'Teknopol İstanbul, Sağlıkta Geleceğin Teknolojilerini İnşa Edecek'

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank: '(Teknopol İstanbul) Kritik teknolojilerde rekabet edebilecek nitelikli insan kaynağını yetiştirme önceliğimizi birebir karşılıyor. Burada yapılacak inovatif çalışmalar, sağlık alanında yetkinliklerimizi artırmanın yanı sıra geleceğin teknolojilerini de inşa edecek' 'Burası, sağlık yazılımından yerli ilaç üretimine, geleneksel tıptan medikal tasarıma varıncaya dek farklı alanlarda ArGe yapmak isteyen girişimcilere ev sahipliği yapacak' 'Sağlık sektörüne yönelik şehir hastaneleri de dahil olmak üzere önemli adımlar attık. Bu sayede Türkiye, büyük bir cazibe merkezi haline geldi' '(Teknopol İstanbul) Hem sektörün daha hızlı gelişmesine hem de küresel rekabette üstünlük yakalamamıza katkıda bulunacak'

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Teknopol İstanbul'un kritik teknolojilerde rekabet edebilecek nitelikli insan kaynağını yetiştirme önceliğini birebir karşıladığını belirterek, "Burada yapılacak inovatif çalışmalar, sağlık alanında yetkinliklerimizi artırmanın yanı sıra geleceğin teknolojilerini de inşa edecek." dedi.

Türkiye'nin ilk sağlık temelli teknokenti Teknoloji Geliştirme Bölgesi Sağlık Teknokenti AŞ'nin (Teknopol İstanbul) idari ve kuluçka binasının temeli Pendik'te atıldı.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi tarafından Pendik ve Tuzla Belediyeleri, Boğaziçi Üniversitesi ve Vakıf Katılım iş birliğiyle yaklaşık 100 dönümlük alanda hayata geçirilen teknokentin temel atma töreninde konuşan Varank, teknoparkın, biyoteknoloji ve sağlık alanında çalışan firmalar için bölgesel bir üs olmayı amaçladığını kaydetti,

Varank, "Burası sağlık yazılımından yerli ilaç üretimine, geleneksel tıptan medikal tasarıma varıncaya dek farklı alanlarda Ar-Ge yapmak isteyen girişimcilere ev sahipliği yapacak." dedi.

Şehir hastaneleri de dahil olmak üzere sağlık sektörüne yönelik attıkları adımlara değinen Varank, bu sayede Türkiye'nin büyük bir cazibe merkezi haline geldiğini vurguladı.

Varank, son dönemde gerek dünyada gerekse Türkiye'de yaşanan hadiselerin yerli ve milli teknolojileri geliştirmenin ne kadar hayati olduğunu kendilerine bir kez daha gösterdiğini belirterek, sağlık alanında dışa bağımlılığın hala yüksek olduğunu bildirdi.

Makine, teçhizat ve sarf malzemelerinin büyük çoğunluğunu ithal ettiklerini, bu durumun ciddi bir kırılganlık oluşturduğunu aktaran Varank, "Yurt içi üretim yoluyla önce kendi kendimize yeter hale gelmek, sonrasında da ürettiğimiz ürünleri rekabetçi fiyatlarla dış pazarlara satmak istiyoruz." dedi.

Varank, teknolojik dönüşümün sağlık sektörüne etkilerine değinirken, kişiye özel ilaçların, vücut değerlerini ölçen deri altı çiplerin ve biyoteknolojik ilaçlar gibi yeni gelişmelerin sağlık sektörüne ciddi dinamizm kattığını vurguladı.

Tüm bu eğilimlere yön verebilmek adına, sağlık vadisi ve sağlık teknoloji geliştirme bölgeleri gibi bazı somut politikalar belirlediklerini ifade eden Varank, hekimlerin Ar-Ge faaliyetleri içinde daha fazla yer alması ve biyoteknolojik ilaçların üretilmesi için uygun altyapı ve yetkinliklerin geliştirilmesi gibi sektörün ihtiyaç duyduğu mekanizmaların hayata geçirilmesini önceliklendirdiklerini söyledi.

- "İlaç ve sağlıkta teknoparklarda 350'den fazla firmayı destekliyoruz"

Mustafa Varank, teknoparklar ve Ar-Ge merkezleri vasıtasıyla inovatif faaliyetleri teşvik ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Sadece ilaç ve sağlık alanında, 56 Ar-Ge merkezini ve teknoparklarımızda faaliyet gösteren 350'den fazla firmayı destekliyoruz. TÜBİTAK aralığıyla da sağlıkta dijital teknolojiler, ilaç, biyomedikal ekipman, nanoteknoloji, aşı ve klinik araştırmalar alanlarında çağrılara çıkıyoruz. İşte temelini attığımız bu teknokent, hem az önce saydığım hedefleri hayata geçirmede hem de sunduğumuz desteklerden faydalanmada önemli bir avantaja sahip olacak. Burada aynı zamanda üniversite-sanayi iş birliğinin de güzel bir örneği hayata geçirilecek."

Varank, VSY Biyoteknoloji firmasından bahsetmek istediğini ifade ederek, Türkiye'nin biyoteknoloji alanındaki ilk Ar-Ge merkezi olan bu firmanın göz, ortopedi ve dermatoloji alanlarında vücut içi uygulanan implantlar ve hyoluronik asit içerikli visko-elastik ürünler ürettiğini anlattı.

Yüksek katma değerli bu ürünlerin 68 ülkeye satıldığını aktaran Varank, şöyle devam etti:

"Dünyanın ilk ve tek, üç odaklı göz içi lensini geliştiren firmamız, bu ürünün kilogramını 675 bin dolara ihraç ediyor. Bakın Türkiye'nin kilogram başına ortalama ihracat değeri sadece 1,5 dolar. Oysa bu firma, tek başına, Türkiye'nin en katma değerli ihracatlarından birini gerçekleştiriyor. İşte VSY ve diğer özel sektör firmalarımız sağlık alanındaki Ar-Ge çalışmalarını, testlerini ve sertifikasyon işlemlerini Teknopol İstanbul'da gerçekleştirecek."

- "Türkiye'den unicorn'lar çıkmasının önünde hiçbir engel yok"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, bakanlık olarak tüm imkanlarıyla bu gibi girişimcilerin yanında olmaya devam edeceklerini belirterek, "Türkiye'den de unicorn'lar çıkmasının önünde hiçbir engel yok. İstiyoruz ki 2023'e kadar değeri 1 milyar doların üzerinde olan en az 10 unicorn, bizim isimlendirmemizle 10 Turcorn çıkaralım." ifadelerini kullandı.

Biyoteknoloji alanının bu konuda ciddi potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Varank, Teknopol İstanbul'un bu başarılara imza atacak firma sayısını artırmaya odaklanması gerektiğini söyledi.

Varank, milli gelirde imalat sanayinin payını, işçi başına katma değeri ve sanayi ihracatını artırmak istediklerini, ihracatın, teknoloji yoğunluğunun artmasına da özel önem verdiklerini kaydetti. Bu kapsamda, imalat sanayi ihracatında orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 50'ye çıkarmayı arzuladıklarını dile getiren Varank, bu kapsamda hayata geçirilen uygulamalar ve belirlenen stratejilere değindi.

- "Buradaki çalışmalar geleceğin teknolojilerini de inşa edecek"

Mustafa Varank, temelini attıkları bu kuluçka merkezinin, stratejilerinde de yer bulan kritik teknolojilerde rekabet edebilecek nitelikli insan kaynağını yetiştirme önceliklerini birebir karşıladığını, burada yapılacak inovatif çalışmaların sağlık alanında yetkinliklerini artırmanın yanı sıra geleceğin teknolojilerini de inşa edeceğini belirterek, küresel rekabette üst sıralara çıkmanın temel koşulunun teknolojiyi üretmekten geçtiğini söyledi.

Teknoloji üretmek için nitelikli insan kaynağı, girişimcilik ruhu ve güçlü bir Ar-Ge ekosistemine ihtiyaç olduğunu dile getiren Varank, "İşte biz Milli Teknoloji Hamlesi'yle kritik teknolojilerde atılım sağlayıp ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı güçlendireceğiz." dedi.

Varank, bir süre önce çok yenilikçi ve vizyoner bir programın çağrısına çıktıklarını anımsatarak, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi'ne başvuruların 22 Kasım'a kadar devam ettiğini bildirdi.

Çağrısı açık olan diğer uygulama Sanayi Doktora Programı'nın kapsamını bu yıl genişlettiklerini hatırlatan Varank, üniversite-sanayi iş birliğini daha güçlü ve verimli bir hale getirmek istedikleri programa kabul edilen doktora öğrencilerine aylık 4 bin 500 lira burs vereceklerini duyurdu.

Varank, "Sağlık alanında Ar-Ge yapmak isteyen tüm araştırmacılarımızı bu programa başvurmaya davet ediyorum. Bu araştırmacılara mezuniyet sonrasında istihdam garantisi de sunuyoruz." diye konuştu.

Sağlık sektörünün kritik önemine işaret eden Varank, "Temelini attığımız bu teknopark, hem sektörün daha hızlı gelişmesine hem de küresel rekabette üstünlük yakalamamıza katkıda bulunacak." dedi.
Kaynak: AA