Dinin TV Programlarında Tartışılmasını Eleştirdi

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz: 'Dini hayatı tartışmaya açan TV programları Türkiye'nin kangren olmuş bir hastalığıdır. Türkiye bundan çok çekmektedir. Çünkü din dediğimiz şey, inançla ilgilidir ve tartışılması gereken bir şey değildir ' 'Camiden kopmuş bir ilahiyat fakültesi, camiden kopmuş imam hatip mektepleri maalesef bizim dini hayatımıza gerekli çözümü sunamamıştır'

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, "Dinin ve dini hayatın basın ve televizyon vasıtasıyla toplum önünde tartışılması Türkiye'nin kangren olmuş bir hastalığıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, Pendik Haseki Dini Yüksek Eğitim Merkezi'nin eğitim yılı açılışı programında yaptığı konuşmada, dinin ve dini hayatın televizyon programlarında tartışılmasını eleştirdi.

Müftülükten alınan bilgiye göre, dinin ve dini hayatın basın ve televizyon vasıtasıyla toplum önünde tartışılmasını, "Türkiye'nin kangren olmuş bir hastalığı" olarak niteleyen Yılmaz, "Türkiye bundan çok çekmektedir. Çünkü din dediğimiz şey, inançla ilgilidir ve tartışılması gereken bir şey değildir. Bu durumu en kötü inancın bile tartışılmasının abes sayıldığı bir dünyada ve anlayışta yaşıyoruz. Ama söz konusu İslam ve Müslümanlık olunca; dinin kaynakları ve farklı alanlardaki görüşleri olunca tartışmak adeta meziyetmişçesine televizyonlar buna prim veriyor, bunun için programlar yapılıyor ve maalesef Türkiye'de dini hayat hiç de hoş olmayan bir noktaya doğru taşınıyor." diye konuştu.

- "Dini nasları tartışmaya açarak geldiğimiz noktayı görüyoruz"

Yılmaz, Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi'nin Ulum-i İslamiye konusunda yaptığı hizmetlerin her türlü takdirin üzerinde olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi'nin geleneksel manada İslami eğitim veriyor olmasını, dinin özel konularının tartışmaya açılmadan insanlara ana kaynaklardan bilgi verilmesini doğrusu çok önemsiyorum. Ecdat bunu toplumda dini hayatı yönetmek adına önemli bir çözüm olarak asırlar boyu uygulamıştır. Bugün dini nasları, dini konuları ve pek çok meseleyi tartışmaya açarak geldiğimiz noktayı hepimiz görüyoruz. Bu bakımdan Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi mensupları ve hocalarına çok önemli bir görev düştüğünü ifade etmek istiyorum. Haseki Eğitim Merkezi cami ile camiayı birleştiren, bu ikisinin izdivacını gerçekleştiren ve bu izdivaçtan hikmet ve irfanın doğduğu bir ortamdır. Camiden kopmuş bir ilahiyat fakültesi, camiden kopmuş imam hatip mektepleri maalesef bizim dini hayatımıza gerekli çözümü sunamamıştır. Dolayısıyla dinin ve dini hayatın cami merkezli olması, cami ile camianın beraber yol alması gerekmektedir. Haseki Eğitim Merkezi'nin bu durumda olduğunu düşünüyor ve böyle olması gerektiğini ifade etmek istiyorum."

- "Mezun olanlar çok önemli görevler üstlenmektedir"

Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Dr. Adil Bor ise kurumdan şimdiye kadar bin, Aşere-i Takrib bölümünden 229 kişinin mezun olduğunu aktararak, "Mezun olan kardeşlerimiz Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde ve ilgili kurumlarda çok önemli görevler üstlenmektedir. Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi'nin ilmi anlayışı İslam ümmetinin çoğunluğunu temsil eden 'Ehli Sünnet Ve'l Cemaat' anlayışıdır. Buna göre ilmi anlayışımız mezhebine, meşrebine, mensubiyetine, ırkına ve rengine bakılmaksızın herkesi kucaklayan, herkese güven veren ve sürekli kendini güncellemeye çalışan bir anlayıştır. İhtisas Merkezimizin amacı tarihi süreçte Kur'an ve Sünnet etrafında oluşan ilmi birikim ile doğru ve nitelikli iletişim kurmak ve böylelikle sahih bilgiye ulaşmaktır. İhtisas merkezimizdeki eğitim, sürekli okumalar yapan, araştıran, kendini geliştiren, bilgilerini güncelleyen, şahsiyetli, erdemli ve diğergam bireylerin yetişmesini hedeflemektedir." ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından merkezin eğitimcilerinden Ali Rıza Temel tarafından, eğitim yılının ilk dersi verildi.

Programa konuşmacıların yanı sıra, Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin, eğitimciler ve öğrenciler katıldı.
Kaynak: AA