Bingöl'de 'Düşünce Geleneğimiz Ve Edebiyat' Paneli

Bingöl Üniversitesi’nde ‘Düşünce Geleneğimiz ve Edebiyat" paneli düzenlendi.

Bingöl'de 'Düşünce Geleneğimiz Ve Edebiyat' Paneli
BÜ 3. Geleneksel Kitap Günleri kapsamında Şair ve Yazar Ali Haydar Haksal’ın konuşmacı olarak katıldığı panel Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Panelde konuşan Haksal, “Bizim düşünce geleneğimiz şiir merkezlidir. Şiir merkezli oluşunun en önemli özelliği de Peygamber Efendimizin şiire ruhsat vermesi, izin vermesiydi. İslam öncesi Mekke’de bulunan meşhur şairler, şiirlerini Kabe’nin duvarlarına asarlardı. O şairlerden üç tanesi Peygamber Efendimize vahiy geldikten sonra Müslüman oldular. Peygamber Efendimiz, Müslüman olduktan sonra şiiri bırakan şairlere şiir okumalarını söylemiştir. Hatta Peygamber Efendimiz bir sefer de şiir okuttuğu şairlerden birine hırkasını giydirmiştir. Düşünce geleneğimizin şiir üzerine kurulu olmasında bunun etkisi çoktur. İslam milletlerinin tüm toplumlarında şiir merkezde yer alır. Bu, Araplarda da öyledir, Farslarda da öyledir. Osmanlı’da da, Endülüs’te de öyledir. Osmanlı devleti döneminde altı bin civarı divan şairi var. Divan edebiyatının geçmişi de çok fazladır. Rusya’da gerçek anlamda edebiyat 18. yüzyılda Puşkin’le başlar, Fransa’da ise 17. yüzyıldan itibaren başlıyor” dedi.

Yahya Kemal’e de değinen Haksal “Yahya Kemal bizim kültür belleğimizin en önemli taşıyıcılarından biridir. Eserleri çok kıymetlidir. Yahya Kemal’in şiirleri olmasa Mohaç Destanı’nı veya öbür destanları anlayamazdık. Eğer Mehmet Akif Çanakkale Şehitlerine şiirini yazmamış olsaydı, biz Çanakkale’nin önemini ve değerini de anlayamazdık. Oysa bizim geçmişimizde sayısız savaşlar ve zaferler vardır. Bu sayısız zaferler şiire dökülmediği için onları yeterince kavrayamadık” diye konuştu.

Kaynak: İHA