İbrahim Kalın'dan güvenli bölge açıklaması

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kabine toplantısı sonrasında açıklama yaptı. Kalın güvenli bölge ile olarak, "Burada bir gecikme olursa, bir oyalama taktiğine döner, 'güvenli bölge' terör örgütüne, sınırın 10-20-30 kilometre aşağısında yeni bir güvenli bölge oluşturma haline dönüşürse, bu konuda en ufak bir şüphemiz olursa tabii ki Türkiye Cumhuriyeti güvenli bölgeyi fiilen oluşturma imkan ve kabiliyetine sahiptir." dedi.

İbrahim Kalın'dan güvenli bölge açıklaması
İbrahim Kalın'dan güvenli bölge açıklaması
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın açıklamalarından satır başları;

DİYARBAKIR'DAKİ ANNELERİN EYLEMİ

Son günlerde Diyarbakır'da çocukları dağa kaçılan annelerin başlattığı direniş, feryat dalga dalga topluma yayıldı. Bugün itibarıyla ailelerin saylısı 20'ye yaklaşmış durumda. Annelerimizin bu cesareti göstermesi önem arz ediyor. Uluslararası basının bu konuya ilgisiz kalması dikkat çekici.

GÜVENLİ BÖLGE DETAYLARINI PAYLAŞTI

Fırat'ın doğusunda yaşanmakta olan hadiseler öncelikli gündem maddesi olarak yer alıyor. ABD ile adımlar hızlı bir şekilde atılıyor. Bildiğiniz gibi kara devriyesi yapıldı daha önce helikopterlerle hava devriyesi yapılmıştı.

Güvenli bölge konseptini doğru anlamak lazım. Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak ikincisi de mültecilerin gönüllü ve güvenli bir şekilde kendi köylerine ve kasabalarına dönecekleri yerler anlamında güvenli bölgeyi kastediyoruz.

Münbiç'tekine benzer bir oyalama, bir dikkat dağıtıma, bir hedef saptırma türü yola başvurulmasına tabii ki müsaade etmeyiz.

İbrahim Kalın'dan güvenli bölge açıklaması

Türkiye, kurumlar, STK'lar insanlığın yüz akı bir performans sergilemiştir mülteciler konusunda. Bu politikada değişiklik yok. Fakat mülteci meselesi sadece Türkiye'nin meselesi değildir. Bu konuda uluslararası toplumun harekete geçme vakti çoktan geçmiştir. Artık Batı'nın elini taşının altına koyması gereklidir.

Astana ve Cenevre sürecinde Türkiye aktif ve merkezi rol oynamaya devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımızın da ifade ettiği gibi Münbiç'e benzer oyalama, hedef saptırmaya müsaade etmeyiz. Fırat'ın doğusunda yapılması gerekenler bellidir. Sürecin hızlandırılması gerekmektedir.

'ABD İLE TİCARET DEVAM EDİYOR'

Sayın Cumhurbaşkanımız ABD iş heyetini kabul etti. İki başkanın 100 milyar dolar olarak koyduğu hedeflere nasıl ulaşabileceği belirtildi. Bu konuda açıklanabilecek somut, önü sonu belli planları nasıl gerçekleştirebiliriz diye mutabık kalındı.ABD gibi dünyanın en büyük ekonomisi ile Türkiye ekonomisi arasındaki ticari potansiyel 100 milyar dolar hedefine ulaşmak için savunma sanayi, gıda, tekstil alanında çalışmalar devam ediyor.

ABD ile orta devriyeler güzel ama yeterli değil. Bir an önce Güvenli Bölge hayat geçirilmelidir. Sahadaki gelişmeleri teyit edebilmek için askerimizin ve uzmanlarımızın mutlaka sahada olup oralardaki gelişmeleri teyit etmesi gerekiyor. Her bağımsız ülkenin doğal hakkıdır bu.

'BU İNSANLAR KEYFİ OLARAK ÜLKELERİNDEN GELMEDİ'

Sayın Cumhurbaşkanımız güvenli bölge meselesini Obama döneminde gündeme getirmiş ve Avrupalı liderlerle paylaşmıştı. O zaman herkes 'iyi fikir' dedi ama kimse adım atmadı. Sonra terör örgütleri buraya gitti, DEAŞ'tan PYD/YPG'ye kadar. Binlerce insan hayatını kaybetti. Güvenli bölge hayata geçirilseydi muhtemelen on binlerce insanın hayatı kurtulacaktı. Açık kapı politikası sayesinde Türkiye ülkemizde bugün 4 milyona yakın Suriyeli var. Bu insanlar keyfi olarak ülkelerinden buraya piknik yapmak için gelmedi. Ölümden, varil bombalarından, toplu infazlardan kaçtı geldi. Bu politika sayesinde Türkiye onbinlerce insanın hayatını kurtarmıştır. Hama, Halep, İdlib ve başka yerlerde o bombalara maruz kalsalardı muhtemelen bu insanlar da hayatını kaybedecekti.

