Hukuk Fakültesi'nde 'Tıp Ceza Hukuku' Konferansı

Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrenci temsilciliği tarafından “Tıp Ceza Hukuku” konferansı düzenlendi.

Hukuk Fakültesi'nde 'Tıp Ceza Hukuku' Konferansı
Anadolu Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Nazmiye Özenbaş Boydağ’ın konuşmasıyla başlayan konferansta, sağlık hukuku, hekim yetki ve yükümlülükleri, hasta hakları ve sağlık hizmetleri alanında doğabilecek cezai durumlar konuşuldu.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Av. Uzm. Dr. Ahmet Erzurumlu, hekim olmasının yanı sıra avukat kimliğiyle de her iki branşın uzmanı olarak, tıp ve hukuk bölümü öğrencilerine iki alanın kesiştiği noktaları tecrübelerinden örneklerle anlattı. Sağlık hukukunun en temel noktalarına değinen Ahmet Erzurumlu, “Hasta ile ilgili onun durumunda değişiklik yapacak her türlü sözlü, uygulamalı faaliyetler tıbbi müdahaleye girmektedir. Birincil olarak tıbbi müdahalede hekim yetkilidir. Onun gözetiminde ilgili alanlarda diğer görevlilerde yetkilerini kullanırlar. Teşhis, tetkik, tedavi tüm süreçler tıbbi müdahale süreci içerisinde değerlendirilir ve bu süreç aynı zaman belirli hukuki kurallar çerçevesinde işler. Bilgilendirme, rıza alma gibi durumlar hastanın bilinci yerinde olduğu durumlarda uygulanması gereken, hekim sorumluluğunda olan işlemlerdir” ifadelerini kullandı.

“Doğru olan katılımcı hekim modelidir”

Bilgilendirme ve rıza almanın önemini vurgulayan Ahmet Erzurumlu, “Olmazsa olmaz bir şart olan, sözlü ya da yazılı şekilde yapılması gereken bilgilendirme ve rıza alma işleminin hukuki çerçevede kesinlikle atlanmaması gereken bir uygulamadır. Bir sorunla karşılaşılması durumunda hastane veya hekim bilgilendirme ve rıza alma işleminin yapıldığını ispat etmekle yükümlüdür" dedi.

Hekim ve hasta arasındaki ilişkinin zaman içerisinde buyurgan hekim modelinden evrildiğini ve aktif bir durumda olan hekimin her türlü buyruğuna itaat eden hasta tutumunun günümüzde artık suç teşkil ettiğini belirten Erzurumlu, “Buyurgan hekim modeli yanlış olduğu gibi diğer bir uçta danışılan hasta modeli de yanlıştır. Doğru olan katılımcı hekim modelidir. Hekim ve hastanın dengeli bir ilişki halinde tıbbi müdahale sürecini yürütmeleri en doğrusu ve arzuladığımız şeklidir. Kişi hakları üzerinde tıbbi müdahalenin, yaşama hakkı, vücut bütünlüğünü koruma hakkı, sağlık hakkı, kendi geleceğini belirleme hakkı gibi konularda Türkiye Cumhuriyeti sağlık hakkı noktasında dünyada en hassas olan ülkelerden bir tanesidir” dedi.



“Ötanazi uygulaması hukuki olarak cezai işlem statüsünde”

Hastanın istek üzerine öldürülmesi veya yapılacak olan tedavi işlemlerinin yapılmaması sonucu hastanın ölmesi durumlarının Türk tıbbının asla kabul etmeyeceği durumlar olduğuna dikkati çeken Av. Uzm. Dr. Erzurumlu, hukuki olarak bu durumların cezai işlem statüsünde olduğunu vurguladı.

Geleceğin hekimleri ve hukuk insanları olacak olan öğrencilere karşılaşabilecekleri sorunlara dair uyarılarda bulunan Erzurumlu, bu alanlarda hizmet veren insanların iki alana dair farkındalıklarının bulunması gerektiğini söyledi.

Kaynak: İHA