'Avrupa Birliği Ülkelerinin Sınırları, Türkiye Tarafından Korunmaktadır'

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: (3) 'Terör örgütlerini meşrulaştıran sözler söyleyenler, eğer siyasi namustan bahsediyorsa önce kendi sözleri konusunda öz eleştiri vermelidir' 'Avrupa Birliği ülkelerinin sınırları ve demokrasileri, Türkiye tarafından korunmaktadır' 'Biz nasıl DEAŞ'tan bahsederken Araplar demiyorsak, Arapların terör örgütü diye bahsetmiyorsak, PYD/YPG için de Kürtler denmemesi gerekir' 'PYD/YPG'den 'Kürtler' diye bahsedenler, Kürtlerin kendi projelerinin birer lejyoneri olması için yaklaşım içerisindedirler. Bu, Kürt kardeşlerimize yapılmış en büyük haksızlık, iftiradır'

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Terör örgütlerini meşrulaştıran sözler söyleyenler, eğer siyasi namustan bahsediyorsa önce kendi sözleri konusunda öz eleştiri vermelidir." dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Demokrasiler açısından siyasi namusun en temel ilkesinin teröre karşı olmak olduğunu belirten Çelik, demokrasinin kurallar ve kurumlar içerisinde siyasetin yapılması, gücün dağıtılması ve gücün el değiştirmesi olduğunu ifade etti. Çelik, bunu şiddet yoluyla yapmaya çalışan terör örgütlerinin demokrasinin en büyük düşmanı olduğunu dile getirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "YPG terör örgütü değil. Vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum." sözlerine değinen Çelik, "Sayın Kılıçdaroğlu'na YPG'nin nasıl bir örgüt olduğunu tekrar hatırlatma ihtiyacı hissediyoruz. Sizin 'terör örgütü değil' dediğiniz bu organizasyon, son Barış Pınarı Harekatı takviminden itibaren sadece hudutlarımızdaki yerleşim yerlerine bu terör örgütü unsurları tarafından bin kadar havan, top, roket saldırısı olmuştur. Bu organizasyonun saldırıları karşısında 20 şehit verdik, 187 yaralı masum, sivil vatandaşımız var. Şu ana kadar icra edilen harekatta 7 kahraman askerimiz şehit oldu, 90 askerimiz yaralandı. Yine kardeşlerimiz olan Suriye Milli Ordusu mensuplarından 96 şehit verdik, 369 kardeşimiz yaralanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

"Bu terör örgütüyle ilgili olarak Kılıçdaroğlu'nun söylediği sözü, siyasi namusun neresine koyacağız?" diyen Çelik, "Sayın Kılıçdaroğlu, bu sözlerle, YPG konusundaki bu angajmanınızla yüzleşmeden, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şan ve şerefini korumak için yürüttüğü müzakerelere liderlik ettiği süreçleri kritik etmek sizin herhangi bir durumda hak ve had meselesi değildir." diye konuştu.

Çelik, Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının utanç verici olduğunu, bunun CHP mensupları tarafından da reddedilmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"CHP Genel Başkanının bu kadar şehit vermemize ve yaralımız olmasına yol açan eylemlere imza atan YPG ile ilgili olarak 'Terör örgütü değildir.' ifadesiyle yüzleşmeden, Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet Başkanı Soçi'de müzakere yürütürken siyasi namustan laf açması önce aynaya bakmasını gerektiren en önemli meseledir. Siyasi namusun en temel ilkesi, terör örgütlerine karşı olmaktır. Terör örgütlerini meşrulaştıran sözler söyleyenler, eğer siyasi namustan bahsediyorlarsa önce kendi sözleri konusunda öz eleştiri vermelidir, bunu açıklamalıdırlar."

- "AB, Türkiye'yi anlamaktan aciz"

Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'yi anlamaktan aciz olduğunu vurgulayan Çelik, bu tavrın ısrarla sürdürülmesinin sağlıklı bir yaklaşım olmadığını söyledi. Çelik, "Avrupa Birliği ülkelerinin sınırları ve demokrasileri, Türkiye tarafından korunmaktadır. Eğer Türkiye, bu göç meselesinde bu kadar yük alan fedakarca insani davranış ortaya koymasaydı, bu kadar insan Avrupa sınırlarına dayanmış olsaydı aşırı sağcıların ve ırkçıların bu göçmenlerin gelişini istismarı karşısında Avrupa demokrasileri yerle bir olacaktı." dedi.

