'Doğu Akdeniz'de Yeni Güç Dengesi Ve Türkiye'

Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: 'Türkiye ve KKTC'yi dışarıda bırakan, EastMed Gaz Boru hattı gibi sözde 'barış boru hatları'nı desteklemektense, Akdeniz havzasında ihtilafları önlemeye odaklanmak daha faydalı olacaktır. Aksi halde ülkeler arasındaki mevcut güç diplomasisi, Akdeniz jeopolitiğinin aktörleri arasında tansiyonu arttıracak, 'kaybetkaybet senaryosu'nu ortaya koyacaktır' 'Trump yönetiminin Akdeniz için tasarladığı stratejik proje kaybetmeye mahkumdur'

Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Doğu Akdeniz'deki gaz rezervlerinin keşfinin Akdeniz'deki güç denklemine yeni sorunlar eklediğini belirterek, "Türkiye ve KKTC'yi dışarıda bırakan EastMed Gaz Boru hattı gibi sözde 'barış boru hatları"nı desteklemektense, Akdeniz havzasında ihtilafları önlemeye odaklanmak daha faydalı olacaktır. Aksi halde ülkeler arasındaki mevcut güç diplomasisi, Akdeniz jeopolitiğinin aktörleri arasında tansiyonu arttıracak, 'kaybet-kaybet senaryosu'nu ortaya koyacaktır." dedi.

Güney, Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezinin (SAM) "Sam Papers" adlı yayını için "Doğu Akdeniz'de Yeni Güç Dengesi ve Türkiye" başlıklı makale kaleme aldı.

Makalesinde Güney, Doğu Akdeniz'in yalnızca ulusal değil, bölgesel ve stratejik düzeylerde çeşitli aktörler arasında süregelen jeopolitik ve jeo-ekonomik rekabete bağlı iş birliğinden ziyade ihtilaflarla ısındığını belirtti.

Akdeniz'de en uzun sahile sahip ülkelerden Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) askeri ve deniz gücü düzeyinde meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu kaydeden Güney, Türkiye ve KKTC'nin Akdeniz'deki yasal haklarını kullanmalarını önlemeyi hedefleyen ABD destekli bir grubun oluştuğuna da dikkati çekti.

Güney, "Moskova ve Washington arasında stratejik düzeydeki gelişmeler, şüphesiz Orta Doğu'nun uzandığı kuşak olan Doğu Akdeniz'i de etkiliyor." ifadesini kullandı.

Arap Baharı ve Suriye'deki gelişmelerin ardından bölgenin istikrarsızlığa sürüklendiğini, Mısır ve Libya gibi ülkelerin güç kaybettiğini vurgulayan Güney, bu süreçte Rusya'nın Akdeniz'deki varlığının arttığını belirtti.

Güney, ABD'nin bu nedenle Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), İsrail ve Mısır'a Akdeniz'de, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) ise Körfez'de destek verdiğine işaret etti.

Türkiye'nin bölgeden dışlandığını savunan Güney, makalesine şöyle devam etti:

"EastMed Gaz Boru hattının inşasının önerilmesi gibi Türkiye'yi dışarıda bırakmayı hedefleyen projeler bölge barışına katkı sağlamayacaktır. Bu müttefikliğin karşısında, gaz ihracat hegemonyasını kaybetmek istemeyen Rusya'nın Türkiye ile hareket etmesi olasıdır. Dolayısıyla, Trump yönetiminin Akdeniz için tasarladığı stratejik proje kaybetmeye mahkumdur çünkü hem kıyı devletler hem de dış güçler çok riskli bir güç diplomasisine çoktan dahil olmuştur."

Güney, Batı'nın ve ABD'nin Türkiye'yi ve KKTC'yi Akdeniz'deki mevcut güç denkleminin dışında tutmak için gruplaşması karşısında Türkiye'nin, bu zorlu çerçevede bir yandan aktif diplomasi yürüttüğünü diğer yandan yasal haklarını korumak adına sismik arama ve sondaj gemileriyle hidrokarbon arama faaliyetlerini sürdürdüğünü bildirdi.

- "Akdeniz'de ihtilafları önlemeye odaklanmak gerek"

Rusya ve Batılı güçler arasındaki jeopolitik ve jeo-ekonomik rekabetin yeni bir soğuk savaşın başlangıcı olarak adlandırılabileceğini ifade eden Güney, Washington'ın Akdeniz'de yeni müttefiklikler kurma çabalarının mevcut stratejik rekabeti daha da kızıştırdığını belirtti.

Akdeniz havzasına iş birliği getireceği savıyla ortaya atılan "barış boru hatları"nı destekleyenlerin yakında ne kadar yanıldıklarını göreceğini kaydeden Güney, "Türkiye ve KKTC'yi dışarıda bırakan, EastMed Gaz Boru hattı gibi sözde 'barış boru hatları'nı desteklemektense Akdeniz havzasında ihtilafları önlemeye odaklanmak daha faydalı olacaktır. Aksi halde ülkeler arasındaki mevcut güç diplomasisi, Akdeniz jeopolitiğinin aktörleri arasında tansiyonu arttıracak, 'kaybet-kaybet senaryosu'nu ortaya koyacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail, Yunanistan ve GKRY Akdeniz'in altından Yunanistan'a, oradan da Avrupa'ya gaz gönderecek EastMed adlı bir boru hattı projesini hayata geçirmek istiyor.

Kaynak: AA