'Buğday Üretimini Arttırmalıyız'
Güneydoğu Un Sanayicileri Derneği (GUSAD) Başkanı Erhan Özmen, "160 milyon dekarlık tarım alanının 100 milyon dekarını buğdaya ayırmalıyız." dedi.
Bir otelde düzenlenen toplantıda gazetecilerle bir araya gelen Özmen, un, ekmek fiyatlarındaki artışı değerlendirdi.
Türkiye'nin bu sene yaşadığı iklimsel farklardan dolayı buğdayın zarar gördüğünü belirterek, "Çok farklı zamanlarda şiddetli yağmurlar yaşadık. Trakya bölgesinde 4 milyon ton buğday rekoltesi elde edilir. Bu da Türkiye'nin yüzde 20'sidir. Buğdaylar suların içerisinde kaldı. Diğer taraflarda Karadeniz, İç Anadolu ve Çukurova'da da yağışlar başladı. Hasat başladığında müthiş bir verim kaybı, kalite problemi gördük." dedi.
Türkiye'de tüketim alışkanlıklarının değiştiğini belirten Özmen, 10 yıl önce yüzde 90 olan ekmek tüketiminin yüzde 65'lere indiğini, yüzde 10 olan pizza, hamburger, börek, baklava gibi unlu mamül tüketiminin 35'lere çıktığını belirterek, lüks gruba kayma olduğunu ifade etti.
Un ve ekmek fiyatlarındaki artışının kur farklarından kaynaklandığını ileri süren Özmen, "İthal etttiğimiz buğdayın fiyatları yurt içerisine girdiği andan itibaren bin 200'lerden bin 700, 800 rakamlarına dönüştü. Kur farklarından dolayı 1 Ocak'tan bu yana Organize Sanayi Bölgesi'nde yüzde 80'lik enerji fiyat farkı oluştu. Kur, ambalaj fiyatından, operasyon giderlerine kadar bütün kalemlere yansıdı. Un sanayisi spekülasyon yapmaz. Neden yapamaz? İçerisinde bulunduğu kapasite sorunu var. Bundan dolayı yapamaz." diye konuştu.
Türkiye'nin çok buğday rezervleri olan bir ülke olmadığını ifade eden Özmen, şunları kaydetti:
"81 milyon için 20 milyon ton buğday üretiyoruz. Bunun yanı sıra 4 milyon Suriyeli misafirler, Türkiye'yi ziyaret eden 30 milyon turist var. Elde ettiğimiz üretim ancak bu nüfusu karşılıyor. Türkiye'nin mutlaka buğday stoklarının yüksek olması lazım. Sorunlu bir bölgede yaşıyoruz. Her zaman ürün hasılatı başladığı zaman taban fiyatları yani müdahale fiyatları açıklanır. Ben diyorum ki Türkiye bugün yeni bir şey yapsın, ekim olmadan müdahale fiyatını açıklasın. Türkiye'nin dünyayla arasındaki fark açıldı. Üretimin azalmasının çeşitli nedenleri var. Bulunduğu coğrafya, mısırın buğdaya karşı yüksek verimliği ve kur farklarından dolayı ithal ettiğimiz ülkelerdeki yüzde 50'ye varan fiyat farkları. Sorunları geleceğe taşımamak için 160 milyon dekarlık tarım alanının 100 milyon dekarını buğdaya ayırmalıyız. Ortak akılla beraber problemleri ortadan kaldırmalıyız."
Özmen, ekimine bir ay kaldığını anımsatarak, iyi bir planlama yapılması gerektiğini, buğday stoklarının da arttırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Türkiye'nin bu sene yaşadığı iklimsel farklardan dolayı buğdayın zarar gördüğünü belirterek, "Çok farklı zamanlarda şiddetli yağmurlar yaşadık. Trakya bölgesinde 4 milyon ton buğday rekoltesi elde edilir. Bu da Türkiye'nin yüzde 20'sidir. Buğdaylar suların içerisinde kaldı. Diğer taraflarda Karadeniz, İç Anadolu ve Çukurova'da da yağışlar başladı. Hasat başladığında müthiş bir verim kaybı, kalite problemi gördük." dedi.
Türkiye'de tüketim alışkanlıklarının değiştiğini belirten Özmen, 10 yıl önce yüzde 90 olan ekmek tüketiminin yüzde 65'lere indiğini, yüzde 10 olan pizza, hamburger, börek, baklava gibi unlu mamül tüketiminin 35'lere çıktığını belirterek, lüks gruba kayma olduğunu ifade etti.
Un ve ekmek fiyatlarındaki artışının kur farklarından kaynaklandığını ileri süren Özmen, "İthal etttiğimiz buğdayın fiyatları yurt içerisine girdiği andan itibaren bin 200'lerden bin 700, 800 rakamlarına dönüştü. Kur farklarından dolayı 1 Ocak'tan bu yana Organize Sanayi Bölgesi'nde yüzde 80'lik enerji fiyat farkı oluştu. Kur, ambalaj fiyatından, operasyon giderlerine kadar bütün kalemlere yansıdı. Un sanayisi spekülasyon yapmaz. Neden yapamaz? İçerisinde bulunduğu kapasite sorunu var. Bundan dolayı yapamaz." diye konuştu.
Türkiye'nin çok buğday rezervleri olan bir ülke olmadığını ifade eden Özmen, şunları kaydetti:
"81 milyon için 20 milyon ton buğday üretiyoruz. Bunun yanı sıra 4 milyon Suriyeli misafirler, Türkiye'yi ziyaret eden 30 milyon turist var. Elde ettiğimiz üretim ancak bu nüfusu karşılıyor. Türkiye'nin mutlaka buğday stoklarının yüksek olması lazım. Sorunlu bir bölgede yaşıyoruz. Her zaman ürün hasılatı başladığı zaman taban fiyatları yani müdahale fiyatları açıklanır. Ben diyorum ki Türkiye bugün yeni bir şey yapsın, ekim olmadan müdahale fiyatını açıklasın. Türkiye'nin dünyayla arasındaki fark açıldı. Üretimin azalmasının çeşitli nedenleri var. Bulunduğu coğrafya, mısırın buğdaya karşı yüksek verimliği ve kur farklarından dolayı ithal ettiğimiz ülkelerdeki yüzde 50'ye varan fiyat farkları. Sorunları geleceğe taşımamak için 160 milyon dekarlık tarım alanının 100 milyon dekarını buğdaya ayırmalıyız. Ortak akılla beraber problemleri ortadan kaldırmalıyız."
Özmen, ekimine bir ay kaldığını anımsatarak, iyi bir planlama yapılması gerektiğini, buğday stoklarının da arttırılması gerektiğini sözlerine ekledi.