Hamza Kurt: Konut faizlerinde görülen gerileme inşaat sektörüne güveni artırdı

SOF Şirketler Grubu’nun kurucusu Hamza Kurt, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının Temmuz ayında faizleri düşürmesinin ve ardından konut faizlerinde görülen gerileme inşaat sektörüne güvenin artmasına büyük katkı sağladığını söyledi.

Hamza Kurt: Konut faizlerinde görülen gerileme inşaat sektörüne güveni artırdı
SOF Şirketler Grubu'nun kurucusu Hamza Kurt, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının Temmuz ayında faizleri düşürmesinin ve ardından konut faizlerinde görülen gerilemenin inşaat sektörüne güvenin artmasına büyük katkı sağladığını söyledi.

Gıda, tekstil ve inşaat sektörlerini tek çatı altında toplayan SOF Şirketler Grubu'nun kurucusu Hamza Kurt ile inşaat ve tekstil sektörünün son durumunu ve şirket faaliyetlerini konuştuk.

*Faizler ve enflasyon, inşaat sektörüzü nasıl etkiledi?

-Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının Temmuz ayında faizleri düşürmesi ve ardından konut faizlerinde görülen gerileme inşaat sektörüne güvenin artmasına büyük katkı sağladı. Örneğin 'İnşaat Sektörü Güven Endeksi', Eylül'de 59 ile son 13 ayın zirvesine çıktı. Şu anda olumlu bir seyir var diyebiliriz.

*Sizin için 2019 yılı nasıl geçti?

-Zorlu aşamalar tabii ki oldu ancak bunun kötüye değil iyiye gitmesi adına çalışmalarımız her daim devam etti.

Hamza Kurt: Konut faizlerinde görülen gerileme inşaat sektörüne güveni artırdı

*2020 inşaat sektörü için verimli geçecek mi?

-Tabii ki temennimiz ve umudumuz verimli geçmesi yönünde. Faizlerin düşmesi ile 2019 yılının üçüncü çeyreğini inşaat sektöründe güvenoyu yüzde 60'lara kadar çıktı. Bununla birlikte faaliyetlerimiz hızlandı. Aynı ivme ile 2020 yılında da devam etmeyi hedefliyoruz.

*Projeleriniz genel olarak yatırım amaçlı mı, oturum amaçlı mı tercih ediliyor?

Bizim projelerimiz genel itibariyle kamusal ve idari alanları kapsıyor. Dolayısıyla projelerimiz yatırım ve oturum amaçlı sınıfa girmiyor.

*Gayrimenkule yatırım yapmak isteyen kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?

-Gayrimenkul fiyatlarının oldukça düştüğü bir dönemdeyiz. O nedenle şu anda gayrimenkule yatırım yapmak faiz ve dövize yatırım yapmaktan daha akıllıca olacaktır.

Hamza Kurt: Konut faizlerinde görülen gerileme inşaat sektörüne güveni artırdı

'NE ÇİN NE DE İNGİLTERE PAMUĞU BİZİM KADAR KALİTELİ YETİŞTİREMİYOR'

*Hamza Bey biraz da tekstil sektöründen bahsedelim. Türkiye'nin tekstil ürünleri kaliteli mi? Avrupa'nın Türkiye'yi tercih etmesinde kalite yeterli oluyor mu?

-Tekstil üretiminde kaliteye çok önem verildiğini söyleyebilirim. Yerli tekstil sanayimizde oldukça kaliteli ürünler üretiliyor. Ancak kalite kadar marka olarak öne çıkmak da önemli. Ticarette şahsi fikrimi sorarsanız, iletişim, kendinizi tanıtma biçiminiz her şeyin başında gelir. Siz ne kadar şeffaf, ne kadar direkt ve samimi bir iletişim benimserseniz, ne kadar ulaşılabilir olursanız o denli öne çıkarsınız. Türkiye tekstilde tüm dünya için vazgeçilmezliğini koruyor ve bunu da kimselere kaptırmaz. Sebebi de bilinenin aksine işçilik maliyetleri falan da değil. Sebebi sahip olduğumuz çok verimli topraklar da iklimle tam uyumlu pamuk yetiştiriciliği... Ne Çin ne de İngiltere pamuğu bizim kadar kaliteli yetiştiremiyor, sadece Hindistan pamuğu Türk pamuğuna yakın, onlarda da Türk sanatı ve işçiliğine yetişecek altyapı ve tecrübe olmadığından. Türkiye tekstil anlamında dünyanın vazgeçilmezi. Tabiki bu doğal seleksiyona güvenip rehavete kapılmamalıyız, bizim de eksiklerimiz var, mesela markalaşmak. Bizim en büyük eksiğimiz... Dünya markaları ürünlerini Türkiye'de ürettiyor, halbuki bizim de markalar yeşertmemiz gerek. Bunu başaran çok değerli firmalarımız da var fakat yetmez. Devlet eliyle ve şirketlerimizin kendi çabaları ile markalaşma üzerine ar-geye odaklanmalı. İnanıyorum ki bunu başarırsak, tekstil liderliğimizi açık ara farkla koruruz.

*Ar-ge faaliyetlerine odaklanmanın gerekliliğinden söz ettiniz. Sizce Ar-Ge, pazarlamadan daha mı önemli?

Kesinlikle öyle. Günümüzde birçok şirket Ar-Ge'den ziyade pazarlamaya yatırım yapıyor. Ar-Ge'den kısıp orta halli ürünler geliştirmek ve bunları deli gibi pazarlamak yerine son derece kaliteli ancak nicelik olarak daha az mal üretmeyi tercih ederim.

