Yargı Reformu Stratejisi Programı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) 'Mevzuatımızda tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu süre tüm safahatı kapsamaktadır. Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini planlıyoruz' 'Önümüzdeki dönemde adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz' 'Tutuklama tedbirinin ölçülü kullanılmasına yönelik yeni adımlar atıyoruz' 'Hakim ve savcılar hakkındaki disiplin prosedürlerini yeniden yapılandırıyor, kurulun disiplin kararlarına karşı yargı yolunu genişletiyoruz' 'İfade özgürlüğüne ilişkin kararların istinaf aşamasından sonra bir de Yargıtay tarafından incelenmesini sağlayacağız' 'Bir internet sitesinin tamamına değil sadece engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacak' 'Adliyelerde vatandaşların işlerinin kolaylaştırılmasına yönelik birtakım hedefler ve faaliyetler belirledik'

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mevzuatta tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu sürenin tüm safahatı kapsadığını belirterek, "Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini planlıyoruz." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Yargı Reformu Stratejisi Programında Yargı Reformu Strateji Belgesini açıkladı.

Belgedeki perspektif, amaç, hedef ve faaliyetleri ana hatlarıyla aktarmak istediğini belirten Erdoğan, belgenin iki temel anlayış, iki temel perspektif üzerine oturduğunu söyledi.

Bunlardan birincisinin hak ve özgürlükler olduğunu ifade eden Erdoğan, bu perspektifin özünde demokrasinin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi hedefi bulunduğunu dile getirdi.

Hükümete geldikleri 2002'den itibaren Türkiye'nin önceliklerini bu başlıklar etrafında şekillendirmeye gayret ettiklerini anlatan Erdoğan, her alanda özgürlüklerin genişletilmesi için yaptıkları mevzuat değişiklikleri ve yapısal reformların burada tek tek sayılamayacak kadar çok olduğunu vurguladı.

İfade özgürlüğünü demokrasinin en önemli şartı olarak gördüklerinin altını çizen Erdoğan, bilhassa son 6 yıllık süreçte ifade ve medya özgürlüğünün geliştirilmesine yönelik önemli adımlar atıklarını kaydetti.

Erdoğan, Anayasa başta olmak üzere mevzuatta köklü değişiklikler yaptıklarını, bu belgeyle ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi ve daha ileriye taşınması konsunda yeni yaklaşımlar ortaya koyduklarını ifade etti.

Türkiye'nin, işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışını belirlemiş bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, geçmişte hep tartışılan sistematik işkence ya da kötü muamele iddialarının artık geride kaldığını, bu alandaki kazanımları korumakta kararlı olduklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, "Tutuklama tedbirinin ölçülü kullanılmasına yönelik yeni adımlar atıyoruz." ifadesini kullandı.

İnternet üzerinden ifade özgürlüğü konusunun günün önemli tartışma alanlarından biri haline geldiğine işaret eden Erdoğan, bu konuda da yeni yaklaşımlar geliştirdiklerine değindi.

Erdoğan, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının güvence altına alınması, adil yargılanma hakkının temini gibi bir çok konuda önemli yenilikler getirdiklerini dile getirdi.

- "Daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz"

Belgede ikinci temel perspektifin adalet sisteminin işleyişi olduğunu aktaran Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz." diye konuştu.

Aynı şekilde vatandaşların adalet hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılmasının öncelikler arasında olacağına dikkati çeken Erdoğan, bu kapsamda adliyelerde vatandaşların işlerinin kolaylaştırılmasına yönelik birtakım hedefler ve faaliyetler belirlediklerine değindi.

Ayrıca mevzuatın sadeleştirilmesi, adli yardım sistemi ve savunma hakkının güçlendirilmesi hususlarında da atacakları adımlar bulunduğunu bildiren Erdoğan, "Yargıda sadeleştirilmiş süreçlerin oluşturulması, uyuşmazlıkların mümkün olduğunca ve öncelikle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle çözülmesi önleyici ve koruyucu hukuk uygulamalarının sisteme kazandırılması da önceliklerimiz arasındadır." şeklinde konuştu.

Strateji belgesinde bulunan 9 amaçtan ilkinin "hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi" başlığını taşıdığına vurgu yapan Erdoğan, hak ve özgürlüklere ilişkin standartları yükseltmek üzere mevzuatı gözden geçirmeye devam ettiklerini aktardı.

Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi, Venedik Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bu konuda çeşitli değerlendirmeleri bulunduğunu aktaran Erdoğan, bunları da gözetmek suretiyle hak ve özgürlüklere ilişkin standartların yükseltilmesine yönelik mevzuat paketleri hazırladıklarını kaydetti.

Erdoğan, "İfade özgürlüğüne ilişkin mevzuatta yapılacak düzenlemelerle bu konudaki davalarda kanun yolu güvencesinin artırılmasını sağlayacağız. Daha önce ifade özgürlüğünün en önemli kriterlerinden biri olan 'eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz' düzenlemesini zaten mevzuatımıza dercetmiştik. Şimdi de ifade özgürlüğüne ilişkin kararların istinaf aşamasından sonra bir de Yargıtay tarafından incelenmesini sağlayacağız." değerlendirmesinde bulundu.

- "Tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak görüyoruz"

Tutuklamayı istisnai tedbir, tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ancak zorunlu hallerde başvurulmasını sağlayacak değişiklikler yapacaklarını anlattı.

Mevzuatta tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu sürenin tüm safahatı kapsadığının altını çizen Erdoğan, "Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini planlıyoruz." şeklinde konuştu.

İnternet erişim engelleme usüllerini gözden geçirdiklerine işaret eden Erdoğan, "Bu çerçevede bir internet sitesinin tamamına değil sadece engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacaktır. Böylece uluslararası standartlara uygun bir mevzuat altyapısına da kavuşmuş olacağız." dedi.

İnsan hakları eylem planının ilkinin 2014'te hazırlandığını anımsatan Erdoğan, içerisinde ayrıntılı düzenlemelerin yer alacağı yeni insan hakları eylem planı hazırlıklarının kısa süre içinde tamamlanacağını bildirdi.

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ikinci amaç başlığının "Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi" olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hakim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz. Mevcut tayin sistemi mesleki verimliliği olumsuz etkiliyor. Coğrafi teminat hakim ve savcıların isteği olmaksızın çalıştığı yerden başka bir yere tayin edilememesi anlamına geliyor. Bu düzenlemeyle hakim ve savcıların mesleki teminatlarının daha da güçlendirilmesini hedefliyoruz. Hakim ve savcılığa girişteki mülakat heyetini genişletiyoruz. Halihazırda mülakat kurulu Adalet Bakanının görevlendireceği bakan yardımcısı başkanlığında, teftiş kurulu başkanı, ceza işleri, hukuk işleri ve personel genel müdürlerinden oluşuyordu. Mülakat kurulunda Hakimler ve Savcılar Kurulu ile yüksek mahkemelerden de temsilciler bulundurulmasını planlıyoruz.

Belirli görevler için mesleki liyakati ve tecrübeyi artırmak gayesiyle mesleki kıdem şartlarını yeniden belirliyoruz. Özellikle Yargıtay ve Danıştay üyelikleri, İstinaf Mahkemesi Başkanlığı ve üyelikleri, Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Komisyonu Başkanlığı, Mahkeme Başkanlığı atamalarında bu çok çok önemlidir. Aynı şekilde Adalet Bakanlığı Hakimler ve Savcılar Kurulu tetkik hakimliğiyle müfettişlikleri, yüksek mahkemelerin savcılık ve tetkik hakimliklerine atanma kriterlerini de yeniden belirliyoruz. Hakimler ve savcılar hakkındaki disiplin prosedürlerini yeniden yapılandırıyor kurulun disiplin kararlarına karşı yargı yolunu genişletiyoruz. Böylece Hakimler ve Savcılar Kanununun uyarma, aylıktan kesme, kınama ve kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme, meslekten çıkarma cezalarıyla ilgili tartışmaları ortadan kaldırıyoruz. Ayrıca disiplin işlemlerinin etkinliğinin artırılması için disiplin cezalarını da yeniden belirliyor, disiplin prosedüründeki güvenceleri artırıyoruz. 2010'da gerçekleştirilen anayasa değişikliğiyle meslekten ihraç kararlarına karşı yargı yolu zaten açılmıştı. Bu düzenlemeyle diğer disiplin kararlarına karşı da itiraz ve yeniden değerlendirme yollarına başvurmak mümkün hale gelecektir."

(Sürecek)
Kaynak: AA