'Yerli Ve Milli Tasarruf Modeli Türkiye'nin Geleceği İçin Önemli'

Son dönemde yaşanan krizlerin yerli tasarruf modellerine olan inancı artırdığını söyleyen Birevim Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çiftçi, yerli ve milli tasarruf modeli kullanılarak başarılı sonuçlar elde edileceğini ve Birevim’in kendine özgü tasarruf modeliyle bunu kanıtladığını söyledi. Çiftçi, “Birevim, sektöre kattığı kendine özgü milli yöntemlerle konut sahibi olmayı düşük gelirli aileler için bir hayal olmaktan çıkarttı” dedi.

'Yerli Ve Milli Tasarruf Modeli Türkiye'nin Geleceği İçin Önemli'


Konut alma sektöründe yerli ve milli bir model sunan, ev sahibi olmak isteyen herkesi arzu ettikleri eve ulaştırma hedefiyle faaliyet gösteren Birevim’in Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çiftçi, sektöre ve gündeme dair açıklamalarda bulundu.

“Vatandaşın yaptığı tasarruflar milli ekonomin içinde başlar”

Şirket olarak bu toprakların gerçeklerine, değer ve hassasiyetlerine sadık kalarak fikri ve eser hakları yerli bir girişimciye ait olan bir finansal çözüm anlayışı geliştirdiklerini aktaran Çiftçi, “Sunmuş olduğumuz finansal modelde, birlikte tasarruf yapmayı ön plana çıkarıyoruz” dedi.



Çiftçi, “Vatandaşın yaptığı tasarruflar milli ekonomin içinde başlar ve tüm sonuçlarıyla ülkemiz ekonomisine doğrudan katkı sağlar. Gayrimenkul ve araba almak isteyen aileler dış kaynaklı fonlar kullanmadan, birlikte tasarruf yaparak, faizsiz ve vade farksız şekilde ihtiyaçlarını giderirler. Bu kapsamda Birevim’in geliştirdiği finansal model, faizsizlik prensibine göre hazırlanmıştır. Müşterilerimiz faiz, vade farkı ve kira yardımı gibi ek maliyetler ödememektedir. Modelimizde ailelerin yapmış olduğu tasarruflar farklı alan ve yatırımlarda değerlendirilmeyip, sadece müşterilerin gayrimenkul ve araba almalarında kullanılır. Yani tasarruflar neticesinde elde edilen tüm fayda, tekrar tasarruf sahiplerine döner, amacı dışında kullanılmaz. Tüm süreçler yapılan sözleşme gereği, müşterilerimizle şeffaf bir şekilde paylaşılarak izinleri (muvafakat) alınır” diye konuştu.



“Bankalardan hizmet alamayan toplumun önemli bir kesimine hizmet sunuyoruz”

Günümüzde her vatandaşın rahatlıkla kredi kullanamadığını anımsatan Çiftçi, “Konut kredisi kullanımında bugün toplumun büyük bir kesimi kredibilite sorunlarından dolayı bankaların müşterisi olamıyor. Dar ve orta gelirli aileler ayda maksimum 1-2 bin lira tasarruf yapabiliyorsa, bugünkü sistem bu ailelerin kredi kullanmasına izin vermiyor. Dolayısıyla Birevim’in tasarrufa dayalı finansman modeli dar gelirli ailelerin de gayrimenkul sahibi olmalarına olanak tanıdığı için ilgi görüyor. Biz aslında hiçbir zaman bankaların rakibi olarak piyasada yer almıyoruz. Aksine, bankalardan hizmet alamayan toplumun önemli bir kesimine hizmet sunuyoruz. Türkiye’de yılda ortalama 1 milyon 400 bin konut satışı gerçekleşiyor. Bunun 2 milyon seviyelerine çıkması ancak tasarrufa dayalı modellerin yaygınlaşması ile mümkün olur diye düşünüyorum. Tasarrufa dayalı faizsiz ev alma modeli özellikle orta ve alt gelir grubunda bulunanların satın alma gücünü artırıyor. Onların da ev sahibi olmasını sağlıyor. Biz, mevcut ev alma yollarından hizmet alamayan, almakta zorlanan ya da almak istemeyen kişilerin ihtiyaçlarına çözüm olmaya yönelik yöntemler sunuyoruz. Diyelim ki, mevcut ev alma yollarından hizmet almadınız ya da alamadınız. Kendiniz tasarruf yapmaya karar verdiniz. Kiranızı ve diğer tüm ödemelerinizi yaptıktan sonra ailece her ay bin TL kenara koyabiliyorsunuz, 100 bin TL değerinde bir ev alabilmek için 100 ay beklemeniz gerekecektir. Biz, tam bu noktada devreye giriyoruz, ‘Birlikte tasarruf yapmanıza olanak sağlayarak’ bu bekleme süresini kısaltıyoruz. Dolayısıyla hızlı, kolay ve ekonomik şekilde ev sahibi olunuyor” ifadelerini kullandı.

