Dünyanın 11 Eylül'ü! Korona hakkındaki gerçekler...

Beyaz Gazete yazarlarından Erkan Trükten, bu gün ki yazısında korona hakkında üstü örtülen gerçekleri yazdı.

Dünyanın 11 Eylül'ü! Korona hakkındaki gerçekler...
Dünyanın 11 Eylül'ü! Korona hakkındaki gerçekler...
Yazar Erkan Trükten, tüm dünyayı dize getiren korona hakkında susulan gerçekleri bir bir yazdı. Trükten, tıpkı 11 Eylül'deki konuşulmayan detaylar gibi korona hakkında da görmemezliğe gelinen önemli gerçekler olduğunu vurguladı. 

İşte Beyaz Gazete yazarlarından Erkan Trükten'in o yazısı...

11 Eylül'ü nasıl bilirdiniz?

Bazılarının bu soruya cevaplarının dünyayı kendilerine ‘okuyamamayı’ öğreten algının parçası olarak hala “Usame Bin Ladenli, Müslüman terörlü, El Kaideli bilirdik” şeklinde olabileceğini varsayıyorum.

Ne de olsa profesör unvanı almış kelli felli jeofizikçilerimiz bile göğüslerini gere gere böyle söyleyebiliyorlarsa, 'bunların bir bildiği vardır' diyerek, dünyaya şekil veren ana akım medyanın sürüleştirdiği akılla aynı cevabı vermeniz muhtemel.

Öyle ya, kimse size “Serbest düşüş nedir? Çelik konstrüksiyon bina yanarak çöker mi? İkiz kuleler dışında kendisine uçak çarpmayan ama hikmeti kendinden menkul biçimde çatısında ufak bir yangın çıkan bir WTC binası, çatısıyla alakası olmayan temelinden nasıl olur da adeta serbest düşüşle böyle basit bir yangın sonucu yıkılır?” gibi dersler verecek değildi. Ezberletilmiş doğrular sürü için yeterli ve iyiydi. Bir de bu ezberleri günlük polemiklerin dışına hiç çıkamayan çokbilmiş, boğaza nazır lokantalarda fakir edebiyatı yapan çağdaş(!) gazetecilere tekrarlattırdınız mı, her şey süt liman olurdu.

Bazılarımızın hayat gailesiyle düşünmeye ve araştırmaya hiç de vakti ve de maalesef ki merakı olmadığına göre, “gelsin benim yerime düşünenlerin analizleri” deyip, medyada çoğunluk ne diyorsa kendimizi oraya bırakmamız bizim adımıza daha kestirme bir bilgi edinme şekli olacaktı. Üstelik böyle soruları sormak insan ilişkilerimiz açısından pek faydalı da sayılmazdı hani. İpin ucunda toplumla ortak bir görüşü paylaşamamak, ahmak muamelesi görmek, espri malzemesi olmak vardı. Bir de bu sorulara, “ABD ulusal güvenlik sistemi nasıl oldu da iki koca uçağın rotadan çıktığını görmedi? Pentagon nasıl oldu da kendisine bir uçak yöneldiğini fark etmedi?” sorularını eklediniz mi eyvah ki ne eyvah! “Bu iyice delirdi” diyebilecek sözüm ona yüksek akıllılarla, fularlılarla, robdöşambrlı yalı ermişleriyle baş etmek gibi bir dert edinmek de vardı. En iyisi mi 11 Eylül'ün robdöşambrlı akıl hocalarımızın onayladığı üzere Afganistan mağaralarında tasarlandığını kabul edip, sessizce kenara çekilmekti.

Neyse ki Trump geldi, bu konuda hala derin uykulularda olanlara “İkiz kule saldırılarını El kaide yapmadı” diyerek bir çimdik attı ama bunların aralarında da Morpheus'un mavi uyku haplarını yutmuşçasına derin derin uyumaya devam edenler olduğundan şüphelenmiyor değilim. Gerçi onun kırmızı hapı da uyanmış numarası çekerek uyutuyordu ya neyse!

Ne diyelim efendim, onlar uyumaya devam etsinler biz çıkalım kerevetine!

Biz, “Korona dünyanın 11 Eylül'üdür”, dedikçe, “yok efendim komploları bir kenara bırakalım artık” “bunları konuşarak bir yere varamayız” gibi cümlelerle muhatap oluyorduk ya, bu çokbilmişlerin okumadan etmeden 20. Yüzyılın son demlerinde ezberlediklerini tekrar ederek yaptıkları savunmalarını, neyse ki itibar edecekleri Nobel'e sahip bir virolog çıktı da yıkıp geçiverdi! Prof.Dr Luc Montagnier virüs içerisinde HİV kesitleri olduğundan hareketle korona için “laboratuarda üretildi” dedi.

Yazının bu kısmında bir serzenişte bulunacağım: Henüz 2020'nin Ocak ayında Hindistan'da Prashant Pradhan, Ashutosh Kumar Pandey, Akhilesh Mishra, Parul Gupta, Praveen Kumar Tripathi, Manoj Balakrishnan Menon, James Gomes, Perumal Vivekanandan, Bishwajit Kundu isimli dokuz bilim adamı, önemli bir tıbbi web sitesi olan www. biorxiv.org sitesinde “bunun içinde Hiv kesitleri var, tamamen insan eliyle imal edilmiş” sonucuna vardıkları halde, bu veriyi benim haricimde Türkiye gündemine taşıyan biri var mıydı? Öyle ki ben bu bulguyu insan eliyle yapıldığının kesin kanıtı olarak gösterip Türker Akıncı'nın hazırladığı Mart baskılı Başlangıç 2020 kitabına da ekledim. Türkiye'de bu önemli ayrıntıdan bahseden bir virologa, bir tıp doktoruna rastladık mı? Hayır. Şimdi aylar sonra Batılı Prof.Dr Luc Montagnier, Hintli bilim insanlarının söylediğini tekrarlayınca, batı hayranlığının bazı insanlara doğudan gelen seslere kulak tıkamayı nasıl öğrettiği bir kez daha açığa çıkmış oldu. Küçümsemek adına bizlere‘komplocu' diyen ve gündemi kendileriyle birlikte uyutan ‘boğaz aydınları' “Günaydın!” diyeceğim ama bu hitabıma etrafındaki herkesin sesini boğan horlama sesi dışında bir cevap alacağımı hiç de zannetmiyorum.