YPG/PKK, DAEŞ'li teröristlere Türkiye güzergahını açtı
Terör örgütü YPG/PKK ile Fırat Nehri'nin doğusunda ABD desteğiyle teslim olmaya zorladığı DAEŞ'liler arasında yapılan pazarlığın içeriği ortaya çıktı.
YPG/PKK ve ABD'nin, Suriye-Irak sınırındaki Deyrizor ilinin Bagoz beldesinde sıkışan son DAEŞ'li grupla 15 Şubat'ta anlaşmaya varmasının ardından DAEŞ'lilerin teslim olma ve ailelerinin tahliye süreci devam ediyor.
AA, iki terör örgütünün vardığı anlaşmanın içeriğine ulaştı.
Buna göre, YPG/PKK, DAEŞ'liler ve ailelerinin, istemeleri durumunda örgütün kamplarında kalmalarına izin verecek.
Örgüt, kampta kalmak istemeyenlere ise işgal bölgesi dışındaki Fırat Kalkanı Harekatı, Afrin ve Beşşar Esed rejimi bölgesi gibi alanlara kaçak yollarla çıkarma sözü verdi.
YPG/PKK'nın son anlaşması, Ekim 2017'de Rakka'da kuşattığı DAEŞ'lileri Türkiye topraklarına geçirme planını anımsattı.
Örgüt, Rakka kent merkezinde kuşattığı DAEŞ'li teröristlerle anlaşmaya vararak bölgeden tahliye etmiş, bunların önemli bir bölümü Türkiye'ye sızmak üzere sınır hattına yönelmişti. Teröristlerin kaçakçılar yoluyla Türkiye'ye sızdırılmaları, uluslararası basına konu olmuştu.
İŞGAL ALANINDA HAREKET SERBESTİSİ
YPG/PKK, kamptan çıkmak isteyenlere bir tür 'özel seyahat belgesi' verecek. DEAŞ'lılar ve aileleri, böylece YPG/PKK işgalindeki bölgelerde hareket ve ikamet edebilecek.
İki terör örgütünün, yaralı DAEŞ'lilerin durumuna ilişkin vardıkları uzlaşmaya göre, bu kişiler YPG/PKK işgalindeki hastanelerde tedavi görerek, en geç 2 ay içinde taburcu edilecek.
YPG/PKK, bir süredir DAEŞ'ten, Irak'ın Musul kentini işgal ettiği sırada ele geçirdiği külçe altınları istiyordu.
Fırat Nehri'nin doğusundaki son bölgesini kaybeden DAEŞ'in işgal alanı Suriye topraklarının yaklaşık yüzde 2'sine geriledi. Örgüt sadece rejim kuşatmasındaki çöl bölgesinde varlık gösteriyor.
Terör örgütü YPG/PKK ise Suriye topraklarının yüzde 28'ini işgal ediyor.
Rejim güçleri ülkenin yaklaşık yüzde 60'ında hakimiyetini sürdürürken, askeri muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrol ettiği alan ülke topraklarının yaklaşık yüzde 10'una karşılık geliyor.