Nuri Bilge Ceylan Açıklaması 'Film Çekmeye Erken Başlasam Daha İyi Olabilirdi'

Çin’in Şanghay kentinde sinemacılar ve öğrencilerle bir araya gelen ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan, “Film çekmeye geç başladım. İlk filmimi 36 yaşında çektim. Daha erken başlasaydım, daha iyi olabilirdi” dedi.

Nuri Bilge Ceylan Açıklaması 'Film Çekmeye Erken Başlasam Daha İyi Olabilirdi'
Asya’nın en önemli film festivallerinden biri olarak kabul edilen Şanghay Uluslararası Film Festivali’nde jüri başkanlığını üstlenen Nuri Bilge Ceylan, dün düzenlenen “MasterClass” buluşmasında sinemacı, öğrenci ve gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Ceylan, üniversitede mühendislik okurken üçüncü sınıfa geldiğinde bu mesleği yapmayı istemediğini anladığını, bir yönetmen olmaya ise askerlik görevi sırasında karar verdiğini dile getirdi. Çekeceği filmlere karar verme süreciyle ilgili soruları yanıtlayan ünlü yönetmen, “Yeni fikirler aramıyorum, onlar beni buluyor. Sadece bekliyorum. Acelem yok ve birçok yönetmenin aksine çekmecemde çok projem yok. Bir filmi bitirdiğimde hiçbir zaman beni bir başka proje beklemiyor” dedi.



“Amatör oyuncuları bazen kandırıyorum”

Profesyonel ve amatör oyuncuları kıyaslayan Ceylan, “Senaryoda yazılanları aynen oyuncudan duymak istiyorsanız profesyonel oyuncularla çalışmak zorundasınız. Amatörler ise doğaçlama için daha iyiler” ifadelerini kullandı. Her oyuncu için farklı bir metot bulmak zorunda olduğunu aktaran Ceylan, “Herkese aynı yöntemi uygulayamazsınız. Sete ilk gittiğimde hiçbir şey söylemiyorum; oyuncunun senaryodan ne anladığını görmek istiyorum. Sonra farklı şeyler denemeye başlıyorum” dedi.

Amatörlerle çalışırken genelde onları kandırdığını dile getiren ünlü yönetmen, “Oyuncuda bir şeyi değiştirmeye çalışıyorsam genelde ters duyguyu söylüyorum yani reaksiyonu değiştiriyorum. Bazen aktörlere ne yapmaları gerektiğini söylediğinizde, doğal neticeler almıyorsunuz” diye konuştu.

Nuri Bilge Ceylan, Türkiye dışında herhangi bir film çekmeyi düşünüp düşünmediğiyle ilgili soruyu ise “Zamanın ne getireceğini bilmiyorum ama şu an Türkiye dışında bir şey çekmeyi düşünmüyorum. Çünkü detayları bilmiyorum, bu en önemli şey. Detaylar, bir sinemacının dilidir. Türk kültürünün her bir ayrıntısını çok iyi biliyorum. Çinli bir adama baktığımda Çin’in neresinden olduğunu anlayamam. Ama bir Çinli, onun davranışından, aksanından, kıyafetinden bunu anlayabilir. Bu detaylar önemli. Ben sadece Türkiye’yi biliyorum. Bu benim gerçeğim” diye konuştu.



“Çehov bana hayata nasıl bakılacağını öğretti”

Kendisi üzerinde en çok etkiyi bırakan ismin Rus yazar Anton Çehov olduğunu kaydeden ünlü yönetmen, “Çehov, bana hayata nasıl bakılacağını öğretti. Tüm öykülerini birçok kez okudum. Hayata bakışı özgün. Onun için her insan bir öykü ve diğerinden farklı. Genellemeleri sevmiyor. Çehov’un etkisine girdiğinizde, gerçek dünyayı da bir şekilde onun filtresinden görüyorsunuz” İfadelerini kullandı.

“Babam bir inancı olmadığını kimseye söyleyemedi’’

Son filmi Ahlat Ağacı’nda Türkiye’de taşrada yaşayan bir genci göstermek istediğini ifade eden Ceylan, “Gençlerin etrafı birçok değerlerle sarılmış oluyor. Bunlardan biri de din. Mesela birçok ülkede, özellikle taşrada, eğer bir inancınız yoksa bunu saklamak zorundasınız. Benim babam da böyleydi. Bunu asla kimseye söyleyemedi. Çünkü toplum bunu sevmiyor. Sonra bir şekilde yabancılaştırılıyorsun” ifadelerini kullandı.

Çocukları için ideal bir baba olduğunu düşünmediğini dile getiren ünlü yönetmen, aslında film izleme konusunda çok seçici olduğunu ancak son dönemde çocukları yüzünden Marvel filmlerini izlemek zorunda kaldığını belirterek, “Bu da benim cezam” dedi.

“Bir filmin üretilmesi sürecinde bir şeyden emin olmak çok tehlikeli” diye konuşan Nuri Bilge Ceylan, “Emin olmak, sizi farklı şeyler denemekten alıkoyuyor. Çekerken ‘Bu çok iyi, eminim!’ diyebilirsiniz, ancak montaj esnasında işe yaramadığını görürsünüz ve geri dönme imkânınız olmaz” dedi.



“Film çekmeye erken başlasam daha iyi olabilirdi”

İlk filmini çektiğinde 36 yaşında olduğuna işaret eden dünyaca ünlü yönetmen, “Gençken sinema ya da sanat okumalıydım, böylesi belki daha iyi olurdu. Film çekmeye geç başladım. Daha erken başlasaydım daha iyi olabilirdi. Çünkü film yapmak için de enerjiye ihtiyacınız var. Enerji, giderek azalıyor” diye konuştu.

Üniversiteden mezun olduktan sonra bir süre Londra’da garson olarak çalıştığını dile getiren Ceylan, “Çok az param vardı ve bazen marketlerden, dükkânlardan bir şeyler çalıyordum. Kitaplar, klasik müzik kasetleri çalıyordum. Ama bir gün beni yakaladılar. Bu aşağılanma, iyi bir öğretmen oldu benim için” diye konuştu.

Bu yıl 22’ncisi düzenlenen Şanghay Uluslararası Film Festivali kapsamında 500’ün üzerinde film kent genelindeki 47 sinema salonunda gösteriliyor. Organizasyon kapsamında Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmenliğini üstlendiği sekiz yapım da Çinli sinemaseverlerle buluşuyor.
Kaynak: İHA