Hazine Ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 2019 Yılını Değerlendirdi

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İstanbul’da ekonomi basını yöneticileri ile bir araya geldi. 2019 Değerlendirme Toplantısı kapsamında yaptığı açıklamalarda Bakan Albayrak, 2019 itibarıyla, özellikle son 6 ayda yaşanan iç ve dış politik dalgalanmalara rağmen stabilizasyonun yavaş yavaş oluşmaya başladığını söyledi. Bakan Albayrak, dalgalan bir ekonomiden yaptırım söylemleri ve onlarca tivittten etkilenmeyen bir döneme geçildiğini belirtti.



Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 2019 Değerlendirme Toplantısı kapsamında İstanbul’da ekonomi basını yöneticileri ile bir araya geldi. Toplantıda önemli açıklamalarda bulunan Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildiğinden bu yana Türkiye’nin 3 farklı kur atağına maruz kaldığını, kurun yoğun bir şekilde dalgalandığını, TL’de farklı gelişmelerin yaşandığını, ekonomide ve finansal mimaride öncelikli stratejinin istikrarı oluşturan bir süreçten geçildiğini belirterek, "Özellikle son 6 ayda ciddi bir stabilizasyona kavuştu, ciddi iyileşmeler gördük. Son bir buçuk yıldır devrim niteliğinde sessiz ve derin yapısal değişimlere imza attık. Gerek iç-dış piyasada, risk primlerinde ve Türkiye’nin referans faizi dediğimiz 2 yıllık tahvil faizlerinde ciddi iyileşmeleri bu süreçte görmeye başladık. Bu noktada bizim için çok önemli olan 5 yıllık CDS risk primi göstergesinde ve 2 yıllık devlet tahvil faizlerinde sadece son 1-2 yılın değil, bazı indikatörlerde son 3-5 yılın bile altında iyileşmeyi ciddi anlamda görmeye başladık" dedi.



"Zor bir 2019’u hedeflenenden daha iyi geride bıraktık"

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak,"Belki son 70-80 senede ama serbest piyasa ekonomisinden bahsediyorsak 1980’lerin ikinci yarısından bugüne dediğimiz 30-35 yılda hakikaten Türkiye ekonomisi üzerinde çok kritik adımlar ortaya koyduk. Bu noktada gerek Merkez Bankası’nın, gerek Borsa İstanbul’un, gerek Türk Lirası Gecelik Referans Faiz Oranı’na (TLREF) dayalı işlemlerin, gerek Overnight Indexed Swap (OIS) piyasasında, çok ciddi bir şekilde TL üzerinde gerek değerleme gerek faiz referansı noktasında devrim niteliği diye sessiz adımlar atmaya başladık. Ağustos ayındaki kur atağının hemen ardından Borsa İstanbul’da swap piyasası kurulması, ekim başı itibarıyla bu işlemlerin artık Borsa İstanbul’da gerçekleşmesinin önünün açılmasıyla sadece bu işlemler değil, işlem hacminin artması açısından da önemli bir süreç başlamış oldu. Sadece son 15 ayda, ekim başından aralık sonuna kadar bu anlamda 1,5 trilyon liralık işlem gerçekleşti. Sadece karşılıklı swap işlemleri değil, faiz swapı işlemlerinin de artık Borsa İstanbul üzerinde inşa edilmeye başlaması, hakikaten bu ülkenin kendi para birimi özelinde gerek değerler, gerek faiz anlamında ihtiyaç duyulan süreçlerin mimarisi artık Türkiye’de gerçekleşmeye başladı.

Bu noktada çok önemli bir mesafe kat ettik" ifadelerini kullandı.

Berat Albayrak, "Enflasyonla Topyekün Mücadele" kapsamında, hükümet ve reel sektör başta olmak üzere tüm paydaşlarla birlikte enflasyonla mücadelede müthiş bir seferberliğin ortaya konulduğunu belirterek, "90’ların Türkiye’sine mi dönüyoruz şeklinde bazı konuşmaların olduğu bir ortamda alt-orta-üst her seviyenin desteği ile üstelik seçim ikliminin olduğu zor bir 2019’u hedeflenenden daha iyi geride bıraktık. Türkiye 2019 için YEP’de koyduğumuz yüzde 15,9 enflasyon hedefinin altında kapattı" dedi.



Albayrak, "Gayrisafi yurt içi hasıla artışı açısından baktığımızda ise 2019’u tarihe geçecek bir yumuşak inişle, inşallah pozitif bir büyüme ile geride bırakacağız. Benzer iç ve dış kriz, şok, saldırı atak ne dersek diyelim. Türkiye, 2001 ve 2009’a kıyasla hakikaten çok başarılı bir şekilde bertaraf etmiş oldu Eski dönemlerdeki ’Çılgın büyüme- Çılgın küçülme’ değil dengeli, istikrarlı ve reel büyümeye odaklanıldı. Çok zor bir yıl olmasına rağmen büyümeyi negatife çevirmeden bütçe dengesi ve kamu borcunu yönetilebilir bir düzeyde tuttuk." ifadelerini kullandı.

Bakan Albayrak, "Dengelenme süreci, disiplinli bir şekilde 2018 ve 2019’da ortaya konulan performans ve belirlenen hedeflerin çoğunun hayata geçirilmesi ile geride bırakıldı. Türkiye’nin artık, bir daha aynı sıkıntılara maruz kalmaması için, bu değişim dediğimiz olguyu tüm paydaşlarla güçlü bir şekilde içine sindirerek ortaya koyması gerek. Bu kapsamda yaptığımız il ziyaretleri ile bu değişimi iş dünyasına, sanayi ve ticaret odalarına birebir anlatıyoruz. Türkiye’de artık ekonominin tüm paydaşlarıyla bu değişimi adım adım hayata geçirmek için yürüyoruz. Sadece Merkez Bankası’nın son dönemde yapmış olduğu düzenlemeler, attığı adımlar, bu çerçevede ortaya koyduğu hususlar bile, şu 5-10 reel büyümesi üzerindeki Türkiye’nin artık eski dönemlerdeki gibi çılgın büyüme, çılgın küçülme üzerinde değil artık, dengeli, disiplinli ve reel büyüme dediğimiz üretim odaklı, ihracat odaklı Türkiye’nin kendi imalat sektörü büyümesini destekleyecek bir strateji aslında" dedi.



"TL varlıkları kazandırdı"

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, gerek Ağustos 2018’den bu yana, gerekse 2019’un tamamında, kim hangi yatırım aracında pozisyonu alarak ne kazandı diye bakıldığında, TL varlıkların ayrıştığını ve kazandırdığını söyleyerek, "Bu dönemde spekülatif algılarla hareket edenler de oldu buna karşın Türkiye’ye yurt içinden veya yurt dışından güvenen ve yatırım yapan, ülkenin büyümesi ve gelişmesini destekleyen kesimin de bulunduğunu, onların yanında olunması gerekir" dedi.



Albayrak, "Çok zor yıllar olmasına rağmen, 2018 ve 2019’u Türkiye’nin performansından taviz vermeden, büyümeyi de negatife çevirmeden, özellikle TL borç stokunda da ciddi sıkıntılı bir resim ortaya koymadan tamamlamış olduk. Tabii Türkiye’nin borç stokuna baktığımızda gerçekten çok ciddi bir marjı var. Gerek hane halkı borç stoku, gerek kamu borç stoku, gerekse özel sektör ve bankacılık açısından baktığımızda, Türkiye’deki tüm bu 4 paydaşın birleşerek Türkiye sepetinde oluşturduğu resimde güçlü bir bilanço yapısı var. Bundan sonra da bütçe disiplini ve kamu maliyesi, enflasyon ve fiyat istikrarı gibi bizim için en önemli çıpa olmaya devam edecek" ifadelerini kullandı.

Türk lirası ve döviz likidite yönetimindeki etkinliğin artırılması amacıyla 31 Ağustos 2018’de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bünyesinde döviz karşılığı Türk lirası swap piyasasının açılmasına karar verildiğini belirten Bakan Albayrak, TL faiz riskinin yönetilebilmesi için TLREF hayata geçirilmiş olup Ağustos 2019 itibarıyla TLREF’e dayalı kredi kullandırım ve borçlanma araçları ihracına başlandığını, TLREF ile beraber uzun vadeli TL fonlama imkanının önü açıldığını, BİST Swap Piyasası ile yurt dışı yabancı bankalar aradan kaldırılarak Türk bankalarının kendi aralarında işlem yapmasının sağlandığını böylelikle TL’nin Türkiye’de kaldığı, yurt dışı bankaların da yurt içinde swap yapmasının önünün açıldığını vurguladı.

