Çorum'dan Kısa Kısa

Sarı, yaptığı yazılı açıklamada, Çorum'da yetiştirilen sert ve yumuşak çekirdekli meyvelerde görülen hastalık ve zararlılara karşı sonbahar ve ilkbahar aylarında tedbirler alınması gerektiğini hatırlattı.

Meyve ağaçlarının yaprak dökme ile ilkbaharda gözlerin patlama devresine kadarki dönemde hastalık ve zararlı etmenlerin musallat olabildiğini bildiren Sarı, "Sonbaharda veya erken ilkbaharda toprak işlemesi yapılarak, toprakta kışı geçiren bazı canlıların yuvası bozulmalı, yabancı otlar yok edilmelidir. Yabancı otlar üzerinde bazı canlılar kışı geçirebilmekte, yabancı otların çok olduğu bahçelerde fareler fidan köklerine zarar verebilmektedir. Bu nedenle bu dönemde yabancı otlar yok edilmelidir. Budama yapılarak budama artıkları, yere dökülen yaprak ve meyveler, kuruyan dallar toplanıp imha edilmelidir. Bu şekilde bahçedeki etmenlerin popülasyonu azaltılmış, baharın daha az ilaçlama yapmış oluruz." ifadelerini kullandı.

İlkbaharda havaların ısınmasıyla hastalık ve zararlı etmenlerin kışladıkları yerden çıkarak ağacın dal, sürgün, yaprak ve meyvelerine zarar vermeye başladıklarını belirten Sarı, kış döneminde hastalığın ortaya çıkmasını veya zararlının ekonomik zarar eşiğine ulaşmamasına engel olmak için kimyasal mücadele yerine entegre mücadeleye ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti.

- "Yoklama" çağrısı

Çorum'da 2001 yılı doğumlu gençlerin "askerlik yoklaması" yaptırması gerektiği belirtildi.

Valilikten yapılan yazılı açıklamada, 2001 yılında doğan kişilerin 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle askerlik çağına ulaştığı bildirildi.

Askerlik çağına ulaşan kişilerin yanı sıra önceki yıllarda yoklaması "ertesi yıla terk" kararı verilen askerlik yükümlülerinin de 1 Ocak - 31 Aralık 2020 tarihleri arasında e-devletten ya da bağlı bulunduğu Askerlik Şubesinden yoklama yaptırabileceğinin aktarıldığı açıklamada, mazeretsiz olarak yasal süresi içinde yoklamasını yaptırmayan, mazeretlerini belirten belgeleri askerlik şubelerinde veya yurt dışı temsilciliklerinde bulundurmayan yükümlülerin 7179 Sayılı Askeralma Kanunu gereğince yoklama kaçağı işlemine tabii tutulacağı vurgulandı.

- Doğum personeline "canlandırma" eğitimi

Çorum Sağlık Müdürlüğünce kamu ve özel hastanelerin doğum personeline yönelik "canlandırma" eğitimi verildi.

İl Sağlık Müdürlüğü konferans salonunda yapılan eğitime kentteki 6 kamu ve 2 özel hastaneden 48 doğum personeli katıldı.

İl Sağlık Müdürü Ömer Sobacı, eğitimin ardından katılımcılara sertifika verdi.

Sobacı, sertifika töreninde yaptığı konuşmada, yeni doğanlarda asfiksiye bağlı ölümlerin ve sekellerin önlenmesi amacıyla 1998 yılından bu yana yeni doğan canlandırma programı yürütüldüğünü söyledi.

Program Kapsamında yurt çapında doğum salonunda çalışan ve yeni doğana yönelik girişimde bulunan tüm sağlık çalışanlarına "yeni doğan canlandırma uygulayıcı eğitimleri" verildiğini dile getiren Sobacı, bu kapsamda Çorum'da da eğitim yaptıklarını kaydetti.

-TÖMER Türkçe Kursu tamamlandı

Hitit Üniversitesi (HİTÜ) Türkçe ve Yabancı Dil Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezince (TÖMER) düzenlenen Türkçe Kursu B2 Kurunu başarıyla tamamlayan öğrencilere sertifikaları verildi.

Sosyal Yaşam ve Kültür Merkezinde TÖMER'in tanıtım filminin gösterimiyle başlayan sertifika töreninde, uluslararası öğrencilerden bazıları şiir dinletisi sunarken, Gineli bir öğrenci kendi yazdığı Türkçe rap şarkıyı seslendirdi.

HİTÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, törende yaptığı konuşmada TÖMER’in ilk eğitiminde 8 uluslararası öğrencinin sertifika almaya hak kazandığını söyledi.

Bir dili öğrenmenin en iyi yolunun, o dilin kendi kültürünün yaşadığı ortamda bulunmak olduğunu belirten Öztürk, "Sizi zenginleştiren, olgunlaştıran, hayata bakışınızı sağlamlaştıran eğitim hayatınızı hazırlamak adına elimizden geleni yapacağız. 8 arkadaşınıza sertifikasını vereceğiz ama daha çok 8'ler olacak. Bunlar 80 olacak, 800 olacak. Şimdi ilk olduğunuzdan dolayı bizim için çok kıymetlisiniz." dedi.

Uluslararası öğrenciler adına konuşan Gufran Elfaris ise dünyanın farklı ülkelerinden eğitim almak için Çorum'a gelmekten mutluluk duyduklarını belirterek "Türkçe'nin kaynağında bulunduğumuz Türkiye'de yaşadığımız için kendimizi çok şanlı hissediyorum. Bu şansla birlikte Anadolu kültürünü, tarihi ve Türk milletini tanıma fırsatımız oldu." diye konuştu.