'Batı Karadeniz'in Efes'i' Açıklaması Prusias Ad Hypium Antik Kenti

Düzce'deki Prusias ad Hypium Antik Kenti, bugüne kadar korunmuş alanlarıyla arkeologların dikkatini çekiyor Kazı Bilimsel Danışmanı DÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Emre Okan: 'Karadeniz Bölgesi'nde ayakta kalmış en iyi tiyatroda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu gidişle burası bölgenin en iyi tarihi tiyatrosu olacak gibi görülüyor çünkü kazdıkça altyapının sağlam olduğunu görüyoruz. Alta indikçe tiyatronun daha sağlam olduğunu belirliyoruz'

ÖMER ÜRER - Düzce'de bulunan ve "Batı Karadeniz'in Efes'i" olarak adlandırılan Prusias ad Hypium Antik Kenti'nde yürütülen kazı çalışmalarında, toprağın altından çıkan zengin mimari, gün geçtikçe gözler önüne seriliyor.

Tarihi, MÖ 3'üncü yüzyıla kadar dayanan, zamanla üzerine yeni yapılar inşa edilen fakat toprak altı zenginliği bozulmayan antik tiyatro, surlar, su kemerleri ve Roma köprüsü gibi yapıların da yer aldığı Konuralp Mahallesi'ndeki antik kent bölgesinde, kazı çalışmaları devam ediyor.

Kazılarda bölgeden çıkarılan eserlerden bazıları, belde girişinde yer alan 3 teşhir salonu, iki depo, laboratuvar ve idari bölümden oluşan müzede sergileniyor.

Kazı Bilimsel Danışmanı Düzce Üniversitesi (DÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Emre Okan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen ay sonunda başlayan çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Okan, bu yılki kazıların, İŞKUR'un toplum yararına destek projesi kapsamında sağlanan işçilerce yürütüldüğü söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle Konuralp Müzesi himayesinde, DÜ Arkeoloji Bölümü ve Düzce Belediyesi destekleriyle başlayan kazıların, özveriyle devam ettiğini vurgulayan Okan, "Geçen yıl ortaya çıkardığımız oturma basamaklarının bir kısmını bu yıl da devam ettiriyoruz. Ekip küçük olsa da elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz." dedi.

- "Bölgenin en iyi tarihi tiyatrosu olacak"

Tiyatro kısmında yürütülen çalışmaların gün geçtikçe bölgenin değerine değer kattığını anlatan Okan, şöyle konuştu:

"Karadeniz Bölgesi'nde ayakta kalmış en iyi tiyatroda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu gidişle burası bölgenin en iyi tarihi tiyatrosu olacak gibi görülüyor çünkü kazdıkça altyapının sağlam olduğunu görüyoruz. Alta indikçe tiyatronun daha sağlam olduğunu belirliyoruz. Tiyatronun kullanımdan kalkmış tarihi olan geç Antik Çağ'da farklı kullanıma yönelik uygulamalar görüyoruz. Çeşitli duvar kalıntılarına rastlıyoruz. Bunlar çıktıkça biz de kazıyı durdurarak bu yapının tarihini araştırıyoruz. Burası ayakta kalmış çok güzel bir yapı. Biz alt kısmında bulduğumuz sağlam yapıyı ilerleyen kazılarda da bulmayı umut ediyoruz." Kazıların umduğumuz şekilde devam edeceğini düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte kazıları yılın tamamına yayarak devam ettirme şansını yakalamak istiyoruz."

Kazıların kendilerine heyecan verdiğini anlatan Okan, bir an evvel şu toprağı kaldırabilsek ve altında ne olduğunu görebilsek diye bir heyecan yaşadıklarını bildirdi.

Okan, Prusias Hypium Antik Kenti'ni kültür turizminde cazibe merkezi haline getirmek istediklerini belirtti.

- Prusias ad Hypium Antik Kenti

İlk dönemlerde "Hypios" ve "Kieros" adları verilen bölge, Bithynler Kralı I. Prusias tarafından ele geçirildi. Zengin ve gösterişli bir yaşam sürmeleriyle bilinen Bithyn halkı, şehri birçok abideyle süsledi ve şehre, kralın adına izafeten "Prusias" ismini verdi.

Bu zengin ve görkemli hayatları sebebiyle iflas eden halk, daha sonra krallığını Romalılara vasiyet yoluyla bıraktı. Roma hakimiyetinde Latin kültürünün tesiri altına giren şehir, zengin mimarisine daha da zenginlik katarak "Prusias ad Hypium" adıyla yaşayışına devam etti.

Daha sonra Bizanslılara geçen bölge, Osman Gazi'nin beyliği sırasında Türk hakimiyetine katıldı. Osman Gazi'nin bölgeyi Konuralp Bey'in hakimiyetine vermesinin ardından bölge, bugünkü adıyla Konuralp olarak belirlendi.

Halk arasında "40 Basamaklar" adıyla bilinen, 100 metre uzunluğa ve 74 metre genişliğe sahip antik tiyatronun yarım daire biçimindeki oturma alanı, aslan pençesi figürleriyle süslenmiş basamakları, kemerli geçitleri ve sahnesinin bir bölümü, günümüze kadar ulaştı.
Kaynak: AA