'AK Parti Kurucu İlkelerine Uygun Davranışlarını Devam Ettirecek'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz: 'Hani 'Bu kutlu davanın herhangi bir neferinin kalbini kırmaktansa bu davaya zerre kadar zarar vermektense elimizin tersiyle bütün makamları iteriz.' O zaman tekrar sormak istiyoruz; 'O günkü sözlerinizde mi sadıktınız, yoksa o değişti de artık başka algılara, başka anlayışlara, yolculuklara doğru sefere mi çıktınız?' 'Kim ne derse desin, Adalet ve Kalkınma Partisi tüzüğe, yasalara, kurucu ilkelerine uygun davranışlarını devam ettirecek. Biz bu hareketi, bir dava olarak görmeye devam edeceğiz'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, AK Parti MYK toplantısında Ahmet Davutoğlu, Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün ve Abdullah Başcı'nın kesin ihraç istemiyle Merkez Disiplin Kurulu'na sevkine karar verilmesine ilişkin, "Hani 'Bu kutlu davanın herhangi bir neferinin kalbini kırmaktansa bu davaya zerre kadar zarar vermektense elimizin tersiyle bütün makamları iteriz.' O zaman tekrar sormak istiyoruz; 'O günkü sözlerinizde mi sadıktınız, yoksa o değişti de artık başka algılara, başka anlayışlara, yolculuklara doğru sefere mi çıktınız?" dedi.

Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen MYK toplantısında oy birliğiyle alınan kararla, Davutoğlu, Özdağ, Üstün ve Başcı'nın kesin ihraç istemiyle Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edilmesini değerlendirdi.

AK Parti'nin bir dava partisi olduğunu, bir anda ortaya çıkmış hareket partisi olmadığını ve köklerinin çok derinlerde olduğunu vurgulayan Yavuz, o derinlerden aldıkları ilhamla da geleceğe yürüyen bir dava partisi olduklarını söyledi.

Davanın bugünkü liderinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu dile getiren Yavuz, bu kutlu davanın neferi olmaya devam edeceklerini kaydetti.

Nöbetin nerede tutulduğunun hiçbir öneminin olmadığını, aslolanın nöbetin nasıl tutulduğu ve dava için neler yapıldığı, nasıl durulduğu olduğunun altını çizen Yavuz, şöyle devam etti:

"Onun için de bugüne kadar gece gündüz çalışmak suretiyle biz de bu davanın birer neferi olmanın hakkını vermenin gayreti içerisinde olduk. Herkesin böyle düşünmesi, davranması, algılaması gerekmiyor ama böyle algıladığını, anladığını iddia edenlere bizim de söyleyecek sözlerimiz var. Hani 'Bu kutlu davanın herhangi bir neferinin kalbini kırmaktansa bu davaya zerre kadar zarar vermektense elimizin tersiyle bütün makamları iteriz.' deniliyordu. O zaman tekrar sormak istiyoruz; 'O günkü sözlerinizde mi sadıktınız, yoksa o değişti de artık başka algılara, başka anlayışlara, yolculuklara doğru sefere mi çıktınız?' Dosdoğru hareket etmekten bahsedenlere, partinin kurucu ilkelerinden dem vuranlara ve 'dost acı söyler' gibi yaklaşımlar içerisinde olanlara ve adaletten bahsedenlere sormak istiyoruz; 'Bir yandan partinin içinde kalarak, bir yandan partiye her türlü zarar verecek eylemin, her türlü açıklamanın içinde bulunmak nereye sığıyor?' Hem partinin üyesi olacaksınız, hem partiye zarar verecek, partinin kurumsal kimliğini örseleyecek, zedeleyecek birtakım tutumların içerisine giriyorsunuz. Hem partinin üyesi olmaya devam ediyorsunuz, kurucu ilkelerden bahsediyorsunuz hem de 31 Mart seçimlerinde dışarıdan ve içeriden gelen bütün saldırılar karşısında sessiz kalıyorsunuz. Sessiz kalmanın ötesinde adeta aleyhe davranıyorsunuz, AK Parti kaybetsin diye uğraş veriyorsunuz."

Eleştirilere tahammül edemediğini söyleyen kişilerin, yüzlerce ihraç kararının altına aynı nedenlerle imza attığını hatırlatan Yavuz, Üstün'ün, AK Parti Genel Merkez Disiplin Kurulu üyesi olarak 2 yıl çalıştığını ve bu sürede 70'in üzerinde kesin ihraç kararının altına imza attığını söyledi.

Bu kesin ihraçlar incelendiğinde hiçbirinin onların yaptıkları şeylerden daha vahim olmadığını belirten Yavuz, parti tüzüğünün 117. maddesinin 7. bendini işaret ederek şöyle konuştu:

"Bu söylenenlerden daha şiddetli şekilde yaklaşım gösterenler, aslında belki de çok daha hafif nedenlerle ihraç kararı vermiş bulunuyorlar. E adalet bunun neresinde? Sıradan üyelere ihraç kararı verilirken size vermememizi mi düşünüyordunuz diye insanın sorası geliyor. Kim ne derse desin, Adalet ve Kalkınma Partisi tüzüğe, yasalara, kurucu ilkelerine uygun davranışlarını devam ettirecek. Biz bu hareketi bir dava olarak görmeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı da bu davanın bugünkü lideri olarak görmeyi sürdüreceğiz. Bu anlayışla gece gündüz bu davanın neferi olacak şekilde adımlarımızı hep atan bir halde bulunacağız ve Türkiye'nin yarınları daha aydınlık olsun diye uğraşımız sürecek. Biz seferden sorumluyuz, zaferden değil ama sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi zafere ulaşıncaya kadar çalışmalarımız devam edecek.

Aynı zamanda partinin üyesiyken partinin altını oymaya çalışanların, 31 Mart seçimlerinde bu kadar saldırı karşısında başka yerlerde bulunanların ve adeta AK Parti'nin seçimlerde muvaffak olmaması için uğraşanların bize laf söylemeye hakkı yok diye düşünüyorum. Makamda bulunurken hiçbiri bu yolu seçmemişti ama bugün makam yok. Biraz da makamla alakası var mı diye insanın aklına geliyor."
Kaynak: AA