Anayasa Mahkemesi'nden Psikolojik Taciz Kararı

Anayasa Mahkemesi, çalıştığı kurumdan haksız yere tayin edildiği, sistemli ve sürekli biçimde psikolojik tacize maruz bırakıldığı, etkili bir giderim ve koruma imkanından yararlandırılmadığı iddialarıyla bireysel başvuruda bulunan veteriner hekimin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, çalıştığı kurumdan haksız yere tayin edildiği, sistemli ve sürekli biçimde psikolojik tacize maruz bırakıldığı, etkili bir giderim ve koruma imkanından yararlandırılmadığı iddialarıyla bireysel başvuruda bulunan veteriner hekimin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Erzurum İl Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü'nde veteriner hekim olarak görev yapan Ebru Bilgin, müdürü tarafından, kurum içinde huzurun sağlanmasında daha dikkatli davranması konusunda yazılı olarak uyarıldı.

Bilgin, daha sonra da görevin iş birliği içerisinde yapılması ilkesine aykırı davrandığı, kurumun huzur ve sükununu bozduğu, amirlerine saygılı davranmadığı gerekçeleriyle kınama cezası ile cezalandırıldı. Bilgin'in karara karşı açtığı iptal davası İdare Mahkemesince reddedildi.

Görev yerinin değiştirilmesine ilişkin işlemler gerçekleştirilen Bilgin, kurum bünyesinde farklı birimlerde görevlendirildi. Tedavisini öne sürerek, kurumda bulunmadığı gerekçesiyle savunması istenen Bilgin'in sunduğu reçete idarece yeterli görülmedi ve hakkında Kurum Müdürü tarafından disiplin cezaları verildi.

Kurum Müdürünün, Bakanlığa bir yazı göndererek, diğer birimlerinde görevlendirilmesini talep etmesi üzerine Bilgin, İl Müdürlüğü'nde çalıştırılmak üzere Valilik emrine naklen atandı. Kararın iptaline ilişkin açılan dava İdare Mahkemesince reddedilirken, yapılan itiraz da Bölge İdare Mahkemesince kabul edilmedi.

Bilgin, yaşanan olaylar sürecinde Kurum Müdürlüğüne, Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) ve Bakanlığa sunduğu dilekçelerle Kurum Müdürü tarafından uygun olmayan koşullarda çalışmaya zorlandığını, hakarete uğradığını ve kendisine psikolojik taciz uygulandığını ileri sürdü.

Bilgin'in Kurum Müdürü hakkındaki soruşturma talebi üzerine Valilikçe hazırlanan raporda, başvurucuya psikolojik taciz uygulandığı belirtildi ve Kurum Müdürü hakkında soruşturma izni verildi.

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kurum Müdürü hakkında görevi kötüye kullanma ve tehdit suçlamalarıyla iddianame düzenlendi, Asliye Ceza Mahkemesi beraat kararı verdi. Bilgin'in açtığı tam yargı davası ve bu dava sonucu verilen ret kararına itirazları da derece mahkemelerince reddedildi.

Bunun üzerine Bilgin, çalıştığı kurumdan haksız yere tayin edildiği, sistemli ve sürekli biçimde psikolojik tacize maruz bırakıldığı, etkili bir giderim ve koruma imkanından yararlandırılmadığı, iddialarıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, başvurucunun Anayasa'nın 17. Maddesinde güvenceye alınan maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

- "Devletin üstlenmesi gereken pozitif yükümlülükler"

Kararda, çalışanların yaşamlarına etkisi bakımından çekilmez bir ağırlık ve yoğunluk derecesine ulaşarak onların manevi bütünlüklerini tehdit eden ve psikolojik taciz olarak nitelendirilen eylem, işlem ya da ihmaller konusunda Anayasa'nın 17. maddesi uyarınca devletin üstlenmesi gereken pozitif yükümlülükler bulunduğu anlatıldı.

Somut olayda, başvurucunun hakkında sık sık soruşturma açılmasında, sürekli yazılı olarak uyarılmasında, kendisinden sıklıkla savunma istenmesinde ve sağlık sorunları bilinmesine rağmen sunduğu belgelerin sorgulanmasında keyfiliğe kaçan durumlar olduğu belirtilen kararda, başvurucunun şikayetleri doğrultusunda idari bir soruşturma yapıldığı, psikolojik taciz uyguladığı öne sürülen kamu görevlisi hakkında dava açıldığı ancak davranışların tekrarlanmaması için önlemler alınmasında idare tarafından gereken özenin gösterilmediği kaydedildi.

Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, işledikleri kusurlardan dolayı kişilere zarar verilmesi halinde tazminat davalarının idare aleyhine açılacağı, idarenin ilgili personele rücu edebileceği aktarılan kararda, şu tespitlerde bulunuldu:

"Somut olayda, zamanında etkili önlemlerin alınmaması nedeniyle idareye atfedilecek bir hizmet kusurunun bulunduğu ve bu bağlamda başvurucunun zararlarının giderilmesi gerektiği, tam yargı davasının maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı bağlamında giderim sağlayacak yol olduğu tartışmasızdır.

Başvurucunun etkili yargısal yollara başvurduğu, ancak açılan tam yargı davasında ulaşılan ret sonucunun kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının içerdiği güvenceleri koruyacak ve başvurucunun zararlarını tazmin edecek yeterli gerekçeler içermediği görülmüştür.

Sonuç olarak, psikolojik taciz mahiyetindeki davranışların oluşmaması için etkili önlemler alınmaması, başvurucunun uğradığı zararların giderilmemesi ve derece mahkemelerince ulaşılan sonuçların ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanmaması nedeniyle kamusal makamlarca üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği kanaatine varılmıştır."
Kaynak: AA