'Savunma Sanayinin Millileşmesi Ve İş Gücü Durumu Çalıştayı'

Türk Harbİş Sendikası Genel Başkanı Bayram Bozal: 'Ben şuna inanıyorum ki, savunma sanayisinin mutfağı askeri iş yerleridir. Bu iş yerleri biraz daha anlatılırsa ve öne çıkartılabilirse bugün yüzde 65'lerde olan savunma sanayisindeki güç, yüzde 70'ler veya 80'lerde olabilir'

Türk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı Bayram Bozal, "Ben şuna inanıyorum ki, savunma sanayinin mutfağı askeri iş yerleridir. Bu iş yerleri biraz daha anlatılırsa ve öne çıkartılabilirse, bugün yüzde 65'lerde olan savunma sanayisindeki güç, yüzde 70'ler veya 80'lerde olabilir." dedi.

Bozal, Kızılcahamam'daki bir otelde bu yıl 3'üncüsü düzenlenen "Savunma Sanayinin Millileşmesi ve İş Gücü Durumu Çalıştayı"nda konuştu.

Konuşmasında savunma sanayinin millileşmesi ve iş gücünün önemine vurgu yapan Bozal, "Özellikle 2011'den bu yana Türk Harb-İş sendikası savunmada ülkemizin ve işçilerimizin neler yapabileceğini anlatmaya çalışıyor. Tüm samimiyetimle söylüyorum ki, savunma ile ilgili yapamayacağımız hiçbir şey yok. Eğer istersek her şeyi yaparız ve bu güce sahibiz." dedi.

Bozal, askeri iş yerlerinin savunma sanayisindeki yerine dikkati çektiği konuşmasında, "Ben şuna inanıyorum ki, savunma sanayisinin mutfağı askeri iş yerleridir. Bu iş yerleri biraz daha anlatılırsa ve öne çıkartılabilirse bugün yüzde 65'lerde olan savunma sanayisindeki güç, yüzde 70'ler veya 80'lerde olabilir." ifadelerini kullandı.

Askeri iş yerlerinin üretimde son nokta olduğunun da altını çizen Bozal, "Biz iş yerlerimizde gerçekten kaliteli mühendislere, kaliteli iş gücüne sahibiz. Ancak geçmişte bu iş yerinde 'kabiliyet yok' diye bir çok işimiz dışarıya pas edildi. Ama bizim çalışan arkadaşlarımız, şu anda savunma sanayimizde büyük hizmet veriyor. Bunların hepsi görünmeyen kahramanlardır." dedi.

- Geleceğin teknoloji adımları

Katılımcılara Türkiye'deki savunma sanayinin gelişimiyle ilgili sunum yapan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Merve Seren, yerli ürün kullanımı ve millileşme arasındaki farka değindi.

Savunma ve güvenlik uzmanı Seren, yapılan bazı teknoloji transferlerinin ardından bir sonraki ürünü Türkiye'nin kendisinin geliştirmesi gerektiğini vurgulayarak, "Siz, eğer ürününüzü tamamen yerli kaynaklarla yaparsanız, bu yerli bir ürün olarak tanımlanır. Millileştirmede ise ürünün bazı parçalarını dışarıdan alabiliriz, ancak tasarım tamamen bize aitse o zaman biz milli bir ürün ortaya koymuş oluruz." diye konuştu.

Türkiye'de savunma sanayinin gelişmesinin yanı sıra geleceğin teknoloji adımlarına da dikkati çeken Seren, "Biz kendi savunmamızı yapabilmemiz için şu anda imkan ve kabiliyetlere sahibiz. Gelecekte ise Türkiye'nin yapay zeka, robotik, büyük veri, siber güvenlik, otonom sistemler ve akıllı enerji alanlarına yatırım yapması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Türk Harb-İş Sendikası Eğitim Müdürü Tarkan Zengin'in, "Savunma Sanayinin Tarihsel Açıdan Değerlendirilmesi ve Başarılı Ürün Hikayeleri" başlıklı sunum yaptığı, araştırmacı-yazar Murat Yılmaz'ın moderatörlüğündeki çalıştaya, Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Polis Akademisi Başkanı Yılmaz Çolak, Batman Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahir Dursun da katıldı.

Kaynak: AA