İbrahim Kalın'dan güvenli bölge açıklaması

'BİZİM ASKERİMİZİN ORAYA GİRMESİ GEREKİYOR'

Hava ve kara değerleri doğru, güzel ama yeterli değil. Sahadaki gelişmeleri teyit edebilmek için askerimizin ve uzmanlarımızın mutlaka sahada olup oralardaki gelişmeleri teyit etmesi gerekiyor. Her bağımsız ülkenin doğal hakkıdır bu. Bizim askerimizin kara anlamında oraya girmesi, devriyeleri tamamlayıp, güvenliği sağlayacağı tedbir alması konuşulan konular arasında. Bu bir oyalama taktiğine dönerse, güvenli bölge terör örgütüne yeni bir güvenli bölge haline dönüşürse, 30-40 km. ötesinde oluşturulursa Türkiye Cumhuriyeti hareket kabiliyetine sahiptir.

Fırat'ın doğusunda şartları oluşturup insanların dönmesini sağlayacak güvenli bölgeyi inşa etmektir. Bunu başka amaçlara imale etmeye çalışanlar olursa Türkiye mutlaka tedbirleri alacaktır. İlgili birimlerimizin şu anda açıklamaya gerek yok, çalışılmıştır.

'MAĞDUR ANNELER KARŞISINDA ÜÇ MAYMUNU OYNAYANLAR VAR'

Diyarbakır'da çocuklarının geri dönmesi için direniş yapan annelerimize buradan selam ediyor, her birinin elinden tek tek öpüyorum. Onların onurlu duruşu karşılık bulmuştur. Bu terör örgütüyle iltisaklı siyasi yapıların, bu konudaki sessizliği son derece manidar. Bunlarla ittifak kuran çeşitli çevrelerin bu konuda tabiri maruz görün üç maymunu oynaması manidar. Tablo son derece açık. Son yıllarda örgüte katılım, diğer tabirle dağa çıkma sayısının çok azaldığı ortada. Bu tür sosyolojik sorunlar bir yanıyla güvenliği bir yanıyla aile, bölgeyi ilgilendiren sorunlar sadece devletin çözeceği durum değildir. Orada ailelerin, yaşam alanında büyüklerin sahip çıkması lazımdır. Devlet daha fazlasını yapmak için gerekli tedbirleri alacaktır.

İbrahim Kalın'dan güvenli bölge açıklaması

'UMARIM SANATÇILARIMIZ BU KONUDA DAHA GİRİŞKEN OLURLAR'

Diyarbakır annelerine destek veren birçok sanatçımız oldu. Sanatçıların bu tür hadiseler karşısında toplumu kucaklayabilecek tavırları son derece önemli. Bir grubu destekleyip öbürlerine sırt dönmek kendilerine saygısızlık yaptıkları sanatın değerini düşüren bir eylem olduğunu düşünüyorum. Annenin verdiği mücadeleye siyasi, güvenlik gerekçesiyle uzak, ilgisiz durması, kayıtsız kalması kabul edilebilir bir şey değil. Umarım sanatçılarımız bu konuda daha girişken olurlar. Bu sürecin daha da güçlenerek annelere hem moral motivasyon olacak hem de çocuklarını almalarını sağlayacak sürece dönüşmesi bizim devlet olarak Aile Bakanımız ve valimiz orada her türlü imkanı seferber etmiştir. Devlet olarak üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.

'BU MUTABAKATIN AYNEN UYGULANMASINI İSTİYORUZ'

Geçen yıl vardığımız İdlib mutabakatı sayın Cumhurbaşkanlığımız tarafından yapılan bir dizi toplantıda temin edilmişti. Sınır iç tarafının kimin, dış tarafının kimin koruyacağıyla ilgili detaylı mutabakat elimizde var. Bu mutabakatın aynen uygulanmasını istiyoruz. Burada özellikle rejimin ihlallerine son vermesi büyük önem arz ediyor. Orada terörü bahane göstererek sivillere yönelik saldırıları kabul etmemiz mümkün değildir. Bildiğiniz gibi sayın Cumhurbaşkanımızın Moskova ziyaretinde sayın Putin'le detaylı görüşme oldu. Nispi iyileşme oldu ama biz kalıcı hale gelmesini talep ediyoruz. Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapmaya devam edecektir.

'SAYIN BAŞKANIN TAKDİRİDİR'
Sayın Bolton'un görevden alınmasına hayırlı uğurlu olsun diyelim. Sayın Başkan'ın takdiridir. Halefiyle yakında temas kurarız.'