İzmit Körfezi'nde Yapılan Limanlar Balıkçılığın Azalmasına Neden Oluyor

İzmit Körfezi’nin Balıkçılığı ve Sürdürülebilir Hale Getirilmesi projesinde kapanış sempozyumunda yapılan çevre çalışmaları ile canlı çeşitliliğinin arttığı ancak artan liman sahaları nedeniyle avlanma alanların giderek azaldığına dikkat çekildi.

İzmit Körfezi'nde Yapılan Limanlar Balıkçılığın Azalmasına Neden Oluyor


İzmit Körfezi’nde balık popülasyonun arttırılması ve balıkçılığın yeni nesiller tarafından devam ettirilmesi için başlatılan "İzmit Körfezi’nin Balıkçılığı ve Sürdürülebilir Hale Getirilmesi" projesinin kapanış sempozyumu sona erdi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, öncülüğünde başlatılan proje Kocaeli Valiliği, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Kocaeli Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği, Kocaeli Sportif Amatör Olta Balıkçıları ve Doğal Hayatı Koruma Derneği iş birliği ile tamamlandı. Projenin kapanış sempozyumunda ise İzmit Körfezi’nde yapılan çevre yatırımları ile canlı türlerinin arttığı ancak artan liman sahaları ile avcılık yapılan alanların azaldığına vurgu yapıldı.

Körfez’de ticari olarak faaliyet yapan 260 tekne bulunmakta

Projenin Kapanış sempozyumuna Kocaeli Vali Yardımcısı Dursun Balaban, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zekeriya Özak, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Firdevs Saadet Karakulak, Türkiye Sualtı Sporları Federasyon Başkanı Şahin Özen, KAMADER Başkanı Engin Üztürk, Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan, bakanlık yetkilileri, dalış kulübü temsilcileri ve akademisyenler katıldı.

Sempozyumda yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Firdevs Saadet Karakulak, “İzmit Körfezi, Türk boğazlar sisteminin bir parçası olması ve İstanbul’a yakınlığı bakımından Türkiye balıkçılığında geçmişten bu güne oldukça önem arz etmekte. Bölgede bulunan önemli su alanları da bu önemi daha da arttırmakta. 1980’li yıllardan sonra kentsel ve endüstriyel gelişim doğrultusunda Körfez’deki antropolojik baskının olmasına rağmen balıkçılık faaliyetleri hem ticari olarak hem amatör olarak hala devam etmekte. Körfez’de ticari olarak faaliyet yapan 260 tekne bulunmakta ve bu teknelerin çoğunluğu küçük ölçekli balıkçılık gurubunda yer alıyor. Son yıllarda tüm Dünya’da bu balıkçılık gurubu önemsenmekte ve teşvik edilmektedir” dedi.



Kırmızı listede Körfez’den 33 tür yer alıyor

Proje kapsamında Körfez’deki canlı çeşitliliğinin araştırıldığını belirten Karakulak, “Yunus S araştırma gemimizden 2018 sonbahar döneminde toplam 37 tür elde edildi. Elde ettiğimiz bu türler ekonomik değeri yüksek olan tekir, barbun, mezgit, mırmır, dil, kalkan, kırlangıç gibi balıkları görmekteyiz. Körfez’de avcılık yapan balıkçılara baktığımızda da toplam 30 adet balık hedef olarak avlanmakta. Her iki çalışma sonucunu da değerlendirdiğimizde Körfez’de 45 adet balık, 12 adet omurgasız olmak üzere toplam 57 tür belirlendi. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin türlerin risk durumuna göre ilan ettiği kırmızı listeye baktığımızda İzmit Körfezi’nde hassas 5 tür, tehlikeye açık 3 tür ve düşük riskli 33 tür yer almakta. Hassas türler iğneli vatoz, istavrit, lüfer, çinekop, tehlikeye açık türler de dikenli vatoz, eşkina ve kalkan balığıdır” diye konuştu.



“Her yapılan bir liman balıkçılık sahasının azalmasına yol açıyor”

Körfez balıkçılığının sorunlarına da değinen Karakulak, “En önemli balıkçı barınaklarının alt ve üst yapı eksikliği ön plana çıkmakta. Mutlaka balıkçıların yaşam ve çalışma alanlarının iyileştirilmesi, soğuk hava depolarının, balık satış yerlerinin kurulması, gerekiyor. Diğer bir önemli sorunumuz Körfez’de balıkçılık sahaları git gide azalmakta. Körfez’de her yapılan bir liman veya platform, etrafındaki 200 metre alanın yasaklanmasına yol açıyor. Kıyı balıkçısının uzak sahalara gitme kapasiteleri yok. Açığa çıktığı taktirde de gemilerin geçiş rotası ile karşı karşıya kalmakta ve bu da balıkçılık sahasının azalmasına yol açıyor” ifadelerini kullandı.

İzmit Körfezi iyileşme sürecine girdi

Karakulak’ın konuşması sonrasında hazırladığı İzmit Körfezi Su Altı Yaşamı; “Derinlerdeki Yaşam” adlı belgeseli ve fotoğraflar ile Su Altı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda Körfez’de yapılan çevre yatırımları ve denetimler sonucunda artan canlı çeşitliliğini gözler önüne seren Ceylan, çeşitliliğin daha da artması ve mevcut çeşitliliğin korunması için toplumdaki bilinçliliğin arttırılması gerektiğini söyledi.

Ceylan şöyle konuştu: “İzmit Körfezi bir dönem çok büyük bir kirliliğe maruz kaldı. Son yıllarda alınan tedbirlerle bir iyileşme süreci içerisinde. Kirlilikle birlikte burada bazı türler de yok oldu. 36 ekonomik tür vardı şimdi 7-8 türe kadar düştü.”

“Denizin hayatımızdaki rolünü anlatmak lazım”

“Ben ve ekip arkadaşlarım bu çalışma ile aslında şunu hedefledik. ‘Bakın burada bu türler var ama bu türlerin korunması, bu günden sonra iki kat daha fazla emek gerektirir.’ Bize göre eksik olan parça şu; toplum bu konuda bilinçli değil. Yani sadece resmi gazetede tebliğ yayınlamakla, şu tür avcılık yasaktır demekle bunu önleme şansımız yok. Dolayısıyla burada da bu karar alıcıların, duyarlılığı geliştirmek için eğitimi topluma yaymaları lazım. Yani ilkokuldan ortaöğretime her alandaki insanlara bu denizin hayatımızdaki rolünü anlatmak lazım.”

Sempozyumun sonucu kitap halinde dağıtıldı

Konuşmalar ve sunumların ardından proje ile elde edilen fotoğraflar kitap haline getirilerek sempozyuma katılanlara dağıtıldı. Proje ile İzmit Körfezinde faaliyet gösteren ticari, amatör ve sportif balıkçılığın mevcut durumunu ortaya koyarak bundan sonraki süreçte gerçekleştirilecek balıkçılık faaliyetlerinin sürdürülebilir yönetiminin sağlanması amaçlandı.
Kaynak: İHA