Bilirkişilik Çalıştayı

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit: 'Geciken adalet, adalet değildir. Bu nedenle mahkemelerin etkinliği, ilerleyebilirliğinin artırılması ve yargılama sürelerinin kısaltılması, toplum ve devlet hayatı açısından yaşamsal öneme sahiptir' 'Son yıllarda yaşanan deneyimler ve kamuoyunun yakından izlediği gelişmeler, bağımsız, konusunda uzman ve güvenilir bilirkişilere ya da bilirkişi kurumlarına adalet sisteminin büyük ihtiyacı olduğunu göstermektedir'

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Geciken adalet, adalet değildir. Bu nedenle mahkemelerin etkinliği, ilerleyebilirliğinin artırılması ve yargılama sürelerinin kısaltılması, toplum ve devlet hayatı açısından yaşamsal öneme sahiptir." dedi.

Cirit, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünce düzenlenen "Bilirkişilik Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, bilginin insanlık tarihi boyunca önemli bir etken olduğunu ve öncü bilgilere sahip toplumların hızlı ilerleme kaydettiğini bildirdi.

Bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin, toplumun her öğesini bilgi odaklı hale getirdiğini belirten Cirit, "Bilginin bu kadar önem taşıdığı bir çağda hakimin yardımcısı konumunda olan bilirkişinin, adalet hizmetlerinin daha iyi yürütülebilmesinde hayati rolü bulunmaktadır." diye konuştu.

- Bilirkişilik Kanunu

Bilirkişinin gerekli tecrübe ve bilgiye sahip olmamasının hatalı kararlar verilmesine yol açacağına ve toplumun yargıya güvenini azaltacağına işaret eden Cirit, şunları söyledi:

"3 Kasım 2016'da 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu kabul edilmiş ve bilirkişilerin nitelikleri, eğitimi, seçimi ve denetimine ilişkin usul ve esasların belirlenmesiyle, bilirkişilik için etkin bir kurumsal yapı oluşturulması hedeflenmiştir. Şu husus unutulamamalıdır ki kanunda öngörülen sistem ne kadar iyi olursa olsun, iyi uygulanmadığı sürece sadece kanun değişiklileriyle başarılı sonuç alınmayacağı öngörülmektedir."

Cirit, Bilirkişilik Kanunu'nun geliştirilmesi gerektiğini belirterek, "Sürdürülen bu tarz çalışmaların uygulamada yaşanan sorunların çözümüne önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum." ifadesini kullandı.

Soruşturma sırasında arama, el koyma, gizli tanıklık ve dinleme gibi koruma tedbirlerinin yakın geçmişte hukukçular ve kamuoyunun gündemini yoğun şekilde meşgul ettiğini anlatan Cirit, şunları kaydetti:

"Son yıllarda yaşanan deneyimler ve kamuoyunun yakından izlediği gelişmeler, bağımsız, konusunda uzman ve güvenilir bilirkişilere ya da bilirkişi kurumlarına adalet sisteminin büyük ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Bazı hallerde konunun teknik yönden çok karmaşık olması, neredeyse hükmün bilirkişi tarafından verilmesi sonucunu doğurabilmektedir."

- "Geciken adalet, adalet değildir"

Adalet sisteminin doğru işlememesinin toplum düzeni ve barışı bozacağına işaret eden Cirit, "Geciken adalet, adalet değildir. Bu nedenle mahkemelerin etkinliği, ilerleyebilirliğinin artırılması ve yargılama sürelerinin kısaltılması toplum ve devlet hayatı açısından yaşamsal öneme sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.

Davaların makul sürede bitirilmesi konusunun sorunlu bir alan olduğuna dikkati çeken Cirit, şu ifadeleri kullandı:

"30 Eylül 2018 itibarıyla ihlal kararlarının yüzde 76'sı adil yargılamayla ilgilidir ve bunların yüzde 80'i yargılamada makul sürenin aşılması nedenlerine dayanmaktadır. Bu nedenle resmi bilirkişimiz olan adli tıp raporları başta olmak üzere, bilirkişi inceleme süreçlerinin hızlı şekilde gerçekleştirilmesi adil yargılama bakımından büyük önem taşımaktadır."

Cirit, "yargı reformu" adı altında yapılan çalışmaların yapısal değişiklikleri de hedeflediğine değinerek, "Yargı sistemimizdeki sorunların çözümü ancak ve ancak kurumlar arası iş birliği ve bütünsel bakış açısıyla mümkün olabilir." diye konuştu.

- Yargıda reform yılı

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise 2019'un "yargıda reform yılı" ilan edildiğini, bu sürece tüm hukukçuların destek vermesi gerektiğini söyledi.

"Hakikatin ışığı, ancak düşüncelerin çarpışmasından gelir. Bu, mesleğimizin özü ve temelidir." diyen Feyzioğlu, şunları kaydetti:

"Birbirimizi daha iyi tanıdığımız ve doğruya ulaştığımız bir sürecin içinden geçtiğimizi ve daha da güzele ulaşacağımızı umut ediyorum. İfrat ile tefrit arasında kalmak yerine makulde buluşmak önemli. Gerek hukukta gerek cezada, hakimin genel hukuki bilgisiyle bilmesini beklemediğimiz alanlarda, konuyu bilen avukatlar hiç kuşkusuz hakimin en yakın yardımcısı olacaktır."
Kaynak: AA