Bayramda Beslenmeye Dikkat

Oruç sonrası bayram tatili ile birlikte günlük beslenme düzeninin değişeceğine dikkat çeken Diyet ve Beslenme Uzmanı Serap Güzel, sindirim sisteminde olabilecek problemlere karşı tavsiyelerde bulundu.

Bayramda Beslenmeye Dikkat
Güzel, bağırsakların vücudun en önemli organı, bağışıklık sistemimizin de en büyük kısmı olduğunu belirterek, “Bu nedenle bağırsak sağlığımız tüm sağlığımızı ve hastalıklara karşı yatkınlığımızı etkiler. Yani ne kadar iyi bir bağırsak yapımız, mikrofloramız varsa o kadar sağlıklıyız demektir. Genetiğimiz dışında sağlığımızı olumlu yönde değiştirebileceğimiz en önemli etken beslenmemizdir. Tükettiğimiz besinlerden aldığımız lif bağırsaktaki bakteri ortamını olumlu yönde değiştirir ve kolon kanseri başta olmak üzere kanser, obezite, diyabet ve kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterir. Günümüzde artık klinik çalışmalarla da lifin sağlımız açısından önemi ortadır ve kanıtlanmıştır. Lif, vücutta sindirilmeden atılan ve herhangi bir enerji (kalori) vermeyen bir karbonhidrat türü olan polisakkarittir. Bağırsakların temizleyicisi olarak da düşünebiliriz. Lifler çözünen ve çözünmeyen olmak üzere iki çeşittir. Su tutarak dışkının yumuşamasını sağlar ve hacmini arttırır, bağırsak çeperine baskı yaparak bağırsak kaslarını harekete geçirir, jel oluşturarak midede kalış süresini arttırır ki bu tokluk hissi verir. Lif kolesterolün emilimini azaltarak kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterir. Kan şekerinin yavaş yükselmesini sağlayarak diyabeti ve tokluk hissini arttırdığından dolayı da obeziteyi önleyicidir. Bağırsak hareketlerini arttırdığı için kabızlığı önler, bunun yanında bağırsakta probiyotik bakterilerin çoğalmasını sağladığı için de özellikle kolon kanserine karşı koruyucudur” dedi.

Kabızlığı önlemek için liften zengin beslenmeli

Hareketsiz yaşam, stres ve dengesiz beslenmenin günümüzde kabızlığı arttıran faktörler olduğunu söyleyen Güzel, “Bağırsakların çalışması sağlığımız açısından bu kadar önemliyken kabızlığı önlemek ve daha sağlıklı olmak için liften zengin beslenmek gerekmektedir. Özellikle sebze, meyve tüketimine ağırlık vermek ve rafine karbonhidrat tüketiminden kaçınmak beslenmemizde lifi arttırmayı sağlar. Yulaf lif açısından zengin bir besindir ve sağlığımıza faydaları klinik çalışmalarla da bilinmektedir. Yulaf içerdiği beta glukan ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, hem çözünür hem çözünmez lif içeriği yüksek olduğundan bağırsakları çalıştırır, kabızlığı önler. Lif içeriği tokluk hissini arttıracağından özellikle oruç tutarken yulaf tüketmek açlığa dayanıklılığı arttırır. Bunun yanında yulaf doymamış yağ asitlerinden ve minerallerden zengindir. Keten tohumu yine bağırsak sağlığımız için beslenmemizde bulunması gereken besinlerden biridir. Keten tohumu omega-3, potasyum, magnezyum, demir ve bakır gibi birçok mineral içerir. Çözünür ve çözünmez lif içeriği yüksektir, İçerdiği müsilaj madde ile de bağırsaklarda laktasif etki yaparak kabızlığı önler. Bunun yanında kuvvetli bir antioksidan, antimikrobiyal ve antikanserojen etkiye sahiptir. Meyan kökünün gastrit, ülser, mide spazmlarında ve karaciğerdeki koruyucu etkisi, üst solunum yollarında göğüs yumuşatıcı ve öksürüğü azaltan sağlık açısından birçok faydası olduğu yüzyıllardır bilinmekte ve tıpta kullanılmaktadır. Bunların yanında bağırsakları da çalıştırıcı, düzenleyici etkisi vardır” dedi.

Kara halile ve sarı halile bitkilerinin de sağlığa faydalı etkilerinden dolayı eski çağlardan beri kullanıldığını belirten Güzel, şöyle devam etti:

“Terminalia türü olan kara halile ve sari halile bitkileri olağanüstü şifalı gücünden dolayı Tibet’te bitkilerin kralı olarak adlandırılmaktadır. Doğal bir kolon temizleyicisidir, özellikle ağrı kesici, sindirim sisteminde ve midede koruyucu olarak etki göstermektedir. Konstipasyon, sindirim rahatsızlıkları, gaz, ülser, kusma, hemoroid ve sancı için kullanılmaktadır. Bunun yanında abdominal şişkinlik, tümör, basur, karaciğer büyümesi, kolit ve besin zehirlenmeleri gibi diğer sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesine de yardımcıdır. Bu etkilerinin yanında kara halile vitamin C, selenium, potasyum, manganez gibi antioksidan etki gösteren vitamin, minerallerce de zengindir. Bu bitkiler antienflamatuar etki göstererek yara iyileşmesinde kullanılmaktadır. Hem kabızlığı düzelten hem de ishali kesen etkisi ile bağırsak florasını iyileştirir. Emblika birçok fitokimyasal, flavonoid, vitamin, mineral ve quercetin gibi güçlü antioksidan etkiler gösteren fenolik bileşenler içeren tıbbi bir bitkidir. Özellikle enflamasyon, kanser, osteoporoz, nörolojik hastalıklar ve hipertansiyona karşı koruyucu etkilere sahiptir, sindirimi rahatlatıcı, diyare ve kabızlığı önleyicidir. Bu özelliklerinin yanında öksürük ve ateş düşürücü, bronşit ve astımda, deri hastalıklarında, göz enfeksiyonlarında ve ülserdeki olumlu etkilerinden dolayı Asya toplumlarında sıklıkla kullanılmaktadır. Kara halile, sarı halile ve emblika bitkileri, antibakteriyel, antifungal, antiviral, antioksidan, antienflamatuar ve antikanser aktivitelerinden dolayı kullanılmaktadır ve son yıllarda bu etkilerini incelemek için çalışmalar artmaktadır. Pekçok özelliğe sahip bu bitkilerin beslenmeye ek olarak kullanılması koruyucu sağlık için önemli olduğu kadar hastalıklara karşı direncimizi de arttırır.”

Ramazan ayı boyunca değişen öğün saatleri, yetersiz sıvı ve lif tüketimi ile bağırsak yapısı değiştiğini ve kabızlık görülebildiğini ifade eden Serap Güzel, “Oruç sonrası bayram tatili ile birlikte günlük beslenme düzeni yine değişecektir. Çünkü bizde bayram demek, ailelerin buluşması, büyük sofralar, geleneksel özlenen yemekler demektir. Oruç tutulan bir ay sonrasında yemek miktarları biraz fazla kaçabilir ve mide, sindirim şikayetleri artabilir. Ya da şehir dışında yapılan tatilde her öğünün dışarıda yenmesi, alışkın olmadığımız yiyecekler veya farklı lezzetler denerken yine mide rahatsızlıkları baş gösterebilir, bağırsak florası bozulabilir. Bunları önlemek için beslenmenize destek olarak bu bitkileri almak hem tatil dönemi size rahatlatır hem de sağlığınıza olumlu etkilerinden dolayı fayda sağlamış olursunuz. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki bitkilerin faydalı etkileri kadar zararlı etkileri de vardır. Uygun ve etkili doz kullanmak sağlığınız için çok önemlidir, maalesef dozlarına dikkat etmeksizin aktardan alınan bitkiler yan etki gösterebilir, sağlığınızı daha kötü etkileyebilir. Bu nedenle bitkilerden en iyi faydayı sağlayabilmek için uygun doz çalışmaları yapan ve etken maddenin bitkiden elde edilme yöntemlerine dikkat eden güvenilir firmalardan bu besin destekleri alınmalıdır” diye konuştu.

Kaynak: İHA