Türkiye'nin sınır ötesinde terör örgütleriyle güçlü mücadele vermesinin, Avrupa'nın güvenliğini sağladığını dile getiren Çelik, müteşekkir olması gereken Avrupa'nın, iki yüzlü tavrının sürdürülebilir olmadığının altını çizdi.

Çelik, şunları söyledi:

"Terörle mücadele konusunda en güçlü desteği vermesi gereken, eğer orada bir toprağın işgali söz konusu ve terör örgütleri tarafından gerçekleşiyor, terör örgütlerinin temizlenmesiyle ilgili olarak en güçlü desteğin Arap Birliğinden gelmesi gerekiyor. Niçin bu sesleri duymuyoruz? Gelinen noktada, Arap Birliği meseleye sadece Arap toprağı üzerinden bakıyorsa, o zaman bu Arap toprağının birtakım terör örgütleri, gerek DEAŞ, gerek YPG/PYD tarafından işgal edilmesi karşısında fiziki mücadeleyi vermesi gereken kendileri değil mi? Ama DEAŞ, PYD/YPG ile fiziki mücadeleyi veren Türkiye'dir."

Burada Arap Birliği'nin destekleyici tutum almak yerine, eleştirel bir tutum aldığını vurgulayan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugün oradaki Arapların korunması konusunda bir hassasiyetten bahsediyorsa Arap Birliği, bu terör örgütlerine karşı Arapları, Kürtleri, Türkmenleri, Müslümanları, Hristiyanları, Ezidileri bütün oradaki halkları koruyan, Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Terör örgütlerine etnik şemsiye biçmeye çalışanlar, Kürt kardeşlerimize de bu dönemde PYD/YPG terör örgütüyle özdeşleştirmek gibi bir siyaset peşinde olmuşlardır. Buna çok dikkat etmek gerekiyor. Biz nasıl DEAŞ'tan bahsederken 'Araplar' demiyorsak, 'Arapların terör örgütü' diye bahsetmiyorsak, PYD/YPG için de Kürtler denmemesi gerekir. Birileri PYD/YPG ile ilgili konuşurken Kürtler diyorsa o zaman DEAŞ ile ilgili konuşurken Araplar gibisinden yanlış bir yaklaşımın içine düşer."

- "Kürt kardeşlerimize yapılmış en büyük haksızlık"

"Kim PYD/YPG'ye 'Kürtler' diye bahsederek atıfta bulunuyorsa şunun bilinmesi gerekir, Kürt kardeşlerimizin en büyük düşmanı bu tabiri kullananlardır." ifadesini kullanan Ömer Çelik, "Onlar aynı PYD/YPG'ye yaptıkları gibi kendi çıkarları için Kürt kardeşlerimizin tamamını birer robot terörist haline getirmeye, kendi vekalet savaşlarının birer lejyoneri haline getirmeye çalışıyorlar. Açık ve net şekilde söylüyoruz, Türkiye Cumhuriyeti devleti, bölgedeki Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin en büyük dostudur. Kürt çocukların bölgeye hançer gibi sokulmuş birtakım terör örgütleri eliyle yürütülmeye çalışılan yabancı projelerin lejyoneri haline getirilmesine müsaade etmeyecek olan da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. PYD/YPG'den 'Kürtler' diye bahsedenler Kürtlerin kendi projelerinin birer lejyoneri olması için yaklaşım içerisindedirler. Bu Kürt kardeşlerimize yapılmış en büyük haksızlık, iftiradır." değerlendirmesinde bulundu.

PYD/YPG gibi terörist unsurların, Kürtleri temsil hakkına sahip olmadığına dikkati çeken Çelik, Kürtlerin, Araplar ve Türkmenlerle bölgede kardeşçe yaşama arzusunda olduğunu, PYD/YPG'nin bu katliamlarından kesinlikle sorumlu olmadığını belirtti.

AK Parti Sözcüsü Çelik, "Kürt kardeşlerimiz PYD/YPG ile bağlantılı olan herhangi bir etiketle etiketlenemez. Bu bölgenin çocukları için o mutlu, nurlu ve soylu geleceği yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi çabalarıyla temin edecektir. Onların, yabancı projelerin aracı haline getirilmesine müsaade etmeyecektir." dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA