Emin Pazarcı: Bu millete doğru bir şekilde Atatürk’ü öğretmeliyiz

Bugünkü köşe yazısında 'Atatürkçülük' ü eleştiren Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı, "Bu millete doğru bir şekilde Atatürk’ü öğretmeliyiz" dedi.

Emin Pazarcı: Bu millete doğru bir şekilde Atatürk’ü öğretmeliyiz
Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı, bugünkü köşe yazısında, 'Atatürkçülük' ü eleştirdi.

'Sonuçta “Atatürkçülük” adına Atatürk'e en büyük zararı yine biz verdik!' diyen Pazarcı, 'Herkes çok iyi biliyor ki biz, “şucu” ve “bucu” gibi kavgalar üzerinden çok ciddi acılar çekmiş bir milletiz!' şeklinde konuştu.

Emin Pazarcı, 'Evet, bu millete doğru bir şekilde Atatürk'ü öğretmeliyiz…Çünkü, yıllar boyunca olduğu gibi bugün de en fazla istismar edilen tarihi şahsiyetlerden biri Atatürk. En büyük istismarı da “Atatürkçüyüm” diyenler yapıyor.' ifadelerini kullandı.

İşte Emin Pazarcı'nın o yazısı:

“Atatürkçülük” mü, aman ha!

Milli Eğitim Bakanlığı, Atatürk'le ilgili konulara el attı, müfredat üzerinde bazı çalışmalar başlattı. Hemen “Atatürkçülük geri mi dönüyor?” türünden yorumlar ortaya çıktı. Belli çevreler, konuyu yine sündürmeye başladı…

Atatürk'ü anladım da “Atatürkçülük” ne oluyor?

Ne demek Atatürkçülük? Eğer bugün bazı çevrelerin yaptığı gibi Mustafa Kemal'i dar bir çerçeve içine sıkıştırıp, oradan görmekse sakın ha! Biz bunu geçmişte yaptık. Sonunda, Mustafa Kemal'i tanımayan “Atatürkçüler” ile yine O'na filtreli gözlüklerle bakan yeminli Atatürk düşmanları yetiştirdik.

Kimi, Mustafa Kemal'i rakı-balık ve laiklik arasına sıkıştırdı. Kimisi de “İngiliz Kemal” diyerek, bol bol sövdü. Kavgalarımızı bile Atatürk üzerinden yürüttük. Tarihimizi övmek için de, yerin dibine batırmak için de O'nu kullandık.

Sonuçta “Atatürkçülük” adına Atatürk'e en büyük zararı yine biz verdik!

Ayrıca, neden Atatürk değil de Atatürkçülük? Atatürk'e doğru bir pencereden bakıp, gerçek bir şekilde öğrenmek yetmez mi? İlle de “Atatürkçülük” diye dayatmanın ve bu kavram üzerinden ayrışmalar ortaya çıkartmanın ne anlamı var?

Herkes çok iyi biliyor ki biz, “şucu” ve “bucu” gibi kavgalar üzerinden çok ciddi acılar çekmiş bir milletiz!

***

Evet, bu millete doğru bir şekilde Atatürk'ü öğretmeliyiz…

Çünkü, yıllar boyunca olduğu gibi bugün de en fazla istismar edilen tarihi şahsiyetlerden biri Atatürk. En büyük istismarı da “Atatürkçüyüm” diyenler yapıyor.

Mustafa Kemal, milli bir isimdi. Bütün hayatı bağımsızlık mücadelesi içinde geçti. Ama bugün “Ben Atatürkçüyüm” diyenler, gayri milli tavırlar içindeler.

Atatürk, konuşmalarında sürekli olarak ecnebilerin (yabancıların) telkin ve tavsiyeleriyle, planlarıyla yükselen bir medeniyet olmadığından bahsetti. Tarihin böyle bir gelişme kaydetmediğinin altını çizdi. Bugün Atatürk adına ahkâm kesenlerin çoğu Batı hayranı!

Atatürk, Elmalılı Hamdi Yazır'a “Hak Dini, Kur'an Dili” isimli 9 ciltlik Kur'an tefsiri yaptıran bir isimdir. Kendi el yazısı ile verdiği talimatta özellikle tevhit konusunun üzerinde durulmasını istemiştir. İlk Meclis'in açılışını da Kur'an-ı Kerim okunarak gerçekleştirmiştir. Bizdeki bazı “Atatürkçüler” ise, laikliği dinsizlik sanır.

Bilir misiniz, Atatürk ölene kadar Harp Okulu öğrencileri, mezuniyet törenlerinde Kur'an üzerine yemin etmiştir. Yemin metni “Vallah ve Billah” ifadesiyle sona ermiştir.

Mustafa Kemal'in, TBMM'deki gizli oturumlarda yaptığı konuşmalara bakın. Suriye ve Irak'ı, Anadolu'nun uzantısı olarak görmüştür. Hatta Talat Paşa'ya gönderdiği gizli mesajlarda, Afganistan'da özlük hakları bakımından Anadolu'ya bağlı bir Türk Birliği kurulmasını istemiştir. Mustafa Kemal, “Ne işimiz var bizim oralarda” diyen bugünkü “Atatürkçülerden” değildir!

Bilmeyiz biz bunları, öğretilmedi ki!..

Bize, çocukluğunda elinde sopayla karga kovaladığı anlatıldı. Bir de bazı tarihler ezberletildi. O'nu tanımlamak için “İyi bir komutan ve yakışıklı bir zabit” ifadesi yeterli oldu. Nutuk'tan, söylev ve demeçlerinden, Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesine ulaştırma hedeflerinden pek bahsedilmedi.

***

“Atatürkçülük mü, aman ha!' dedim, çünkü Mustafa Kemal Paşa yaşasaydı eğer, eline sopayı alır, bugünkü Atatürkçüleri önüne katar ve kovalardı.

Atatürk ve Atatürk'ün düşüncelerinden o kadar uzaklar ki! Hatta onlar için Atatürk'ün bu millet için yapmaya çalıştıkları ile savaş halinde oldukları bile söylenebilir.

O yüzden gerçekler ortaya konulduğunda alabildiğine rahatsız oluyorlar. İşte bunun için gerçek Mustafa Kemal'den bahsedildiğinde homurdanıp duruyorlar.

Bence kafalarına vura vura anlatmak lazım!

Milli Eğitim bunu yapmalı. Bu güne kadar ortaya konulmaya ve dayatılmaya çalışılan Mustafa Kemal'i değil, gerçek Mustafa Kemal Atatürk'ü ortaya çıkarmalı.

Sonrasına millet karar versin…

Atatürk'ü benimsemek ve sevmek için ille de “Atatürkçü” olmaya gerek yok. Hatta bugünkü tablo içinde hiç mi hiç gerek yok. Çünkü şimdiki “Atatürkçüler” gerçek Mustafa Kemal'in değil, kendi kafalarında oluşturdukları sahte bir tiplemenin peşinden gidiyorlar…

Bugün biraz da onun için homurdanıp duruyorlar. “Kimin Atatürkçülüğü” türünden yazılar yazıyorlar. Gerçek Atatürk'le karşılaşıp yüzleşmek, işlerine hiç gelmiyor.