TİHEK'e Başvurdu, 'Dumansız Koğuşa' Kavuştu

Türkiye'de insan haklarının geliştirilmesi, kötü muamele ve ayrımcılığın önlenmesine yönelik çalışma yürüten Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu, Ağrı'daki cezaevinde kaldığı koğuşta sigara içilmesinden rahatsız olan başvurucunun talebi üzerine 'dumansız' koğuş oluşturulmasını sağladı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kurul Üyesi Mehmet Altuntaş: 'Ağrı'daki cezaevinde tutulan bir başvurucu kendisi dahil 12 kişinin sigara kullanmadığını ancak koğuşundaki diğer kişilerin sigara içtiğini, bunun sağlığını olumsuz etkilediğini bize iletti. Kurumla yaptığımız yazışmalar sonucu sigara içilmeyen iki koğuş oluşturuldu ve sigara içmeyenler bu koğuşa alındı' 'Cezaevlerimizde, geri gönderme merkezlerinde genel bir değerlendirme yaparsak çok büyük gelişmeler var. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulduktan sonra standartlarda çağ atlandı, bir devrim gerçekleşti'

CEMAL AŞAN - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Kurul Üyesi Mehmet Altuntaş, Ağrı'daki cezaevinde kaldığı koğuşta sigara içilmesinden rahatsız olan başvurucunun talebi üzerine "dumansız" koğuş oluşturulduğunu söyledi.

İnsan haklarının geliştirilmesi, ayrımcılıkla mücadele, ulusal önleme mekanizmasının oluşturulması amacıyla 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu kapsamında kurulan TİHEK, heyetler aracılığıyla kişilerin özgürlüğünden alıkonulduğu veya koruma altına alındığı merkezlerde işkence ve kötü muamelenin önlenmesine yönelik haberli ve habersiz ziyaretler gerçekleştiriyor.

Doktor, psikolog, hukukçu ve kurum uzmanlarından oluşan heyet üyeleri, ziyaretler sırasında kurum temsilcileri ve orada tutulan kişilerle görüşerek rapor hazırlıyor ve eksikliklerin giderilmesine yönelik girişimlerde bulunuyor.

Bu kapsamda cezaevlerinde de incelemelerde bulunan TİHEK, Ağrı'daki cezaevinde kaldığı koğuşta sigara içilmesinden rahatsız olan başvurucunun talebi üzerine iki "dumansız" koğuş oluşturulmasını sağladı.

- "Özel ve kamu kurumlarına 15 bin liraya kadar ceza verebiliyoruz"

TİHEK Kurul Üyesi Mehmet Altuntaş, AA muhabirine, kurumun görev ve yetkileri kapsamında nezarethane, geri gönderme merkezi, huzurevleri, bakım merkezleri, çocuk yuvaları gibi kurumlara giderek inceleme yaptıklarını söyledi.

Kurumun genel olarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesine dair görev yetkisinin bulunduğunu belirten Altuntaş, sivil toplum kuruluşları ile kamu kurumları arasında köprü görevi yaptıklarını, sivil toplum kuruluşlarının insan hakları alanındaki tavsiyelerini alarak ilgili kurumlara ilettiklerini dile getirdi.

Aynı zamanda ayrımcılıkla mücadele görevlerinin de olduğunu anlatan Altuntaş, bu bağlamda kamu ve özel sektörden gelen, 6701 sayılı kanunda sayılan ayrımcılık temelleri kapsamında her türlü ayrımcılık iddialarını değerlendirerek, tespit edilen ihlallerle ilgili bin liradan 15 bin liraya kadar idari para cezası verme yetkilerinin olduğunu vurguladı.

Ulusal önleme mekanizması kapsamında da başvuru aldıklarını, cezaevlerinden de kuruma dilekçelerin gönderildiğini ifade eden Altuntaş, şunları kaydetti:

"Şikayetlerle ilgili kurumlardan bilgi aldıktan sonra çözümü için gerekli girişimlerde bulunuyoruz. Habersiz ziyaretlerin ardından kurumda kalan tutuklu ve hükümlülerle, idareyle görüşüyoruz. Tespit ettiğimiz sıkıntılar varsa iletiyoruz. Daha sonra hazırlanan raporları yıllık olarak Cumhurbaşkanlığına, TBMM Başkanlığına, İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonuna gönderiyoruz. Kurumumuz 2019 yılı içinde ulusal önleme mekanizması kapsamında 470 başvuru aldı. 2017'de 6, 2018'de 30 ve 2019'da 24 olmak üzere 60 ziyaret yaptık. Bunların bir bölümü habersiz ziyaret. İnsanlar kuruma gelerek ya da sitemizdeki form aracılığıyla yaşadıkları sıkıntılarla ilgili müracaat edebiliyor."

- "Standartlarda çok büyük iyileşmeler var"

Türkiye'de son zamanlarda göçle ilgili büyük bir sorun yaşandığını anımsatan Altuntaş, Irak ve Suriye'deki çatışmalar, Afganistan ve Orta Asya'nın bazı ülkelerindeki ekonomik sıkıntılardan dolayı yoğun göç olduğunu ifade etti.

Bunun etkilerinin en çok görüldüğü illerden birinin Van olduğunu, her gün yüzlerce insanın sınırdan ülkeye giriş yapmaya çalıştığına dikkati çeken Altuntaş, şöyle konuştu:

"Gelenler geri gönderme merkezinde tutuluyorlar. Fiziki koşulları genel olarak iyi. Ülkemizdeki mülteci ve sığınmacılarla ilgili Türkiye'nin yaptıklarını çok iyi anlatamıyoruz. Avrupa ve Batı ülkeleri 100-150 mülteci sınıra dayandığında feryat ediyor. Bizim ülkemizde 4 milyon sığınmacı var. Bunların eğitimlerinden barınmalarına, beslenmelerine kadar her ihtiyaçları karşılanıyor. Ülkemiz gurur duyulacak bir iş yapıyor ama bunu anlatamıyoruz."

Ülke genelinde cezaevi standartlarında çok büyük iyileşmelerin yaşandığını, hem yeni yapılan hem de yapımı süren cezaevleriyle bu standartların daha da yükseleceğini belirten Altuntaş, Avrupa'daki en iyi ülkenin cezaevi standartlarından daha iyi imkanlara sahip olacağına inandığını vurguladı.

Türkiye'de insan hakları ve demokrasinin gelişmesi için kurum olarak gereken çabayı gösterdiklerini söyleyen Altuntaş, "Cezaevlerimizde, geri gönderme merkezlerinde genel bir değerlendirme yaparsak çok büyük gelişmeler var. Göçle ilgili bir genel müdürlük kurulmadan önce Emniyet Genel Müdürlüğü bakıyordu. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulduktan sonra standartlarda çağ atlandı, bir devrim gerçekleşti. İnsanlara bir otel konforunda tutulma imkanları sağlanıyor." ifadelerini kullandı.

- "Dul kadına ev kiralamayan emlakçı ve ev sahibine 3 bin lira ceza verdik"

Kurumun ayrımcılık, inanç özgürlüğü ve kötü muamele gibi birçok alanda karar verdiğini belirten Altuntaş, şu bilgileri verdi:

"Ayrımcılık iddiasıyla ilgili Eskişehir'de dul olan bir vatandaşımız oğluyla bir ev kiralamak istiyor. Ev sahibi ve emlakçı 'Biz dula ve bekara ev kiraya vermiyoruz.' diyor. Bunu kendileri beyan ettiği için emlakçı ile ev sahibine 3 bin liraya kadar idari para cezası verdik. Bir muhasebe firması, başörtülü ve erkek adayların iş başvurusunda bulunmamasına ilişkin ilan yayımladığı için onu yayımlayan firma ile muhasebe bürosuna idari para cezası kestik.

Zeytinburnu Kaymakamlığına giren tesettürlü bir bayan ve eşi kapıda engelleniyor. Arama yapılmak isteniyor. Eşi kabinde aranabileceğini söylüyor. Bunu yapmayan güvenlik görevlileri hakkında kötü muamele ve inanç özgürlüğüne yönelik ihlal kararı verdik. Cezaevinde tutulan bir başvurucu da kendisi dahil 12 kişinin sigara kullanmadığını ancak koğuşundaki diğer kişilerin sigara içtiğini, bunun sağlığını olumsuz etkilediğini bize iletti. Kurumla yaptığımız yazışmalar sonucu sigara içilmeyen iki koğuş oluşturuldu ve sigara içmeyenler bu koğuşa alındı."
Kaynak: AA