Toprak Bayramı Ve Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: 'Herkes toprağın önemini kavramalı ve toprak için el ele verilmeli' 'Türkiye'nin Çölleşme Risk Haritası'na göre, topraklarının yaklaşık yüzde 20'si zayıf, yüzde 52'si orta ve yüzde 19'u yüksek risk grubunda bulunuyor'.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Herkes toprağın önemini kavramalı ve toprak için el ele verilmeli." ifadesini kullandı.

Bayraktar, 16 Haziran Toprak Bayramı ve 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, toprakların korunması ve tarımın geleceğinin, doğal yapının durumuyla doğrudan ilişkili olduğunu belirtti.

Erozyon, tuzluluk ve çoraklaşmayla tarım arazilerinin yanlış ve amaç dışı kullanımının ülke topraklarının en önemli sorunu olduğunu vurgulayan Bayraktar, nüfus artışına bağlı olarak bütün dünyada topraklar üzerindeki baskının her yıl biraz daha yoğunlaştığını bildirdi.

Bayraktar, her yıl farklı ülkelerde kutlanan Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü etkinliklerinin bu sene Türkiye'de yapılmasının gurur verici olduğunu ifade ederek, Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) Sekretaryasının bu yıl Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nün ana temasını "Toprak İçin El Ele" olarak belirlediğini anımsattı.

Dünyada çölleşme ve kuraklığın, kara alanlarının 4'te birini, 168 ülkeyi ve 1,5 milyar insanı doğrudan etkilediğine dikkati çeken Bayraktar, çölleşme/arazi tahribatı ve kuraklık sebebiyle dünyada her yıl 12 milyon hektar tarım arazisinin bozulduğu, 5,6 milyon hektar orman arazisinin azaldığı bilgisini verdi.

- Türkiye topraklarındaki riskin boyutu

Bayraktar, Türkiye'nin Çölleşme Risk Haritası'na göre topraklarının yaklaşık yüzde 20'sinin zayıf, yüzde 52'sinin orta ve yüzde 19'unun yüksek risk grubunda bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye'de Konya gibi kurak ve mikro klima özelliği gösteren bölgelerimiz bulunmakta ve bu alanlar çölleşme açısından sıcak noktalarımızı oluşturmaktadır. Konya-Karapınar, Iğdır-Aralık ve Şanlıurfa-Ceylanpınar çok yüksek risk taşıyan bölgeler olarak görülürken, Tuz Gölü Havzası, Ereğli-Karaman bölgesi, Şanlıurfa-Ceylanpınar-Mardin-Batman hattıyla Eskişehir çevresi orta ve yüksek risk grubunu oluşturmaktadır. Yeşilin, yağışın ve nemin bol olduğu Karadeniz Bölgesi ise en düşük risk sınıfında yer almaktadır."

Çölleşme ve erozyonla mücadelede ormanların korunması, geliştirilmesi ve genişletilmesi çalışmalarının önem arz ettiğini vurgulayan Bayraktar, toprakların çoraklaşmasını ve verimliliğin azalmasını önlemek maksadıyla atık sular ve tarımdan dönen drenaj sularının, uygun arıtım sağlanmadan tarımda kullanılmaması gerektiğini bildirdi.

Bayraktar, gübre ve pestisit kullanımlarının mutlaka toprak ve bitki analiz sonuçlarına dayandırılmasının önem taşıdığını ifade ederek, her geçen yıl artan arazi bozulumunu önlemek ve toprağı korumak için de küresel boyutta önlemlerin şart olduğunu kaydetti.
Kaynak: AA