UNESCO Türkiye Milli Komisyonunda 'Nevruz' Toplantısı

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran: 'İnanıyoruz ki yedi ülke ile başlayan, bugün çok sayıda ülkeyi bu halkaya dahil eden bu çabaların sonucunda, gönüllerdeki sayı olarak nevruzun dünyanın dört bir yanında ortak hissiyatlar ile kutlandığı günleri de göreceğiz' UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz: 'Nevruz insanlık açısından birleştiricidir. Nevruz bahar, güneş, üretim, verimlilik, çiçek demektir. Ülkelerin 21 Mart’ta nevruzu öyküleme nüansları aynıdır'

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, "İnanıyoruz ki yedi ülke ile başlayan, bugün çok sayıda ülkeyi bu halkaya dahil eden bu çabaların sonucunda, gönüllerdeki sayı olarak nevruzun dünyanın dört bir yanında ortak hissiyatlar ile kutlandığı günleri de göreceğiz." dedi.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Türkiye Milli Komisyonunun kuruluşunun 70. yılı, nevruzun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne kaydının 10. yılı dolayısıyla "Nevruz: Koruma ve Aktarımda Son On Yıl" değerlendirme toplantısı yapıldı. Milli Komisyon binasındaki toplantıya Kıran, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Dursun, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran, yabancı misyon şefleri, bürokratlar, akademisyenler, basın mensupları ve davetliler katıldı.

Yeni Zelanda’daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, "Sözlerin anlamını yitirdiği, bahar müjdesinin hepimizde uyandığı ortak bir günü idrak ediyoruz." dedi.

Ölümünün 46. yılı dolayısıyla Aşık Veysel Şatıroğlu'nu rahmetle andığını belirten Kıran, insanlığı umutsuzluğa ve nefrete sevk edecek pek çok etken olmasına rağmen nevruzun hoşgörünün yanında yer almak anlamı taşıdığını söyledi.

Kıran, "Maalesef umutsuzluğa sevk edecek, dünyayı yaşanılmaz kılan pek çok etken var. İşte bu zamanda nevruz hoşgörüsüzlüğe karşı hoşgörünün yanında yer almaktır. İnanıyoruz ki yedi ülke ile başlayan, bugün çok sayıda ülkeyi bu halkaya dahil eden bu çabaların sonucunda, gönüllerdeki sayı olarak nevruzun dünyanın dört bir yanında ortak hissiyatlar ile kutlandığı günleri de göreceğiz." diye konuştu.

- "Ülkelerin 21 Mart’ta nevruzu öyküleme nüansları aynı"

Prof. Dr. Oğuz, nevruzun uluslararası toplumla buluşmasının bir serüven olduğunu ve ilk önce Azerbaycan, Hindistan, İran, Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Türkiye’nin sorumluluk üstlendiğini belirtti.

Daha sonra nevruzun bu yedi ülkenin haricinde "Nevruz bizim de nevruzumuzdur." diyen ülkelerin de bu sorumluluğa dahil olduğunu kaydeden Oğuz, "Hayal ederim, bir gün ulusal envanterlerine nevruzu alırlar. Dilerim 195 ülke birden bu nevruza sahip çıkarlar." ifadelerini kullandı.

BM’nin Mayıs 2010'da 64. Genel Kurulunda 21 Mart'ın “Uluslararası Nevruz Günü” olarak ilan edildiğini anımsatan Oğuz, potansiyel iç dinamikleri ile nevruz kutlayan ülkeler arasında Çin’in, Yunanistan’ın ve Rusya’nın da yer aldığını dile getirdi.

Nevruzun birleştiriciliğine dikkati çeken Oğuz, "(Nevruz) Bizimdir diye lokalize etmek haksızlık olur, hepimizindir diye paylaşabilmek önemlidir. Nevruz insanlık açısından birleştiricidir. Nevruz bahar, güneş, üretim, verimlilik, çiçek demektir. Ülkelerin 21 Mart’ta nevruzu öyküleme nüansları aynıdır. Hepimizin nevruzu mübarek olsun." diye konuştu.

- "Bakiler, Nedimler hep nevruziye hem okumuş hem sunmuşlardır"

Aşık Veysel’i hayırla yad ettiğini belirten Kültür Bakan Yardımcısı Dursun da daha önce Hıdırellez’in esas alındığını, nevruzun devlet kültürü içerisine sonradan girmeye başladığını söyledi.

Dursun, nevruzun Osmanlı’da da kutlandığını anımsatarak divan edebiyatı şairleri Nedim ve Baki’nin “nevruziye” okuduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

Topkapı Sarayı'nda nevruz kutlamaları zaten varmış. Başta padişah olmak üzere yemekler ikram edilir. Hatta nevruz tatlısı diye bir tatlı var. Nevruziye dediğimiz Nevruz’dan bahseden kasideler var. Bunlar divan edebiyatından kaynak alan nevruziyelerdir. Karşılığında da ‘Caize’ adı altında bahşişleri verilir. Topkapı Sarayı'ndan nevruziye okumak isteyenler için kapı açılıyor. Bakiler, Nedimler hep nevruziye hem okumuş hem sunmuşlardır. İstanbul’da Kadıköy ve Eyüp gibi ‘bahariye’ semtleri vardır. Ankara’da da Seyran Bağları ya da seyirlik tepeleri vardır. Bunun yan sıra bir de ‘mehtabiye’ vardır. Mehtabın takip edilmesi mehtapta okunan ve yazılanlar vardır. Saray nevruz kutlamalarından bir de temenni vardır. Temennilerden biri de 'Her gününüz nevruz, her geceniz kadir olsun.' diye de bir duadır."

- "Nevruz mevsim geçişini temsil eder"

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Safran da konuşmasında “Vefatının 46. yılında kendi gözü kapalı, insanın gönül gözünü açmak için mücadele eden Aşık Veysel’i minnetle anıyorum." dedi.

Nevruzun Uzak Doğu’daki Sarıdeniz'den Tuna nehri kıyılarına kadar geniş coğrafyada kutlandığını aktaran Safran, mevsim değişikliğinin insan hayatını da değiştirdiğini belirtti.

Safran, "İnsanlık için en önemli yaşam koşulu mevsimlerdir. Mevsimlerin insan hayatına katkı yapar. Kıştan bahara geçiş geçmiş yüzyıllarda da önemliydi. Bunlar kış mevsiminden bahara geçiş yaparken insan hayatında meydana gelen değişikliklerdir. Nevruz da bu mevsim geçişini temsil eder." yorumunu yaptı.

Nevruzun insanlığın ortak paydası olduğunu belirten Safran, "Yenigün olarak değerlendirilen bugünün insanlığa ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum." dedi.

Ses sanatçısı İrfan Güldal'ın saz dinletisi sunduğu program, "Nevruz: Koruma ve Aktarımda Son On Yıl" sergisi de açılması ve verilen resepsiyonla son buldu.

Kaynak: AA