Soru-Cevap

Toplantının devamında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Albayrak, "İVME finansman paketlerinin sonuca ne kadar ulaştığına, yeni teşvik finansman paketlerinin devreye alınıp alınmayacağına" ilişkin "Kaynakları Türkiye’nin reel ekonomik dönüşümünde doğru kanallara aktarmak istiyoruz. Yaklaşık 35-40 milyar liraya yakın hedef koymuştuk biliyorsunuz 6 aylık süreçte. Şu an itibarıyla tahsisler 50 milyar lirayı, kullanımlar da 30 milyar lirayı buldu. Bu şu demek; 2019 itibarıyla bu rakam başarılı. Destekler bu paketlerle bitmeyecek 2020 itibarıyla istihdam odaklı, reel sektör odaklı, birçok farklı sektöre yani ithalatı ikame edecek, ihracat odaklı olacak, imalat sanayi noktasında olacak... Bu yerli ekonominin değişim ve dönüşümünü destekleyecek tüm ve benzeri kredi paketlerinin tamamı 2020’de şartları, vadesi, faizleri iyileşmeler oldukça daha da iyileşerek devam edecek. Burada çok seçici olmaya bundan sonra daha da fazla devam edeceğiz" dedi.



"Türkiye’nin yüzde 5 baz büyüme senaryosu uçuk kaçık bir hedef değildir"

Albayrak, "Türkiye’de bankacılık sektörü stratejik, önemli bir sektörse, ki ben öyle görüyorum, bilançosu, kaynağı, likiditesi Türkiye’nin bu ekonomisiyle uyumlu olmalı. Türkiye büyüyor ama sağlıklı, reel büyümesi lazım ithalata dayalı şu bu değil. Hep anlatılıyordu ya bu. Ben de diyorum ki onların da istediği gibi tam da Türkiye’de bankacılık sektörü likiditesine baktığımızda bu anlamda Türkiye’nin gerçek büyümesi yüzde 5 baz büyümesi diyoruz. Türkiye’nin yüzde 5 baz büyüme senaryosu uçuk kaçık bir hedef değildir" ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin üretim, ihracat ve reel sektör odaklı büyümesinin önemli olduğun belirten Albayrak, büyümenin üretim ve nüfusta bölgesel anlamda rakiplerinin çoğunun önünde olduğunu söyledi.

Türkiye’nin bu bazı doğru şekilde destekleyecek, likidite kanallarını doğru bir şekilde yönlendirecek şekilde büyümesi gerektiğini vurgulayan Albayrak, herkesin değişimin bir parçası olması gerektiğini söyledi.



"Plaza bankacılığı mı piyasa bankacılığı mı?"

Ekonomik ve finansal güvenlik için milli güvenliğin büyük önem arz ettiğini belirten Albayrak, "Özel bankacılık sektörü 2019’da faiz indirimleri noktasında başarısızdı" dedi.

Kamu bankalarının faiz indiriminden bahseden ve yıl sonu bilançoları açıklandığında kamu bankalarının iddia edildiği gibi zarar değil kar ettiğinin görüleceğini anlatan Albayrak, dünyada risksiz hiçbir iş olmadığını, bankacılıkta da risk bulunduğunu bildirdi. Albayrak, bazı bankaların 2019 bilançolarına ciddi kar yazdığını ve yılı iyi bir şekilde kapattığını kaydederek, "2020 yılı itibarıyla artık özel bankalar koordineli, senkronize bir şekilde bu sistemin bir parçası olmalı onlar da değişmeli. Ben şunu diyorum; Artık plaza bankacılığı mı piyasa bankacılığı mı? Yani sahaya mı ineceğiz yoksa yüksek katlı binalardan gökyüzünü mü süzeceğiz? Sahaya inerek, reel sektöre, piyasaya inerek, etkin bankacılığın daha da fonksiyonel olarak dönüşümün bir parçası olacağı dönem olmalı" dedi.



