Dünya Kalp Günü

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol: 'Ülkemizde tüm ölümlerin yüzde 40'ı dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı gelişmektedir. Bu sebeple kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinin iyi bilinmesi, koruyucu önlemlerin alınıp toplum düzeyinde öğretilmesi ve uygulanması ile hastalık gelişiminin önlenmesi ve azaltılması toplum sağlığı açısından çok önemlidir'

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, tüm ölümlerin yüzde 40'ının dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı geliştiğini belirterek, "Bu sebeple kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinin iyi bilinmesi, koruyucu önlemlerin alınıp toplum düzeyinde öğretilmesi ve uygulanması ile hastalık gelişiminin önlenmesi ve azaltılması toplum sağlığı açısından çok önemlidir." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Erol, 29 Eylül Dünya Kalp Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de ve dünyada en başta gelen ölüm sebebi olan kalp damar hastalıklarına dikkati çekmek, halkı bilinçlendirmek, toplum düzeyinde kalp damar hastalığına neden olan risk faktörlerini azaltmak ve toplumun kalp sağlığının iyileştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla kalp gününün kutlandığını belirtti.

Dünya Kalp Federasyonu tarafından oluşturulmuş bu aktiviteye Türk Kardiyoloji Derneği olarak destek verdiklerini dile getiren Erol, her yıl kalp damar sağlığına yönelik yeni bir slogan işlendiğini, bu yılın sloganlarının da "Benim Kalbim, Senin Kalbin", "Kalbim İçin, Kalbiniz İçin, Hepimizin Kalbi İçin Söz Ver" olduğunu aktardı.

- "Kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler açık ara önde"

Prof. Dr. Erol, Türkiye'de kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm oranlarının yüksek olduğunu aktararak, şu bilgileri verdi:

"Ülkemizde tüm ölümlerin yüzde 40'ı dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı gelişmektedir. İkinci sırada yüzde 20 ile kansere bağlı ölümler, üçüncü sırada ise yüzde 12 ile solunum sistemi hastalıklarına bağlı ölümler gelmektedir. Görüldüğü üzere kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler açık ara öndedir. Bu sebeple kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinin iyi bilinmesi, koruyucu önlemlerin alınıp toplum düzeyinde öğretilmesi ve uygulanması ile hastalık gelişiminin önlenmesi ve azaltılması toplum sağlığı açısından çok önemlidir."

Kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinin çoğunun düzeltilebilir olduğuna dikkati çeken Erol, "Dolayısıyla risk faktörlerimizi düzelterek, kalp damar hastalığına yakalanmayı ve ölümleri önemli oranda azaltabiliriz. Kolesterol yüksekliği, tütün ürünleri kullanmak, şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, karın tipi şişmanlık, psiko-sosyal stres, kötü beslenme, fiziksel hareketsizlik ve alkol kullanımından oluşan 9 düzeltilebilir risk faktörünün ilk kalp krizi geçirme riskinin yüzde 90'ından sorumlu olduğu saptanmıştır. Basitçe bu risk faktörlerinin düzeltilmesi ile kalp krizi geçirme riskimizi önemli oranda azaltabiliriz." değerlendirmesini yaptı.

- "Günde 10 bin adım atmaya çalışalım"

"Sigara içmeyelim, yanımızda içilmesine de müsaade etmeyelim" ifadesini kullanan Erol, pasif içiciliğin kap damar hastalığı riskini artırdığını belirtti.

Erol, kolesterol düzeylerinin kontrol ettirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, şu önerilerde bulundu:

"Yüksek tansiyon hastasıysanız tuzsuz diyet, hareketli yaşam, şişmanların kilo vermesi gibi yaşam biçimi değişiklikleri yanında gerekiyorsa hekim kontrolünde kan basıncını düşürücü tansiyon ilaçlarımızı düzenli kullanalım ve kan basıncımızı büyük tansiyonu 140 mmHg'nin küçük tansiyonu 90 mmHg'nin altında tutalım. Şeker hastalığımız varsa diyetimize dikkat edelim, sıkı kan şekeri takibi yapalım. Fazla kiloluysak diyetimize dikkat edelim, bol yürüyüş, spor ve kalori alımını azaltarak ideal kiloya düşelim. Günde 30-45 dakika tempolu yürüyüş veya 10 bin adım atmaya çalışalım. Sağlıklı beslenelim, bugün için kalp damar sağlığına en uygun diyet Akdeniz tarzı diyettir. Doymuş yağların az olduğu, sebze, meyve, balık, zeytinyağının tercih edildiği Akdeniz tarzı beslenelim. Stres ve sıkıntıdan uzak duralım."

Bu basit tedbirlerle kalp damar hastalığına yakalanma riskinin önemli oranda azaltılabileceğini anlatan Erol, mevcut kalp damar hastalarında ise bu önlemlerin hastalığın tekrarlama ve ilerleme riskini azaltacağını kaydetti.

Kaynak: AA