İstanbul’da da hissedilen Manisa depremi sonrası uzman isimden korkutan uyarı: 7 büyüklüğünde bir deprem...

AFAD ve Kandilli Rasathanesi'nden gelen son dakika haberine göre Manisa’nın Saruhan ilçesinde 5.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem İstanbul, İzmir ve Muğla gibi çevre illerde de hissedildi. Peki, bu deprem jeolojik olarak ne gibi uyarılar veriyor ve nasıl bir mesaj taşıyor? Deprem uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy Manisa depremini yorumladı. İşte, yaşanan depreme ilişkin detaylar ve bölgedeki sismik hareketlilikle ilgili bilgiler.

İstanbul’da da hissedilen Manisa depremi sonrası uzman isimden korkutan uyarı: 7 büyüklüğünde bir deprem...
İstanbul’da da hissedilen Manisa depremi sonrası uzman isimden korkutan uyarı: 7 büyüklüğünde bir deprem...
Manisa bugün şiddetli bir deprem ile sarsıldı. Deprem İstanbul, İzmir ve Muğla gibi çevre illerde ve ilçelerde de yoğun olarak hissedildi. Depremin ardındana haber ekranlarında bölgedeki sismik hareketliliği değerlendiren Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy önemli uyarılarda bulundu. Ersoy, bölgenin yedi büyüklüğünde deprem üretebilecek fay hatlarına sahip olduğunu söyledi.İşte Manisa depremini ilişkin çarpıcı yorumlar…

5,5 büyüklüğünde bir deprem, Manisa'nın Saruhan ilçesi… Nasıl değerlendirmesi gerekir bunun? Bölge için beklenen bir deprem miydi?

Öncelikle şunu söyleyeyim, bölge için beklenebilecek bir deprem. Bu depremin olduğu yerin çevresinde çok sayıda fay var. Burada Gölmarmara havzasının olduğu kısımda kuzey batı güneydoğu gidişle bazı payları var. Sanırım onlar üzerinde meydana geldi. Çünkü AFAD'ın verdiği merkez üssü ile Kandilli'nin verdiği merkez üssü farklı yerleri gösteriyor. Bu artçı depremlerden sonra daha belirginleşebilir. Tabii ki 5.5 büyüklüğündeki deprem, normalde herkezin hissedebileceği sığ kökenli bir deprem olunca, yani az derinlikte, dolayısıyla İzmir'de ve Manisa'nın çevresindeki tüm yerleşim alanlarında hissedilmiş.

Belki kırsalda kötü yapılar üzerinde küçük hasarlar bile meydana gelmiş olabilir. Bunu ilerleyen saatlerde zaten bazı bilgilerle, Valilik kanadıyla, AFAD kanalıyla bunu öğreneceğiz. Ama normal şartlar altında 5.5 büyüklüğünde hiçbir yapının hasar görmemesi gerekir. Bundan dolayı depremin büyüklüğünü sorumlu tutamayız. Çünkü bizim artık yapı stoklarımızın 6.5 büyüklüğüne kadar dayanması gerekir.

Peki bölgedeki fay hatlarının yapısı bize ne anlatıyor? Yani 5.5 büyüklüğündeki bir deprem midir o bölgenin standardı yoksa daha büyük ölçekte depremler üretebilir mi oradaki fay hatları?

Çok önemli bir konuya temas ettiniz. Bu bölgede 7'ye yakın deprem üretebilecek çok sayıda fay zonu var. Yani bir tane de değil. Marmara'dan söz ederken Kuzey Anadolu Fay Hattı diyoruz, başka bir şey söylemiyoruz. Ama bu bölge için hem Manisa çevresinde hem İzmir çevresinde hem Balıkesir çevresinde hem de Muğla çevresinde çok sayıda fay var. Bu fayların hepsi de her an deprem oluşturabilecek kapasiteye sahip. Dolayısıyla 5.5 büyüklüğündeki bir deprem bizi şaşırtmıyor.

Biliyorsunuz yakın tarihte ay süresince Akhisar'la Manisa arasında uzun bir süre deprem meydana gelmişti. Çoğu da 4'ün üzerindeydi. Orada büyük bir deprem olmayacaktır demiştik. Çünkü büyük bir enerji boşalımı vardı orada. Ama yeni yerler için bunu söylemek mümkün değil. Depremini bekleyen pek çok fay var. Burası 6.0, 6.5 ve hatta 7'ye varan depremler oluşturabilecek bir bölge. Bunu gözardı edemeyiz. Yani 5.5 büyüklüğünden sonra büyük bir rahatlama oldu, stres boşaldı gibi bir yaklaşım çok doğru değil.

Şüphesiz ki bölge nüfus açısından Türkiye'nin en kalabalık noktalarından biri. İzmir'e baktığımızda, İzmir depremsellik açısından nasıl bir tehditle karşı karşıya sizce?

Şunu da unutmamak gerekiyor, İzmir ve çevresi genellikle alüvyon dediğimiz gevşek zemin üzerinde mühendislik olarak sorunlu zemin üzerindeki yapı stoğundan ibaret. Dolayısıyla hem sıvı hem küçük depremlerde bile en azından hissedebiliyor insanlar. Bu zemin faktörünü de gözardı etmemek gerekiyor. Sadece yapı ve depremin büyüklüğü değil aynı şekilde zeminin jeolojik durumuna depremden daha çok etkilenmemize neden olabilir. Bu bakımdan yapıların zeminle barışık vaziyette olması gerekir.