GİMDES Başkanı Büyüközer Uyardı

GİMDES Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, “Okul kantinleri için ciddi bir yönetmelik ve fiziki şartlar prosedürü hazırlanmalıdır” dedi.

GİMDES Başkanı Büyüközer Uyardı


Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, yeni eğitim ve öğretim yılı ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Yeni eğitim öğretim yılının başlayacak olmasıyla milyonlarca öğrencinin ders başı yapacağını anımsatan Büyüközer, öğrencilerin beslenme alışkanlıkları ile ilgili eğitimcilere ve velilere tavsiyelerde bulundu. Büyüközer, okul kantinleri konusunda yetkililere seslendi.

“Okular açılıyor, peki anne baba olarak siz buna hazır mısınız?”

Okulların açılacak olmasıyla anne babaları tatlı bir telaş sardığını dile getiren Büyüközer, “Bu açıklamayı, bilhassa velilerimizin, okul aile birliği görevlilerimizin, okul yönetimlerimizin ve Milli Eğitim Bakanlığı birimleri görevlilerimizin okumalarını özellikle rica ediyorum. Çocuklarımızı beslenmeleri için emanet ettiğimiz okul kantinlerinin kontrolsüz, kalitesiz ve daha da önemlisi, sağlıksız ve inançlarımıza uymayan ürünlerin satıldığı mekânlar haline geldiği herkes tarafından bilinen bir keyfiyet artık. Biz bu konu hakkında okul yönetimlerine, okul aile birliklerine ve velilere ciddi hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Çocuklar gönül dünyamızın ve ülkemizin geleceğinin teminatıdır”

Çocukların gönül dünyasının ve ülke geleceğinin teminatı olduğunun altını çizen Büyüközer, “O halde çocuklarımızın okul dönemi beslenmelerine ve bu beslenmede önemli bir konum kazanmış olan okul kantinlerinin durumuna bakalım. Okul çocuklarının beslenmesinde şu sağlıklı beslenme ilkeleri geçerlidir. Sağlıklı vücut ağırlığı korunarak besin çeşitliliğinin sağlanması gerekir. Yağ ve şeker tüketiminin sınırlandırılarak, lif ve selüloz bakımından zengin gıda maddelerinin tüketilmeli, vitamin ve minerallerin yeterli düzeyde alınması gereklidir” dedi.



“Ciddi hastalıkların temeli çocuklukta atılır”

Bilinçsiz beslenmenin, sağlıksız nesiller yetişmesine neden olduğunu söyleyen Büyüközer, “Kalp hastalıkları, bazı kanser türleri, allerjik rahatsızlıklar ve osteoporoz gibi pek çok ciddi hastalığın temeli çocuklukta atılır. Bu nedenle çocuklarınız daha küçük yaşlardayken onlara düzenli beslenmeyi öğretmek gerekir. Beslenme eğitimi ne kadar erken başlarsa, çocuğun gelişim ve zekâ düzeyi ile bağışıklık sistemi de o denli güçlenir. Hal böyle olunca, abur cubura dikkat etmek gerekir” ifadelerine yer verdi.

“Cips, kraker, çikolata ve şekerlemelere dikkat”

Hazır yiyeceklerin iştah kapattığını dolayısıyla çoçukların iyi beslenemediğine değinen Büyüközer, bu tür çocukların kilo almadığını, vücutlarının dirençciz kaldığını ve sık sık rahatsızlandığını hatırlattı.

Kalp krizinin 40 yaşın üzerinde yaygın görüldüğü ifade edilse de, son yıllarda Türkiye genelindeki istatistikler gözden geçirildiğinde kalp krizinin 12’li yaşlara kadar indiğini dile getiren Büyüközer, “Çünkü daha çok hazır yiyecek satışı yapılan yerlerde uygulanan yüksek ısıda pişirme tekniği, doğal yağların içeriğinde kimyasal değişiklikler oluşturur. Bu besinler başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına davetiye çıkarır. Bu nedenle uzmanlar “fast-food” olarak adlandırılan beslenme alışkanlığının gençler arasında yaygınlaştığı ve kalp krizi geçirme yaşının da giderek düştüğünü vurguluyor. Son yıllarda 12, 15, 17 yaşlarındaki çocuklarımızın ani kalp krizi sonucunda vefat haberleri konunun ne ölçüde önemli olduğunun göstergesidir” dedi.



“Kantinler çocuklarımız için büyük tehlike oluşturuyor”

Okul döneminde kantinlerin çocukların beslenmesinde çok önemli bir yer tuttuğunu belirten Büyüközer kantinler için ciddi uyarılarda bulundu.

Çocukların fast-food yiyecekleri daha cazip buldukları için kantine yöneldiğine vurgu yapan Büyüközer, personel hijyenin son derece kötü olduğunu ifade etti.

Büyüközer açıklamasının devamında, “Gıda hazırlayan çıplak eller aynı zamanda para alışverişi de yapmaktadır. Bu durumda kantinden alınan besinin besleyici olmaktan çıktığını söyleyebiliriz. Para, binlerce kez el değiştirdiğinden ve binlerce kasaya girip çıktığından tam bir mikroorganizma yuvasıdır. Bundan dolayı para yoluyla hastalık bulaşmasına dikkat edilmelidir”şeklinde konuştu.



Kantin personelinin belli dönemlerde portör muayeneleri yapması gerektiğini ve kantin sahasının temizliğine önem verilmesini gerektiğine dikkat çeken Büyüközer, “Okullarda haşere mücadelesi hizmetleri yapılmadığından, eklembacaklılar ve kemirgenler de çocuklarımız gibi beslenmek için kantine gelmekte, ihtiyaçları olan gıdaları fazlasıyla burada bulmakta ve beslenmelerinin akabinde tekrar yuvalarına dönmektedir. Mevcut haşerelerin taşımış olduğu mikroorganizmalar böylece kantinin her yerine ve tabiî ki çocuklarımızın tükettiği besin maddelerine de bulaşmaktadır” ifadelerine de yer verdi.

Okullarda meydana gelen zehirlenmelerin bir çoğunun kimyasal kaynaklı olduğunu dile getiren Büyüközer, “ Bunların en büyük sebebi kullanılan temizlik kimyasallarının gıda maddeleri ile aynı ortamda bulundurulması veya kantin yetkilerinin hiçbir eğitim ve tecrübeleri olmaksızın kendi başlarına kantin bölgelerini ilaçlamalarıdır. Bu, gıda zehirlenmesinde ciddi bir unsur teşkil etmektedir” dedi.



“Veliler ve okul yöneticileri ortaklaşa bir kampanya başlatmalıdır”

Son olarak okul kantinleri için ciddi bir yönetmelik ve fiziki şartlar prosedürü hazırlanması gerektiğine vurgu yapan Büyüközer, “Okul kantinlerinin bu durumu göz önünde bulundurularak, okulların açılmasıyla birlikte yetkililer kantinleri sıkı bir denetime tâbî tutmalıdır. Her şeyden önce, okul kantinleri için ciddi bir yönetmelik ve fiziki şartlar prosedürü hazırlanmalıdır. Bu konuda veliler ve okul yöneticileri ortaklaşa bir kampanya başlatmalı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na durum ciddi bir talep olarak iletilmelidir” dedi.

Kaynak: İHA