'Doğu'da Nereyi Kazsanız Çanakkale Gibi Şüheda Çıkar'

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Süslü: 'Doğu Anadolu'da dünya tarihindeki en büyük katliamlar yapıldı, 1,5 milyona yakın insan katledildi. Kendilerini sahaya süren Ruslar bile Ermenilere 'Bu kadar katliamı biz bile tarihte hiç yapmamıştık' diyecek kadar ileri gittiler. Toplu katliamların bazıları şehitlik haline getirildi ama Doğu'da nereyi kazsanız Çanakkale gibi şüheda çıkar' Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sinever Esin Dayı: 'Halk, buradan ordu çekilince savunmasız kaldığı için kendi kaderini kendisi kontrol etmek, yönlendirmek durumunda kalmıştır. İlk Kuvayımilliye teşkilatının burada kurulduğunu görüyoruz çünkü ordu yok'

GÜNAY NUH - Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Süslü, bir asır önce Doğu Anadolu'da dünya tarihindeki en büyük katliamların yapıldığını ve 1,5 milyona yakın insanın katledildiğini belirterek, "Toplu katliamların bazıları şehitlik haline getirildi ama Doğu'da nereyi kazsanız Çanakkale gibi şüheda çıkar." dedi.

Prof. Dr. Azmi Süslü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1. Dünya Savaşı sonrası Rus işgaline giren Kars, Ardahan ve Batum'dan oluşan "Üç Sancak"ın kurtarılması için 100 yıl önce 3-5 ile 7-9 Ocak 1919 tarihlerinde yapılan Ardahan Kongreleri'nin yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

Tarihte Çanakkale ve Ardahan'da yaşananlar arasında çok büyük benzerlikler olduğunu belirten Süslü, şunları kaydetti:

"Çanakkale'de yedi düvele karşı mücadele edildi. Ardahan da bunun minyatür bir örneği, nereyi kazarsanız hep şehitler çıkar. Bunların çoğu da kadın, kızlara ait bulgulardır. Çanakkale'de herkes savaşırken Kars'ta, Ardahan'da da Ruslara, Ermenilere karşı aynı mücadele verildi. Doğunun birçok ilinde olduğu gibi Ardahan'da da toplu mezarlar var."

Süslü, birtakım hayallerle Çanakkale ve Anadolu'nun işgal edilmek isteyenlerin başarılı olamadığını vurgulayarak, o dönem batırılmaz denilen gemilerin Çanakkale'de Mehmetçik tarafından batırıldığını anlattı.

- "Kimi Hindu, kimi bilmem ne bela"

"Akif'in dediği gibi kimi Hindu, kimi bilmem ne bela" diyen Süslü, şöyle devam etti:

"Çanakkale ve Ardahan'da çok büyük benzerlikler görüyoruz. Birisi yıllardır paylaşılamayan Osmanlı'yı yıkmak için boğazları ele geçirmek, diğeri bu bölgeyi. İtilaf devletleri dediğimiz İngiltere patronluğunda Anadolu'daki tabirle alayı birden Çanakkale'ye üşüştüler ama başaramadılar. Denizde, havada ve karada. Üstelik çağın en büyük gemileriydi, kralların isimlerini taşıyorlardı. Batırılamaz denilen o gemileri Mehmetçik suya gömdü. Doğu Anadolu'da dünya tarihindeki en büyük katliamlar yapıldı, 1,5 milyona yakın insan katledildi. Kendilerini sahaya süren Ruslar bile Ermenilere 'Bu kadar katliamı biz bile tarihte hiç yapmamıştık' diyecek kadar ileri gittiler. Toplu katliamların bazıları şehitlik haline getirildi ama Doğu'da nereyi kazsanız Çanakkale gibi şüheda çıkar."

Süslü, bu süreçte bölgede düzenlenen Ardahan kongrelerinde alınan kararların vatanın kurtarılması için önem arz ettiğini söyledi.

- "Milli mücadele yurdun doğusundan başladı"

Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sinever Esin Dayı da milli mücadelenin ilk olarak yurdun doğusunda başladığına işaret ederek, "Anadolu'da ilk Müdafa-i Hukuk Cemiyeti 5 Kasım 1918 Kars'ta kuruluyor. Bundan sonra ilk Kars Kongresi düzenleniyor. Milli mücadele ilk olarak yurdun doğusundan başladı. Halk, buradan ordu çekilince savunmasız kaldığı için kendi kaderini kendisi kontrol etmek, yönlendirmek durumunda kalmıştır. İlk Kuvayımilliye teşkilatının burada kurulduğunu görüyoruz çünkü ordu yok. Ordunun olmadığı yerde milis kuvvetleri, Kuvayımilliye teşkilatı vardır." dedi.

Dayı, Osmanlı'dan sonra Anadolu'da kurulan ilk hükümetin "Cenubi Garbi Kafkas Hükumeti" olduğunu belirterek, bu hükumetin de söz konusu dönemde Ardahan'da kurulduğunu hatırlattı.

Bu kentin bir serhat şehri olduğu için hükümetin burada kurulduğunu dile getiren Dayı, şu ifadeleri kullandı:

"Neden Ardahan'da dersek, Ardahan bir sancak. Burada ordunun net desteğini görüyoruz. 3. Tümen Komutanı Halit Paşa 1. Ardahan Kongresi'ne katılıp açılış konuşmasını yapıyor, çok cesur kararlar alınıyor, kesinlikle Mondros Mütarekesi şartları kabul edilmiyor. Bu ne demek; İstanbul hükümetinin kabul ettiği bu şeyi biz kabul etmiyoruz çünkü buradaki insanların canı yanıyor, toprakları işgal ediliyor, bağımsızlıklarını kaybediyorlar. Dolayısıyla mütarekeyi tanımıyorlar ve silah teslimini asla kabul etmiyorlar."

- "Üç sancak"taki milis güçler ana vatan ve Kafkasya için mücadele etti

Anadolu'da kurulan bütün cemiyetlerin bölgesel kurtuluşu sağlamayı amaçladığını ancak "üç sancak" olarak tabir edilen Kars, Ardahan ve Batum'u kapsayan Elviye-i Selase'de kurulan Kuvayımilliye teşkilatındaki milis güçlerin Kafkasya'nın yanı sıra Anadolu'nun da kurtuluşu için mücadele verdiğine işaret eden Dayı, "Doğu'da ana vatanı düşman işgalinden kurtarmak için mücadele veriliyor ve Cenubi Garbi Kafkas Hükümetince çeşitli kararlar alınıyor. Bunlar çok önemli kararlardır ve hemen tatbik ediliyor çünkü zamanları sınırlı." bilgisini paylaştı.

Dayı, bu hükümetin başkanının Cihangirzade İbrahim Bey olduğunu, parlamentosu, bakanları ve ordusu bulunduğunu anlatarak, söz konusu dönemde Cihangirzade İbrahim Bey'in bölgeyi kurtarmak için mücadele ettiğini aktardı.

İlk milli teşkilatlanmanın bölgede kurulduğunu anlatan Dayı, sözlerini şöyle tamamladı:

"Söz konusu teşkilatlanmanın ve örgütlenmenin bütün Anadolu'daki milli mücadeleye katkısı oldu. O dönem verilen mücadele sayesinde halk bu bölgeyi terk etmeyip vatanını düşmana karşı savundu. Bu vesile ile bölgedeki tüm şehitleri rahmetle anıyorum."
Kaynak: AA