Kızıltepe'de 22 Kişinin Öldürülmesine İlişkin Davada Karar

Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 19921996 yıllarında 22 kişinin öldürülmesine ilişkin dönemin Diyarbakır Jandarma Komutanı Eşref Hatipoğlu ve Kızıltepe İlçe Jandarma Komutan Vekili Hasan Atilla Uğur'un da arasında bulunduğu 4'ü asker 9 sanığın yargılandığı davada karar çıktı Mahkeme, sanıkların tamamı hakkında bütün suçlamalar yönünden beraat ya da zaman aşımından düşme kararı verdi.

Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 1992-1996 yıllarında 22 kişinin öldürülmesine ilişkin, dönemin Diyarbakır Jandarma Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Kızıltepe İlçe Jandarma Komutan Vekili emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un da arasında bulunduğu 4'ü asker 9 sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. Mahkeme, sanıkların tamamı hakkında bütün suçlamalar yönünden beraat ya da zaman aşımından düşme kararı verdi.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık ve müşteki avukatları katıldı. Sanıklardan Midyat Açık Ceza ve İnfaz Kurumunda bulunan Mehmet Salih Kılınçaslan ile videokonferansla bağlantı kuruldu.

Duruşmada söz alan müdahil avukatlarından Erdal Kuzu, bazı cinayetler arasındaki ilişkilerin araştırılmadığını, maktullerin kimi yakınlarının ve tanıkların beyanlarının alınmadığını ifade etti. Bu kişilerin ismini veren ve beyanlarının alınmasını isteyen Kuzu, eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın JİTEM ile ilgili raporunun da dosyaya kazandırılmasını talep etti.

Diğer müdahil avukatları da kovuşturmanın genişletilmesi yönünde taleplerde bulunurken, mahkeme heyeti, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Hanifi Yıldırım'ın da talebi doğrultusunda, bu talepleri reddetti.

Tekrar söz alan müdahil avukatı Kuzu, "Devlet adına hareket eden kişilerin korunması refleksinin bırakılmasını istiyoruz." dedi. Kuzu ve diğer müdahil avukatları, sanıkların cezalandırılmasını ve tutuklanmasını istedi.

Sanık Mehmet Salih Kılınçaslan, esas hakkındaki savunmasında "Beraatımı istiyorum." derken, sanıklar Ramazan Çetin, İsmet Kandemir ve Abdurrahman Kurğa'nın avukatı Hasan Ayrancı, suçlamaların soyut olduğunu söyledi ve müvekkilleri için beraat isteminde bulundu.

Sanık Ahmet Boncuk'un avukatı Hüseyin Özarslan da faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturmaların FETÖ sanığı ya da hükümlüsü eski yargı mensuplarınca başlatıldığını ifade etti.

Suçlamaların müvekkilince gerçekleştirildiğinin ispatlanamadığını söyleyen Özarslan, "Sadece 'duyduk' diyen iki kişinin beyanı mevcuttur." dedi.

Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin beraatlarını talep etti.

- Hüküm

Mahkeme heyeti beyanların tamamlanmasının ardından müzakereye çekildi.

Müzakere sonucunda açıklanan hükme göre, sanıklar Hasan Atilla Uğur, Eşref Hatipoğlu ve Ahmet Boncuk'un "silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ünal Alkan, İsmet Kandemir, Mehmet Salih Kılıçaslan ve Ramazan Çetin'in ise "silahlı örgüt üyesi olmak" suçunu işledikleri sabit görülmeyerek bu suçlardan beraatlarına karar verildi.

Sanıklar Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ahmet Boncuk, Ünal Alkan, İsmet Kandemir, Mehmet Salih Kılınçaslan ve Ramazan Çetin hakkında, bazı cinayetlere ilişkin "tasarlayarak öldürmek" suçundan açılan kamu davasını, sanıkların lehine olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'ndaki 20 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle düşüren mahkeme, bu sanıklarla birlikte Eşref Hatipoğlu ve Hasan Atilla Uğur hakkında, diğer bazı maktullere ilişkin "kasten öldürme" suçundan açılan kamu davasında ise dosya kapsamına göre atılı suçu işlediklerini sabit bulmayarak beraat kararı verdi.

- İddianame

İddianamede, Kızıltepe'de 1992-1996 yıllarında 22 kişinin öldürülmesine ilişkin, sanıklar dönemin Diyarbakır Jandarma Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve dönemin Kızıltepe Jandarma Komutan Vekili emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un "silahlı örgüt kurma veya yönetme" ve "tasarlayarak öldürme" suçlarından, dönemin Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, eski başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılıçaslan ile İsmet Kandemir'in ise "silahlı örgüte üye olmak" ve "tasarlayarak öldürme" suçlarından cezalandırılmaları talep ediliyordu.

Mardin'de 2014'te açılan dava, güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledilmişti.
Kaynak: AA