Kızıltan Açıklaması 'Eğitim Reformları Topluma Umut Vermelidir'

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, güçlü ekonominin ana payandasının eğitim olduğunu belirterek, son günlerde gündeme gelen eğitim reformu çalışmalarında toplumun ilgili kesimlerine ve iş dünyasına da danışılmasını istedi. Kızıltan, “Eğitim reformları topluma umut vermelidir. İnsanlığın ortak paydası olan evrensel değerlerle bezenmiş bir eğitim modeli tüm ülkeyi memnun edecek tek çözümdür” dedi.

Kızıltan Açıklaması 'Eğitim Reformları Topluma Umut Vermelidir'
İçel Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Kızıltan, yazılı bir açıklama yaparak, eğitimde yapılması planlanan reformları değerlendirdi. İş dünyası olarak her zaman sosyal huzurun, refahın, iş ve aşın, ülkedeki topyekun kalkınmanın temelinin güçlü bir ekonomi olduğunu söylediklerini belirten Kızıltan, güçlü ekonominin ana payandasının da eğitim olduğunu vurguladı. Türkiye’de uzun yıllardır hükümetlerden hükümetlere, hatta aynı hükümet içinde bakandan bakana sürekli değişen, uzun soluklu bir devlet politikası haline getirilemeyen bir eğitim politikası olduğuna işaret eden Kızıltan, “Buna ek olarak toplumun tüm kesimlerinin ortak paydasına hitap edemeyen, ne uzmanların ne eğitimcilerin ne öğrencilerin ne de vatandaşın tatmin olduğu bir sistem var. Aslında ekonomisi güçlü ve ülke kalkınması tamamlanmış gelişmiş ülkelere baktığımızda, doğru bir eğitim sistemini nasıl kurguladıkları belli. Bunu birebir kopyalamak gibi bir önerim yok tabi ki. Elbette bizim de kültür ve tarih kodlarımızın farklılıklarını içinde barındıran, kendi değerlerimizi içeren ama özellikle bilimsel temelli, sorgulamayı, eleştirel düşünmeyi öne çıkaran bir eğitimi kurgulamak zorundayız. Özellikle bu günlerde matematik gibi bazı temel bilim derslerinin seçmeli hale geleceği gibi haberler bizleri daha da endişelendirmektedir. Ne yazık ki, bazen işin aslı tam anlamıyla belli olmadan bazı eksik bilgi veya dezenformasyon haberler de yayılabiliyor. Bu anlamda işin doğrusunu en anlaşılır biçimde Milli Eğitim yetkililerinin topluma açıklaması gerekmektedir. Bir sistem revize edilecekse en tabandan en tepeye herkesin görüşünün, düşüncesinin alındığı geniş çaplı arama konferanslarının yapılması, önce beyin fırtınalarının yapılması gerekir” ifadelerini kullandı.

“Eğitim vizyonunda iş dünyasının görüşü merak ediliyor mu?”

Öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, Milli Eğitimin tüm ilgili bölümlerindeki uzmanların, akademisyenlerin, siyasetçilerin, öğrenci ve velilerin görüşlerinin ve beklentilerinin de alınması gerektiğini kaydeden Kızıltan, şöyle devam etti: “Daha da önemlisi biz bu insan kaynağının büyük kısmını ülke ekonomisi içinde istihdam etmek adına, ekonominin insan kaynağı olarak yetiştiriyoruz. Peki, eğitim vizyonunda iş dünyasının görüşü merak ediliyor mu? Dünya veya ülke ekonomisi nereye gidiyor, ekonomi nasıl bir insan kaynağına ihtiyaç duyuyor, 10, 20, 30 yıllık projeksiyonlarda hangi meslekler yok olacak veya hangi yeni sektör veya meslekler ortaya çıkacak, bunların ön çalışmalarına önem veriliyor mu? Toplumun büyük bir kesimi, bu reformları gazete haberlerinden veya televizyonlardan öğreniyor. Eğitim reformları topluma umut vermelidir. Siyasi dünya görüşlerinden arınmış, insanlığın ortak paydası olan evrensel değerlerle bezenmiş bir eğitim modeli tüm ülkeyi memnun edecek tek çözümdür. Dediğimiz gibi kendi kültür kodlarımız, inançlarımız, değerlerimizi, tarihimiz, geleneklerimiz bizi biz yapan unsurlardır ve eğitim sistemimizde olmalıdır, zaten de vardır. Bunlar da bilimin ve tarafsızlığın ışığında yeniden akılcı şekilde, birlik ve beraberlik duygumuzu zayıflatmadan, birleştirici bir unsur halinde getirilmelidir.”

“Temel bilimler eğitimin odak noktası olmalıdır”

“Bu değerlere ek olarak bizi millet olarak geleceğe taşıyacak olan güçlü ekonomi, hukuk, gerçek demokrasi, Cumhuriyet değerleri ve topyekun kalkınmanın ana anahtarı olan bilimsel eğitimi, bilim odaklı bir müfredatı, evrensel değerler sistemini içeren gerçek bir eğitimi ortaya çıkarmak zorundayız” diyen Kızıltan, eğitim siteminde temel bilimler olan matematik, fizik, kimya, biyolojinin başat yerini korumak zorunda olduğunun altını çizdi. Kızıltan, “Bu dersler dünyanın gelişmiş ülkelerinde uygulanan STEM modellerinde olduğu gibi öğrencinin zihninde daha somutlaşan, daha ilgi çekici bir hale getirilmeli, bu noktada eğiticilerin sürekli eğitimi sağlanmalıdır. Buna ek olarak geleceği yakalamanın aracı olan yazılım ve dijital teknolojileri içeren ICT temelli eğitimler, kültür, sanat eğitimleri, iyi bir yabancı dil eğitimi ve milli varlığımızın payandaları olan tarih, Türkçe, edebiyat gibi dersler de bu gerçekçi eğitimin vazgeçilmezleridir” dedi.



“Mesleki eğitim de ihmal edilmemeli”

Mesleki eğitimin de ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Kızıltan, “İnsanımıza beceri kazandırmak zorundayız. Bu beceri eğitimleri de günümüz ihtiyaçlarına ve gelecek beklentilerine göre düzenlenmelidir. Mesleki eğitimde teoriden daha çok iş başı eğitimleri, staj eğitimleri gibi yerinde eğitim ağırlıklı olmalıdır. Yaparak öğrenmenin sonunda ortaya çıkacak vasıflı iş gücü ara eleman kaynağımızın çözümüdür. Bu noktada iş dünyası elini her daim taşın altına koymuştur, koymaya hazırdır. İçel iş dünyası olarak kaliteli eğitimi; kaliteli ekonominin, kaliteli bir toplumun ve güçlü bir milletin başat gücü, sağlam temeli olarak görüyoruz. Oda vizyonumuzda eğitim odak noktamız olmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA