Bursa'nın Oyun Kaşıkları Bu Ellerden Çıkıyor
Lütfü Uğur, 25 yıldır gürgen, akçaağaç, şimşir gibi ağaçlardan oyun kaşığı yapıyor.
Keles'in Harmanalanı köyünde yaşayan Lütfü Uğur, bir düğünde görerek başladığı kaşık yapımına 25 yıldır devam ediyor.
Akçaağaç, gürgen, kayın ve benzeri ağaçlardan el işçiliğiyle yaptığı ilk kaşıklarının Uludağ Üniversitesi Folklor ekiplerine satan Uğur, şunları anlattı:
"Kaşığı 25 sene önce bir halk oyununda bir kişi oynarken ellerinde gördüm. Daha sonra merak ederek ben bu tongurdaklı oyun kaşığını yapmaya başladım. İlk etapta günde 1 kaşık yapabiliyorduk. Alet edevatımız olmadığından çok zorlanıyorduk. Sonraki zamanlarda oygu bıçağı, keser, testere temin ettiğimiz için şimdi daha fazla yapabiliyoruz. Yaptığım ilk kaşıklarla kardeşimin düğününde oynadık ve çok beğenildi."
- "Benden başka yapan yok"
Yörede sadece kendisinin bu kaşığı yaptığını, kalfa ve çırak da bulunamadığını belirten Uğur, şöyle devam etti:
"Oyun kaşığının yanında yemek kaşığı, yemek kepçesi, merdane, oklava gibi bu tür şeyleri yapıyoruz. Kaşıklar, Kültür Bakanlığı ve Halk Eğitim Müdürlüğü çalışmasıyla Bursa bölgesinin tescilli oyun kaşığı oldu. Şu anda bu tongurdaklı oyun kaşığını benden başka yapan yok. Yöremizde yok, çırak yok, kalfa yok. Onun için şu anda Keles Halk Eğitim Müdürlüğüyle çalışma halindeyiz. Eğer çırak temin edebilirsek biz bunu gelecek nesillere aktarmak istiyoruz."
En iyi kaşığın çitlembik ağacından yapıldığını dile getiren Uğur, "İnancımıza göre çitlembik ağacı bizim bölgemizde nazar ağacıdır." dedi.
- Avusturya, Belçika, Almanya, İsviçre'ye kaşık
Kaşıkları sadece folklor ekiplerine satmadığını yurt dışına da gönderdiğini aktaran Uğur, sözlerini şöyle tamamladı:
"Avusturya, Belçika, Almanya, İsviçre gibi yerlere de gönderiyoruz. Telefon numaralarımızı bularak talep ediyorlar. Okullarda folklor yarışmaları olduğu için genelde okullara gidiyor. Herkese kaşık yapmasını tavsiye ederim. Çünkü her şeyi unutuyorsunuz ve stres diye bir şey kalmıyor."
NOT: Bu haber, AA'nın kuruluşunun 100. yılı kapsamında iletişim fakültelerinde okuyan lisans öğrencilerine yönelik düzenlenen "Gelecek 100 Yılın Habercileri" projesi kapsamında öğrenciler tarafından hazırlanmıştır.
Kaynak: AA
Akçaağaç, gürgen, kayın ve benzeri ağaçlardan el işçiliğiyle yaptığı ilk kaşıklarının Uludağ Üniversitesi Folklor ekiplerine satan Uğur, şunları anlattı:
"Kaşığı 25 sene önce bir halk oyununda bir kişi oynarken ellerinde gördüm. Daha sonra merak ederek ben bu tongurdaklı oyun kaşığını yapmaya başladım. İlk etapta günde 1 kaşık yapabiliyorduk. Alet edevatımız olmadığından çok zorlanıyorduk. Sonraki zamanlarda oygu bıçağı, keser, testere temin ettiğimiz için şimdi daha fazla yapabiliyoruz. Yaptığım ilk kaşıklarla kardeşimin düğününde oynadık ve çok beğenildi."
- "Benden başka yapan yok"
Yörede sadece kendisinin bu kaşığı yaptığını, kalfa ve çırak da bulunamadığını belirten Uğur, şöyle devam etti:
"Oyun kaşığının yanında yemek kaşığı, yemek kepçesi, merdane, oklava gibi bu tür şeyleri yapıyoruz. Kaşıklar, Kültür Bakanlığı ve Halk Eğitim Müdürlüğü çalışmasıyla Bursa bölgesinin tescilli oyun kaşığı oldu. Şu anda bu tongurdaklı oyun kaşığını benden başka yapan yok. Yöremizde yok, çırak yok, kalfa yok. Onun için şu anda Keles Halk Eğitim Müdürlüğüyle çalışma halindeyiz. Eğer çırak temin edebilirsek biz bunu gelecek nesillere aktarmak istiyoruz."
En iyi kaşığın çitlembik ağacından yapıldığını dile getiren Uğur, "İnancımıza göre çitlembik ağacı bizim bölgemizde nazar ağacıdır." dedi.
- Avusturya, Belçika, Almanya, İsviçre'ye kaşık
Kaşıkları sadece folklor ekiplerine satmadığını yurt dışına da gönderdiğini aktaran Uğur, sözlerini şöyle tamamladı:
"Avusturya, Belçika, Almanya, İsviçre gibi yerlere de gönderiyoruz. Telefon numaralarımızı bularak talep ediyorlar. Okullarda folklor yarışmaları olduğu için genelde okullara gidiyor. Herkese kaşık yapmasını tavsiye ederim. Çünkü her şeyi unutuyorsunuz ve stres diye bir şey kalmıyor."
NOT: Bu haber, AA'nın kuruluşunun 100. yılı kapsamında iletişim fakültelerinde okuyan lisans öğrencilerine yönelik düzenlenen "Gelecek 100 Yılın Habercileri" projesi kapsamında öğrenciler tarafından hazırlanmıştır.