Birevim 4T Teminat metodu

Müşterilerine pek çok teminat seçeneği sunduklarını aktaran Birevim Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çiftçi, ancak Birevim’in üzerinde hassasiyetle durduğu bir teminat metodu olduğunu söyledi.

Çiftçi, söz konusu metodu şöyle açıkladı: “Biz buna 4T diyoruz. Açılımı ise; tasarruf, tahsilat, teslimat, teminat. Önce müşterilerimiz girmek istediği tasarruf programını belirleyerek tasarruf yapmaya başlıyor. Böylelikle ilk T gerçekleşmiş oluyor. Ev sahibi olmak isteyen kişiler, her ay düzenli olarak tasarruflarını ve varsa peşinatlarını Birevim hesabına kendi müşteri numarasıyla gönderirler. Böylelikle tasarruflar tahsilata dönüşerek ikinci T gerçekleşmiş olur. Gerçekleşen tahsilatlar neticesinde elde edilen tutar ile ev sahibi ola zamanı gelen kişilere teslimat yapılır. Birevim, teslimatı yapılan gayrimenkule diğer müşterilerin haklarını korumaya yönelik “satılamaz kaydı” koyar. Yapılan her teslimat, evini henüz teslim almamış diğer müşterilerin güvencesi anlamına gelir. Evini teslim almış bir müşteri, evini henüz teslim almamış diğer müşterilerin de ev sahibi olabilmeleri için kalan borcunu Birevim’e ödemekle yükümlüdür. “Birevim’in alacakları” hesabında tutulan ve satılamaz kaydı konulan gayrimenkul, evini teslim almamış diğer müşterilerin teminatını oluştururken, bu teminat şekline “ipotek teminat yöntemi” diyoruz. Öte yandan BDDK uzun süredir tasarrufa dayalı faizsiz finansman sistemleriyle ilgili mevzuat çalışmaları yapıyor. Biz de bu çalışmaları yakından takip ediyoruz. Çalışmalar sonuçlandığında sektörümüz için güzel gelişmeler yaşanacağını düşünüyorum. Şeffaflık, denetim, rekabet koşulları, hesap verebilirlik gibi konularda sektör kazanımlar elde edecektir. Mevzuatı beklemeden bu ilkeler doğrultusunda ilerlemeye hassasiyet gösterdik ve göstereceğiz. Mevzuatla birlikte sektörümüzde yüzde 18 olan KDV oranının makul bir seviyeye düşürülmesi ve bankalara sağlanan ipotek imtiyazlarının sektörümüze de sağlanması, aynı zamanda bu yöntemlerden yararlanmak isteyen kişilere devlet teşvikinin de verilmesi, tasarrufa dayalı yöntemlerin tabana yayılmasını sağlayacaktır.”
Kaynak: İHA