Özel bankaların etkin bir şekilde sahada olması gerektiğine dikkati çeken Albayrak, özel bankaların son bir-iki aydır faiz oranlarında ciddi gevşemeye gittiğini, tek haneli faizlerle kredi kullandırma konusunda müşterileri aramaya başladıklarını belirterek "Yavaş yavaş bu hareketlenmeyi görüyoruz. İyi gidiyor, daha da iyi olacak. Bu değişim olmak zorunda. Kamu bankaları en ufak iyileşmeyi yansıtacak. Her gelişmeyi, pozitif manadaki süreçleri önümüzdeki dönemde de yansıtacaklar" ifadelerini kullandı.

Albayrak, "Dolar kurunda bölgesel riskleri göz önünde bulundurduğunuzda tahmininiz geçerliliğini koruyor mu?" şeklindeki soruya "Türkiye’nin (tahmini) kuru ’şu veya bu demek’ bence doğru değil. ’Dolar şu olacak’ hiç demedim, bundan sonra da demeyeceğim. Ben hep şunu ifade etmeye çalışıyorum; Türk Lirası rekabetçi bir kur olmalı. Çünkü Türkiye üreten, ihracatçı, üretimiyle bölgesel ve küresel rakiplerine göre rekabet anlamında iyi, pozitif noktada avantajlı noktada bir ülkeyse o zaman rekabetçi olması lazım. Dolayısıyla bu çerçevede bölgesel riskler dün vardı, bugün var, yarın da olacak. Bunların bilinciyle minimum etkilenecek şekilde stratejik bir akılla bu süreci yönetmeye gayret edeceğiz bugüne kadar olduğu gibi" cevabını verdi.

Bakan Albayrak, Türkiye ekonomisinin özellikle yurt dışındaki askeri harcamalarla birlikte dengeyi nasıl sağladığına dair bir soru üzerine, Türkiye’nin bütçesinin çok büyük olduğunu, daha fazlasına talip olunduğunda stratejik dönüşümü destekleyecek altyapının bulunması gerektiğini söyledi.

Yurt dışındaki askeri operasyonlarının ülkenin itibarına, küresel rekabetine, masadaki ağırlığına katkı sağladığını vurgulayarak Türkiye’nin bu operasyonları ekonomik anlamda çok rahat finanse edecek güce sahip olduğunu söyledi.

Ekonomik ve finansal güvenlik için milli güvenliğin büyük önem arz ettiğini belirten Albayrak, Türkiye’nin bölgesel ve küresel, iç ve dış tehditlere karşı hazır olmasının öneminden bahsetti.

Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleriyle ilgili soru üzerine Bakan Albayrak, Türkiye’nin kendi gemisiyle, kendi mühendisiyle, kendi operasyonel gücüyle burada bulunduğunu, eski Türkiye’ye göre maliyetlerin çok daha düşük olduğunu söyledi.



"Kanal İstanbul, makul ve yapılabilir bir proje"

Kanal İstanbul sorusu üzerine Bakan Albayrak, siyasi hayatını olmazlar üzerine kurmuş bir cenaha cevap vermek istemediğini belirterek "Kanal İstanbul projesi stratejik öneminin dışında sadece ekonomik olarak ele alsak finansının sıkıntılı olacağını düşünmüyorum, bütçesel ve ekonomik olarak risk görmüyorum. Çok makul ve yapılabilir bir proje" dedi.



Kıdem tazminatı ile ilgili bir soru üzerine "2020 emeklilik sisteminde ciddi bir reform yapma zamanı. 2023’e doğru hedef bu. Tüm emeklilik sistemini dünyada en başarılı gerçekleşen örneklerle bir çalışma yaparak gerçekleştireceğiz. İhtiyaçtan öte bir zaruriyet. kimsenin mutlu olmadığı bir sitemden tüm paydaşların mutlu olduğu bir sisteme geçmeliyiz" ifadelerini kullandı.

Bakan Albayrak, Varlık Fonu ile ilgili olarak "2020 yılında Varlık Fonu’ndan güzel haberler bekliyoruz. Cari açığa etki edecek olumlu sonuçlar göreceğiz" dedi.



Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, son olarak "Kritik bir 1.5 yıl geçirdik. 2020 yılı toplum açısından daha iyi bir yıl olacak" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA