'Türkiye'nin Kuşak Ve Yol Girişimi'nde Konumlandırılması' Raporu

DEİK Başkanı Nail Olpak: 'Almanya'nın doğusundan Çin'e kadar olan coğrafyada Türkiye gibi gelişmiş, kapsamlı bir üretim ağı olan ikinci bir ülke yok. Bu doğrultuda Çin ve Türkiye, uluslararası arenada kazankazan ilişkisine dayalı, sağlam ilişkiler kurarak birlikte hareket edebilir'

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, "Almanya'nın doğusundan Çin'e kadar olan coğrafyada Türkiye gibi gelişmiş, kapsamlı bir üretim ağı olan ikinci bir ülke yok. Bu doğrultuda Çin ve Türkiye, uluslararası arenada kazan-kazan ilişkisine dayalı, sağlam ilişkiler kurarak birlikte hareket edebilir." dedi.

DEİK ve PwC Türkiye iş birliğiyle hazırlanan "Türkiye'nin Kuşak ve Yol Girişimi'nde Konumlandırılması" başlıklı raporun sonuçları, İstanbul'da düzenlenen toplantıda açıklandı.

Toplantıda konuşan DEİK Başkanı Nail Olpak, Türk iş dünyasına, Barış Pınarı Harekatı’nın küresel arenada en doğru şekilde anlatılması için büyük görev düştüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"Küresel ticarette değişen dinamikler dolayısıyla Türkiye için yepyeni bir dönemin başındayız. Bu değişimler ışığında Türkiye için önemli bir konu olan Kuşak ve Yol Girişimi'nde ülkemizin jeopolitik konumu ve lojistik açısından taşıdığı önem, bizleri böyle bir rapor hazırlamaya itti. Çünkü DEİK olarak üstlendiğimiz misyonlardan biri de ekonomi ve ticaret bağlamında Türk iş dünyasının geleceğine ışık tutacak, iş dünyasını hem bilgilendirecek hem de yönlendirecek çalışmalara imza atmak. Bu raporda da, Kuşak ve Yol Projesi'ne entegre olmanın Türkiye'nin uluslararası yatırım çekme ve dış ticaret performansına etkisini yer çekimi modeli ve 8 senaryo kullanarak inceledik."

- "Kuşak ve Yol, ticaretten lojistiğe kadar bir eş zamanlı dijitalleşme projesi"

Nail Olpak, Kuşak ve Yol Girişimi'nin hem hitap ettiği coğrafyanın genişliği hem de bir ekonomik entegrasyon ile kalkınma projesi olması nedeniyle diğer projelerden ayrıldığını ifade ederek, 3 kara yolu ve bir deniz yolu hattı üzerinde tasarlanan bu projenin her hattında, birbirinden farklı yatırım nedeni ve finansman olanakları bulunduğunu anlattı.

Olpak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kuşak ve Yol, aynı zamanda ticaretten lojistiğe kadar bir eş zamanlı dijitalleşme projesi... Kuzey aksı, Avrupa'ya entegrasyon kadar, rotasındaki 56 ülkenin ekonomik kalkınmasını da hedefliyor. Enerji koridoru olarak adlandırılabilecek orta koridor, hem Avrupa-Asya arasında sağlıklı enerji akışını temin etmeyi hem de bölge ülkeleri arasındaki politik gerginlikleri azaltmayı amaçlıyor. Öte yandan, güney koridorda ise özellikle Afrika'da sadece altyapı yatırımları değil, yeni ekonomik bölgeler oluşturuluyor ve bu kanalla bölgedeki firmaların iş yapış şekilleri ile bölge ülkelerinin iş yapma kolaylığı geliştiriliyor. Bu nedenle Afrika pazarında Çin'in baskınlığı yakın zamanda daha da artacak ve bu pazara erişim için Çin’le iş birlikleri kolaylaştırıcı bir unsur olacak."

Ar-Ge, üretim ve lojistik alanlarında yapılacak aktif çalışmalar sonucu Kuşak ve Yol Girişimi ile Türkiye'nin ihracatında yüzde 15 artış elde edilebileceğini belirten Olpak, "Almanya'nın doğusundan Çin'e kadar olan coğrafyada Türkiye gibi gelişmiş, kapsamlı bir üretim ağı olan ikinci bir ülke yok. Bu doğrultuda Çin ve Türkiye, uluslararası arenada kazan-kazan ilişkisine dayalı, sağlam ilişkiler kurarak birlikte hareket edebilir." dedi.

- "Girişim içindeki pazarlara artan entegrasyon Türkiye'nin yararına olacak"

DEİK bünyesinde faaliyet gösteren DEİK Türkiye-Çin İş Konseyi ve DEİK Lojistik İş Konseyi'nin koordinasyonunda hazırlanan "Türkiye'nin Kuşak ve Yol Girişimi'nde Konumlandırılması" başlıklı raporda, Türkiye'nin Kuşak ve Yol Girişimi'ndeki konumuna ilişkin potansiyel ticaret stratejileri, politika senaryoları, doğrudan yabancı yatırım, lojistik ve küresel ölçekli fırsatlar tüm boyutlarıyla ele alındı.

Raporda, Kuşak ve Yol Girişimi içindeki pazarlara artan entegrasyonun Türkiye'nin yararına olacağı belirtilerek, özellikle lojistik altyapısı ve ticari diplomasideki gelişmeler sonucu girişime dahil olan ülkelerin ticarette ivme kazanmasının beklendiği, bu sayede, Türkiye'nin de ihracat pazarlarını çeşitlendirme, AB'ye olan ekonomik bağımlılığı azaltma ve hızlı büyüyen pazarlarla bağlantıları artırma şansına sahip olabileceği vurgulandı.
Kaynak: AA