*Peki tekstil sektöründe ne gibi sorunlar yaşanıyor? Çözüm önerileriniz nelerdir?

-Bizim ülkemizde tekstilin üretim aşamalarında bir yeknesaklık problemi var. Üretilen bir parça giysinin aksesuarlarının her birinin üreticisi farklı. Bu da üretim süresini uzatmakla birlikte maliyeti yükseltiyor. Bunu iyi yönde değiştirmek için üreticinin bu sektöre yönelik ihtiyaçları bir arada çözecek bir hizmet vermesinin faydalı olacağına inanıyorum.
Ek olarak piyasadaki kalifiye eleman sayısının azlığı işçi maliyetlerini yükseltiyor. Bu alandaki meslek okullarının sayısının artırılması ve kaliteli eğitim verilmesi gerekmektedir.

*Piyasadaki Çin mallarının çokluğu sektörü nasıl etkiliyor?

-Çin malı ürünler oldukça ulaşılabilir ve standart bir üründen daha uygun fiyatlı. Ancak bu uygunluğun karşılığında düşük kalite bulunuyor. Maalesef Çin malı ürünlerin bir miktar aldatıcı olması söz konusu. Bu da haliyle sektörü olumsuz etkiliyor. Tüketiciyi yanlış tercihe yönlendiriyor.

*Üretiminizin tamamını kendi bünyenizde mi gerçekleştiriyorsunuz?

Üretimin çoğunluğunu kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Yalnız üretemediğimiz birkaç tip aksesuarı dışarıdan temin ediyoruz.

*Üretim kapasiteniz nedir?

-Atölyelerimizde toplamda 259 kişiye istihdam sağlıyoruz. Talep edilen ürün cinsine ve modeline göre kişi başı üretim kapasitesi değişmektedir.

*Bundan sonrası için projeleriniz neler, farklı bir düşünceniz var mı?

-Şu anki hedefimiz, yeni projelerden ziyade bu sektörde maksimum hızı ve kaliteyi, iyi hizmet eşliğinde müşterilerimize sunmak. Biliyorsunuz, ticarette esas olan kâr elde etmektir. Kâr etmediğiniz, veya etmeyi hedeflemediğiniz bir iş yapıyorsanız tacir değilsinizdir. Ancak bizim bundan daha yukarıda tuttuğumuz bir prensibimiz var. O da ülkemizin daha yüksek düzeyde kalkınmasına katkı sağlamak. Üretmeden kalkınamayız. Dolayısıyla yeni sektörlere açılmayı tabii ki hedefliyoruz. Ancak önce, deyim yerindeyse, içinde bulunduğumuz işin hakkını vermek gerekir diye düşünüyorum.

*Yani önceliğiniz, kendi sektörünüzün duayeni olmak diyorsunuz. Peki bu hedef için nasıl bir motivasyona sahipsiniz?

Buradaki en büyük motivasyonumuz, “ne oldum” demeden çalışmak. İnsan kazandıkça, “Her şeyi ben bilirim” sanıp elindeki serveti tehlikeye düşürebiliyor. Bu hataya düşmeden ilerlemeye, daha fazlası olmaya odaklanmak bizi kamçılıyor. Manevi motivasyonumuz ise, yukarıda da söylediğim gibi tabii ki ülkeye, ekonomiye hizmet etme arzusu.

HAMZA KURT KİMDİR?

Hamza Kurt gıda, tekstil ve inşaat sektörlerini tek çatı altında toplayan SOF Şirketler Grubu'nun kurucusu. Genç iş adamı, ticarete 1944'ten bu yana sürdürülen ve aile mesleği olan fırıncılık ile başladı. Aile şirketi bünyesinde, fırınclığa unlu mamul üretimi ve lokantacılık da eklendi. SOF Grup, bugün günde 50.000 ekmek üretimi ile Ankara'ya ve civar illere dağıtım yapmakta ve Erzurum'a ait olan cağ kebap lezzetini bütün orijinalliğiyle başkente getirerek bugün oldukça popüler olan Steak House kültürünün bayrak taşıyıcısı olarak hizmet vermekte.

Kamusal ve özel birçok proje yürüten OFS Mimarlık ve Kurt'un şahsen yürüttüğü SOF Tekstil, SOF Grup bünyesinde bulunan diğer şirketler arasında. SOF Grup'un inşaat alanında faaliyet gösteren şirketi OFS Mimarlık; ticari ilişkilerindeki iş ahlakı, ticari etik değerlere bağlılığı temelinde kazandığı müşteri memnuniyeti ile takdir toplamakta ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Devlet Demiryolları (TCDD Taşımacılık A.Ş.), Ankara İl Özelleştirme Daire Başkanlığı gibi birçok kamusal ve özel kurum ile ortak proje yürütmekte. OFS mimarlık, son yıllarda Türkiye'nin içerisinden geçtiği kriz dönemlerinde gösterdiği dürüst, dengeli ve kaliteli üretim prensibi ile dikkat çekiyor.
Kurt'a göre OFS Mimarlık, ülke ekonomisindeki ve özellikle inşaat sektöründeki dalgalanmalara rağmen dimdik ayakta durmabilmesini ülkeye hizmet etmeyi kar elde etmekten daha üstün bir amaç olarak görmeye borçlu.

Özel Röportaj: Burcu Turan