyle yeni bir sığlaşma oluşmuş, bu kapsamda; 2004 yılında Ulaştırma Bakanlığından temin edilen Çekirge Tarak Gemisi ile Haliç'te yeni bir tarama çalışması yürütülmüş ve 2011 yılına kadar devam edilmiştir.